Evden işe bisikletle gidenler
.
Evden işe bisikletle gidenler
Bisiklet kullanımı artık spordan öteye geçmiş durumda. İstanbul’daki bisiklet yolları yok denecek kadar az, sürücü ve yayalar bisikletten rahatsız olabiliyor. Ancak her şeye rağmen işine bisikletle giden insanlar var. Sayıları da yadsınamayacak kadar çok.
Trafik şartları, toplu taşımadaki kalabalık, yol maliyeti gibi pek çok etkenden dolayı bisikletle işe de gidiyoruz okula da... İsveç veya Danimarka’dan aşina olduğumuz “Çalışma ofisine bisikletiyle giden politikacı“ görüntüsünü ülkemizde henüz göremesek de bisiklet kullanımı günlük hayatta epey yaygınlaşmış durumda. Rakamlar da bu durumu yansıtır nitelikte. Bisikletliler Derneği Genel Sekreteri Halil Atalay, 2008 yılında Türkiye’de üst seviye bisiklet satışlarının yıllık ortalama 1500 - 3 bin arasında bir rakam olduğunu, (üst seviye bisikletten kastı 1.000 TL üzeri) son dört yılda bu oranın yüzde 150 artarak 1 milyona yaklaştığını ifade ediyor... İstanbul’da bisikletle işe gidenlerin yaklaşık sayısı ise 1000 civarında.
Melike Cengiz (Öğretmen)
Melike Cengiz üç senedir bisiklet kullandığını günde yaklaşık 15 km yol yaptığını ifade ediyor: “İş için Kadıköy’den Göztepe Merdivenköy’e gidiyorum. Sürücüler, bisikletliye gereksiz yere korna çalıyor. Minibüs caddesindeki minibüslerin adım başı durarak hızımızı kesiyor. Ama bisiklete binmeye başladığım yıldan bu yana araçlar bisikletliyi kabul etmeye başladı, yavaş yavaş bisikleti trafikte yol almaya hakkı olan bir araç olarak görmeye başladılar...”
Alexios Menexiadis (Bisiklet Gezgini dükkanı)
Alexios Menexiadis, Kozyatağı‘nda kievinden Göztepe’deki işine gidiyor. Ortalama 18 km yol yapıyor. 1992’de Atina’da üniversitede okurken, aylar boyunca süren büyük bir otobüs grevi olmuş. O zamandan itibaren günlük hayatında ve tatillerinde bisiklet kullanıyor. Bisikletle dünyayı dolayan Menexiadis, evden çıkmadan önce lastiğin havasını, fren ve ışıkların kontrolünü yapıyor. Gözlüğü, kışın reflektörlü yeleğini ve yazın açık renkli tişörtünü eksik etmiyor.
Gizem Kendik (Proje yöneticisi)
Gizem Kendik, her sabah Kozyatağı - Koşuyolu rotasını takip ediyor. Bir seneden beri işine bisikletle giden Kendik, günde ortalama 4-5 km yol yapıyor: “İstanbul’da sabah 9’da metrolar bisikletli geçişine açılıyor. Ben de sabah 9:00’da metroya biniyor oradan Ayrılık Çeşmesi durağına geçiyorum. Metrodan iniş çıkışlarda kalabalığa karışmadan bisikletle yol alıyor olmak çok güzel. Toplantıya yetişmem gerekiyorsa hiç vakit kaybetmeden metrodan çıkıp 10 dakikada ofise varıyorum. Paçalarımın zincire takılmayacağı ve sürüş sırasında beni rahatsız etmeyecek kıyafetler seçmeye çalışıyorum. Trafikte ise sürekli dikkatli olmaya, diğer sürücü ve yayaların yapabileceği ani hareketleri takip etmeye çalışıyorum. Akşamları hava kararmaya başladığında hemen ön ve arka ışığımı yakıyorum. Yıllardır trafikte araç sürücüsü veya yaya olmaya alıştık ancak bazen sürücüler ve yayalar bisikletliler karşısında nasıl davranacaklarını bilemiyorlar.”
Seçil Öznur Yakan (Bisikletli Kadın İnisiyatifi kurucusu)
Kadıköy’den Göztepe’deki dükkanına giden Yakan, 2010’dan itibaren bisiket kullanıyor. Günde 15 km yol yapan Yakan, “Sinyal vermeden dönenler, soldan açılan kapılar, 1,5 metre kuralına uymayıp kıl payı geçen araçlar... Kaportamız bedenimiz, kimsenin hata yapma şansı yok. Her şeye rağmen İstanbul trafiğini bertaraf etmet için bisiklet bir avantaj. Herkes spora ayıracak vakti olmadığından şikayet ediyor, halbuki bisiklet doğal bir spor. Kalori harcıyorsunuz. Ayrıca maliyeti yok, egzoz salınımı olmaması da çevreye kattığınız bir değer.” diyor.
Mazhar Çelikoyar (Op. Dr, KBB Hastalıkları Uzmanı)
Florance Nightingale Hastenesi’nde çalışan Mazhar Çelikoyar, üç yıldır, yoğun ameliyat günleri hariç işe bisikletle gidiyor. Kandilli’deki evinden Çağlayan’daki işine her gün bisikletle giden, kendine alternatif rotalar çıkaran Çelikoyar, sabah kahvaltısını yaptıktan sonra 08:10’da bisikletiyle yola koyuluyor. 35.6 km yolu bisikletiyle 50 dakikada alıyor. Bisikletçilerin yoğun trafikte fark edilmesini kolaylaştıracak şekilde parlak bir mont giyip, kask ve eldivenini takıyor. Çelikoyar, “Yoğun trafikte ne yaparsanız, gittiğiniz yere bisikletten daha hızlı ulaşamazsınız. Bütün kaotikliğin içinden daha dingin, stressiz, sağlıklı bir hayat yaşıyor ve bedeninizle yol almaya başlıyorsunuz” diyor.