Gazete Vatan Logo
Magazin Erdoğan'a dans etmek isterim

Erdoğan'a dans etmek isterim

Abramoviç'e göbek atan dansöz Nuran Sultan, Erdoğan'a da dans etmek istiyormuş

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN


Ünlü Rus işadamı Roman Abramoviç'in yatında göbek atan dansöz Nuran Sultan: "O gece için aldığım parayı bilerek az söyledim. Çünkü annem 'Her şeyi olduğu gibi açıklarsan nazar değer' dedi. Aslında tekneden koca bir çanta dolusu parayla çıktım."

Reina'da oryantal dans gösterisi yaparken Sting tarafından dudağından öpülen, yakın zamanda Türkiye'ye gelen "zenginler zengini" Rus işadamı Roman Abramoviç'in mega yatında oryantal şov yapan Nuran Sultan'ı artık sağır sultan da duydu. Ama 10 yaşından beri dansözlük yapan Nuran Sultan'ın kim olduğu, nereden çıktığı, nasıl olup da Sean Connery'den David Copperfield'e birçok ünlüye göbek atan kadın haline geldiği hâlâ bir muamma. Hal böyle olunca "partilerin sultanı"nı bulduk ve ünlüler dünyasına giriş macerasını sorduk, şaşırtıcı bir cevap verdi: "Ömer Karacan'ın verdiği bir partiye dansöz olarak çağrılınca şansım döndü. Bilmeden Jean Paul Gaultier'ye dokundum, hayatım değişti." Nasıl yani? Merak edene işte hikayenin gerisi...

Önce Sting, sonra Abramoviç için göbek atan dansöz olarak tanıdık sizi ama hikayenizden habersisiz. Bizi aydınlatsanıza...
Hikayem Dolapdere'de başlıyor. Atalarım Kurtuluş Savaşı'ndan önce Selanik'ten İstanbul'a göç etmiş ve Dolapdere'ye yerleşmiş. Bütün sülalem hâlâ orada yaşıyor. Kalabalık bir ailem var. Beş kardeşin dört numarasıyım. 24 yaşındayım ama çok küçük yaştan beri gece hayatının içindeyim.

Kaç yaşında başladınız dans etmeye?
Çok küçükken. Biz Çingeneyiz. Ailede de çok müzisyen var. Dolayısıyla ben kendimi bildim bileli (herhalde 10 yaşlarından itibaren) kız arkadaşlarımla mahallede toplanır, gider düğünlerde göbek atardık. Yövmiye almazdık ama topladığımız paralar bizim olurdu. Herkes istediği kostümü giyiyordu. Çok da eğlenceli oluyordu.

İşadamlarına saat 9'da uyandırma dansı
Dünden bugüne, Abramoviç'in teknesinde göbek atar hale gelmiş olmak size ne hissettiriyor?
Çok büyük bir şans bu. İnanılmaz ünlü, kendi ortamımın çok dışında insanlara dans ediyorum şu anda. Bunun ne hissettirdiğini açıklamak için bir anımı anlatayım.
Biz büyük yokluk içinde büyüdük. Rahmetli babaannemin üst katında oturuyorduk. Onun büyük bir tenceresi vardı. Sürekli kaynardı ve herkes gün içerisinde gelip oradan yemek alırdı. Dedem de Büyük Kulüp'te aşçı yamağıydı. Pastalardan kalan artık parçaları yiyelim diye eve getirirdi. Ben pastanın hep böyle parça parça bir şey olduğunu zannettim.
Seneler sonra Büyük Kulüp'te bir ekstraya çağrıldım. Bir şahsın doğum günü kutlaması için pastanın içinden çıktım. O zaman pastanın parça parça olmadığını, içinden çıkınca parçalanan bir şey olduğunu gördüm. Bu işin şakası tabii. Ama bu hikaye nereden nereye geldiğimi hatırlatıyor bana.

