Fare zehirinden ecstacy yapıyolar

Türkiye'de en fazla 'ecstasy'nin tüketildiği yer İstanbul ve İzmir... Çünkü ecstasy daha çok gece kulüplerinde alınıyor ve ve bu iki şehir gece hayatının en yoğun olduğu iller. Narkotik polisi ilk kez 1994 yılında esctasy yakaladı. O günden bu yana ecstasy kullanımı çığ gibi büyüdü. İzmir Narkotik Şube'den bir bir polisle ecstasy gerçeğini konuştuk. İşte anlattıkları:

Hollanda, Bulgar ve yerli
Türkiye'de üç çeşit ecstasy var. Bunlar Hollanda malı, Bulgar malı ve yerli malı. Aslı Hollanda malı. Tanesi 30 milyondan başlıyor. 4-5 tane alan kişi hayatını kaybedebilir. İkinci sırada yerli malı geliyır. Ufak laboratuvarlarda hazırlanıyor. Fiyatı daha ucuzdur. Üçüncü sırada ise Bulgar malı geliyor. Bunların ne içerdiği tam olarak bilinmez ve kalitesi çok düşüktür. Piyasada sahte ecstacy'ler de var. Bunlar sabun, aspirin, fare zehiri ve vermidon karıştırılarak yapılıyor. Fare zehirinin katılmasını nedeni hem renk vermesi hem de zehir etkisi yüzünden kişiyi kendinden geçirmesi.... Düşük dozda kullanıldığı için kişiyi zehirlemiyor ama zehir etkisi yüzünden kendinden geçen kişi kafayı bulduğunu sanıyor. Halbuki zehirleniyor.

Bir uyuşturucu marketi
Speed (hızlı) ve Low (yavaş) olmak üzere iki çeşit. Speed eğlenmek, dans etmek için alınır. Hiperaktif yapar. Low ise cinsellik amaçlı. İçine farklı uyuşturucu maddeler katılıyor. Örneğin Versace ismindeki uyuşturuyu alan kişi istifra ettikçe kafa bulur. Çünkü içine az bir miktar eroin katılıyor. Ecstacy'deki bu çeşitlilik o kadar çoktur ki, ecstasyi bir uyuşturucu olarak değil bir çok uyuşturucunun bulunduğu bir market olarak değerlendirmek gerekir. Gece kulüplerinde alkolden çok ecstasy alınıyor. Çünkü ucuz. İçkiyle bir gecenin maliyeti 50 milyon. Ama ecstasy ile 20 milyon.

Hamile kalmadan 4 ay önce bıraktım çocuğum anormal
M.T. ergenlik döneminde esrarla başlamış uyuşturucu kullanmaya. Sonra ecstays... 4 yıl önce evlenmiş. Eşinin de desteğiyle bırakmış uyuşturucuyu. 4 ay sonra da hamile kalmış. Endişe dolu günler de bundan sonra başlamış. Sesi titreyerek anlatıyor yaşadıklarını: "Hamile kaldığım zaman esrar ve ecstasy kullandığımı doktorumla paylaşmaya çekindim. Neden bilmiyorum, cahillik. 9 ayın sonunda bebeğime kavuşunca gözüm hiçbir şeye görmedi. Ta ki, oğlum 1,5 yaşına gelene kadar. Çünkü gelişimi yavaş ilerliyor. 1,5 yaşında olmasına rağmen 8 aylık gibi görünüyor. Üstelik konuşamıyor, yürüyemiyor, geceleri uyumuyor, yemek yememek için direniyor. Tüm bunların kullandığım maddelere bağlı olduğunu öğrenince kahroldum."

Üç pazar var: Gece kulüpleri, liseler ve ev partileri
Ecstacy'nin çöreklendiği üç pazar vardır. Discolar, liseler ve ev partileri. İzmir'de pazarın adı Konak'tır, İstanbul'da Beyoğlu, Ankara'da Çankaya ve Kızılay. Bu bölgelerdeki gece kulüpleri uyuşturucu tacirleri tarafından parsellenmiştir. Satışı yapan kişiye 'torbacı' denir. Çünkü ecstacy kullanan kişinin göz bebeği büyür, aşırı terler, suratı ve dudağı düşer, kendini hemen deşifre edir. Bu yüzden torbacılar için şu an en iyi pazar liseler. Torbacılar zengin semtelerindeki liselere gider ve maddi durumu kötü, yakışıklı çocukları kendilerine yardımcı olarak seçerler. Bu genç çocuklar yoluyla zehiri diğer öğrencilere satarlar. Üçüncü yer ev partileri. Ecstacy evlere ya alınıp geliniyor ya da evde para toplanıyor ve torbacı telefonla aranarak eve sipariş veriliyor. Ancak güvenlik yüzünden genelde herkes kendi ecstacy'sini getiriyor. Polise yakalanma ihtimali de böylece daha zayıf oluyor.