Gazete Vatan Logo

Fatiha okudu

Kılıçdaroğlu'ndan Anadolu'ya çıkarma

Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkanı olarak ilk ziyaretini bir süre önce 30 maden işçisini şehit veren Zonguldak’a gerçekleştirdi. Eski Başbakan merhum Bülent Ecevit’in de memleketi Zonguldak’a parti otobüsü ile giden Kılıçdaroğlu’nu ilk gezisinde Önder Sav ve Hakkı Süha Okay da yalnız bırakmadı. İlk uzun süreli duraklama ve Kılıçdaroğlu’nun kısa hitabı ise Mengen’de oldu. Yüz kadar partilinin “Başbakan Kemal” sloganları ile karşıladığı Kılıçdaroğlu, “yemeğin ve lezzetin başkentinde” olduğunu belirterek, tek hedeflerinin iktidara gelmek olduğunu söyledi. Vatandaşın terini koklayacaklarını ve herkesi kucaklayacaklarını ifade eden Kılıçdaroğlu yoksulluğa ve işsizliğe son vereceklerini söyledi. “İlk sözümüz halktı, son sözümüz de halk olacak” diyen Kılıçdaoğlu, Mengen’de kendisini karşılayanlara “İktidarın hazırladığı yemeği yemek hoşunuza gidiyor mu? Yemek hoşunuza gitmiyorsa, tadı damağınızda kalmıyorsa, bu yemeği yapanları değiştireceğiz” diye konuştu.

CHP işçilerin yanında...

Kılıçdaroğlu Zonguldak’ta Maden-İş Sendikasını ziyaret etti. Genel Maden İş Sendikası Başkanı Ramiz Uslu’ya başsağlığı dileyen Kılıçdaroğlu, “CHP’nin binlerce metre yerin altında alınteri ile çalışan işçilerin yanında olduğunu” vurguladı. Sendika Başkanı, maden faciasında yaşamını yitirenlere tekrar başsağlığı dilerken, o sırada odada bulunan işcilerden biri, “Ruhlarına Fatiha” dedi. Bunun üzerine PM üyesi, eski müftü İhsan Özkes, Başbakan Erdoğan’ın, “Kazalar bu mesleğin kaderinde vardır” ifadesini eleştirdi. Özkes, “Eğer madenci bu mesleğin kaderinde ölüm var diye aşağı iniyorsa, o zaman intiharı kabul etmiş sayılır. Bu da dinimize göre günahtır. Avrupa’daki ölümler Türkiye’dekinden 5 kat daha az. Eğer kaderse, onların Allahı mı farklı? Gerekli önlemler alınırsa ölümlerin olmayacağı düşüncesindeyim. İslam’ın anlaşıyı da budur” dedi. Özkeş, konuşmasını tamamladıktan sonra fatiha suresini okudu.

‘Din adamıyım, görevimi yaptım’

Özkeş, sendika ziyaretinde dua edilmesini önceden planlanmadığını, ancak işçilerden birinin “Ruhlarına Fatiha” dediğini duyunca dua etme gerekliliği hissettiğini söyledi. Özkeş, “Ben din adamıyım. Orada da bir din adamı olarak görevimi yaptım” dedi. Kılıçdaroğlu daha sonra ölüm madenine gitti. Kılıçadoroğlu, tüm madencilere başsağlığı dilerken, üzüntülerini dile getirdi. Konuşmasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı raporlarından alıntılar yapan Kılıçdaroğlu, bu raporlarda mevcut kazaların yüzde 98’inin “önlenebilir türde” olduğunun ifade edildiğini belirtti. Raporlara göre işletme belgesi olan iş yeri sayısının 87, belgesi olmayanların sayısının ise 604 olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Ömer Dinçer’in raporların ayrıntılarını kamuoyuna açıklamasını beklediğini kaydetti.

‘Kaderin ne olduğunu biliyoruz’

Başbakan’ın kazaya ilişkin daha önceki açıklamaları ve dünkü grup toplantısındaki konuşmasının hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: “Sayın Başbakan şunu çok iyi bilsin kaderin ne olduğunu biz de biliyoruz ama önce insan aklını kullanacaksınız, gerekli önlemleri alacaksınız sizin gücünüzü aşan bir olay olursa onu ’kader’ olarak söyleyeceksiniz. Yoksa hiçbir önlem almadan, gerekli çabaları göstermeden yer altına, madenlere işçileri indireceksiniz, ondan sonra hiçbir önlem almadığınız için patlamalar olacak ve siz bunu ’kader’ olarak algılayacaksınız. Bu doğru bir olay değil.”

‘Ben sizin Kemal’inizim...’

Kılıçdaroğlu, Zonguldak Belediyesi’nin önünde toplananlara hitaben yaptığı konuşmada şöyle dedi:

“Bu Başbakanı sandıkta emekli edin. Biz hesap soracağız. Sadece hesap sormakla kalmayacağız. Dürüst siyaseti, namuslu siyaseti getireceğiz. Recep Bey’in CHP’ye oy vermesini isterim. Düzgün politika nasıl olurmuş, halkı soyanlardan nasıl hesap sorulurmuş, görecek çünkü o zaman. Biz iktidara koşuyoruz. Bunun kanıtı sizlersiniz. Çünkü bizim gücümüz halktan geliyor, halkla beraber yürüyeceğiz, halkın iktidarını kuracağız. Benim adım Kemal. Ben sizin Kemal’inizim, başkasının değil. Halk için çalışıyorum ben. Eğer verdiğimiz sözden birisini yerine getiremezsek, olur ya biz de getiremedik, o zaman milletin önüne çıkar özür dilemesini biliriz. Ama yapamayacağımız şeyin sözünü de vermiyoruz. Başbakan’ın halkla ilgisi yok.”

Haberin Devamı