Dolapdere'de düğünlerde dans eden o kız Sting, Abramoviç gibi dünyaca ünlü kişiler için dans etmeye nasıl başladı?
Yıllarca Dolapdere'de düğünlerde göbek attıktan sonra Galata Kulesi, Orient House gibi turistik mekanlarda oryantal dans yapmaya başladım. Bu arada daha çok ekstra iş alabilmek için çeşitli ajanslara yazıldım. Bahsettiğim Büyük Kulüp gibi mekanlarda, davetlerde ekstra işler almaya başladım. Mesela bir sabah saat dokuzda 30 kişilik bir işadamı grubunu toplantı öncesi uyandırmak için dans ettim.
İnsanların ancak filmlerde gerçekleştirebileceği birçok hayalini dansımla gerçekleştirdim. Bu anlamda kendimi bir filmde seyrettiğim "Çıplak Ayaklı Carmen"e benzetiyorum. O da fakir bir aileden gelmişti ama yeteneği sayesinde çok özel insanlarla bir araya gelip yükseldi.

"Ünlülere ilk dans edişim Ömer Karacan sayesinde oldu"

Siz dünya starları için dans etmeye nasıl başladınız?
Bu anlamda şansım dört-beş yıl önce Ömer Karacan'ın, verdiği bir partide dans etmem için beni çağırmasıyla döndü. Bir ajans vasıtasıyla üç kız onun evindeki bir davette göbek atmaya gittik. Acayip bir ortamdı. Kapıda Fransız lejyonerler gibi giyinmiş korumalar vardı. Dişlerinde de uzay çağından çıkmış gibi yeşil ışıklar vardı.
İçeri girdim. Büyük davullar eşliğinde striptizci kızlar dans ediyordu. Bize de dediler ki: "Kalabalık bir davetli grubuna dans edeceksiniz. Mutlaka birilerini seçip dansa kaldırın." Ben de 10 dakika kadar göbek attıktan sonra rastgele birini sahneye çektim. O direndi ama ben adamı kolundan tutunca etrafta herkes tezahürat yapmaya başladı. Herhalde doğru ve önemli bir adamı tuttum dedim ve bırakmadım.
Sonunda kalktı, beraber dans ettik, hatta ben onu soydum, gömleğini filan çıkardım. Etrafta tezahürattan kıyamet kopuyor. Sonrasında tesadüfen berberde Marie Claire dergisini karıştırırken partideki dans karelerimizi gördüm ve onun Jean Paul Gaultier olduğunu öğrendim.
Ardından ünlülerin katıldığı birçok partiye davet almaya başladım. Yani Gaultier'ye bir dokundum, hayatım değişti. Ardından Savaş Ay'ın "Dansöz" filminde rol alınca da işlerim iyice arttı.

"Abramoviç'ten koca bir çanta dolusu para aldım"

Sonra hangi ünlülere dans ettiniz?
Sedef Adası'nda basından gizlenen bir davette Sean Connery için dans ettim. Beni özel bir yatla aldılar. Abramoviç'teki gibi fotoğraf makinesi getirmek yok dediler. Tabii yine kimlere dans edeceğimden haberim yoktu.
Bir baktım karşımda içinde Leyla Umar'ın da olduğu 10 kişilik bir grup ve en sevdiğim aktörlerden biri olan Sean Connery. O sırada neler hissettiğimi tahmin edersiniz. Elim ayağım titredi.
Ayrıca, sihirbaz David Copperfield için, Reina'da Sting ve tabii son olarak mega yatında Abramoviç için dans ettim. Türklerden de Burhan Öcal ve Ebru Gündeş'in konserlerinde yer aldım.

Bu tarz etkinliklerde bahşişlerle birlikte genelde ne kadar para kazanıyorsunuz?
Çok değişiyor. Ama üst limit isterseniz, bir gecede sırf bahşişlerden 20 bin dolar kazandığım oldu.

Medyada yazılana göre Abramoviç teknedeki dansınız için sadece 2 bin YTL vermiş size. Bunu biraz cimrice bulmadınız mı?
Bu doğru değil. Ben o açıklamayı mahsus yaptım. Annem "Her şeyi olduğu gibi açıklayınca sana nazar değer" dedi diye korktum. Aslında o miktarın çok daha fazlasını verdi bana Abramoviç. Şöyle söyleyeyim. Tekneden koca bir çanta dolusu parayla döndüm. Ve çantanın içi dolar doluydu. Sting gecesinde aldığımın beş-altı katı kadar para kazandım.

Nasıl bir adam Abramoviç?Çok etkileyici bir adam. Aurasıyla direkt seni etki altına alıyor. Onun yanında hem korkuyor hem heyecanlanıyor hem de etkileniyorsun. Dünyanın en zengin adamlarından biri olarak çevresinde çok büyük bir koruma kalkanı vardı tabii. Kalaşnikoflarla filan korunuyor.
Bu arada müthiş kendine güvenli, çok zevkli ve ağır takılan bir adam. Kalkıp bizimle göbek atar müşteriler genelde. O bizimle "kıvırmadı". Ama çok etkileyiciydi. Anlatmam yasak ama teknedeki ortam da muhteşemdi. Kendimi gerçekten rüyada zannettim.

"Tayyip Erdoğan için dans etmek isterim"

Rüyanın devamında kimler var? Başka hangi ünlüler için dans etmek istersiniz?

Ricky Martin, Robert De Niro ve Brad Pitt'i çok beğeniyorum. Onlarla dans etmeyi çok isterim. Türkiye'den de başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan için dans etmek isterim.

Yurtdışından da partilerde dans etmek için teklif alıyor musunuz?
Tabii. En son Monte Carlo'ya gittim. Haim Fresco ve Metin Fadıllıoğlu'nun organize ettiği bir gecede dans ettim. Çok değerli insanlar vardı. Güney Amerika'ya, Tayland'a, İsviçre'ye de gittim. Kasım ayında da İsveç'e gideceğim.


"Dansöz kadınlar için tehlike, erkekler için arzu nesnesidir"

Bu işin bir yaşı var mı? Sonsuza kadar dansözlük mü yapacaksınız?
Ben sahnede ölmek istiyorum gibi bir tavrım yok. Zamanı geldiğinde çoluk çocuğa karışıp bu dünyadan çekilmek ve çocuklarıma bir zamanlar yaşadığım masal gibi hayatı anlatmak istiyorum. Herhalde formum bozulduktan sonra bu işi bırakırım. Çünkü ben dansözlüğü güzellikle bütünleştiriyorum. Bana göre oryantal dans aşk, seks ve tutku demek. O yüzden bir dansözün mutlaka güzel ve seksi olması gerektiğine inanıyorum. Sahnede de öyle kalmak istiyorum. Kendimi beğenmediğim an bu işi bırakırım.

Genelde oryantal dansı doğurganlıkla bağdaştırıyorlar...
Kimileri onu doğurganlıkla, anaçlıkla bütünleştiriyor ama ben oryantali içindeki şehvet nedeniyle tangoya benzetiyorum. Sen bir dansöz olarak sahnede şehvetli bir kadınsın. Kadınlar için tehlike, erkekler için arzu nesnesisin.
Zaten oryantal dans bana göre tarihsel olarak saraylardan çıkma bir dans kültürü. Haremde padişahlar için yapılan, seksten önce ateşleme işlevi gören bir dans. Ben de bir dansözü sahnede ne kadar ateşli ve tehlikeli duruyorsa o kadar başarılı buluyorum.

"Tam bir Türk dansözüyüm"

Serdar Ortaç'ın dediği gibi artık etrafta "binlerce dansöz var". Neden ünlü isimler söz konusu oldu mu dansöz olarak sizi tercih ediyorlar?
Ben tam bir Türk kadını gibiyim. Düzgün bir fiziğim ve keskin hatlarım var. Hatta tipim yabancılara çok egzotik geldiği için bana "Türk Lokumu" lakabını taktılar. Sanırım sadece Türk müzikleriyle dans etmem de cazip geliyor. Hint ezgileri ya da Arap figürleri kullanmıyorum. Tam bir Türk dansözü gibi dans ediyorum. Tülay Karaca, Prenses Banu gibi...
Roman müziğini çok kullanıyorum. Çünkü 9 / 8'lik ritim dünyanın hiçbir yerinde yok. O bizim ritmimiz. Kıyafetlerimi seçerken de dikkatliyim. Arap dansözleri gibi giyinmiyorum. Benim toplumum modern ve yenilikçi. İstediğim kadar açık giyiniyorum. Zaten bunca yabancıya dans ederken modern bir Türk kadını gibi giyinip o şekilde hatırlanmak istiyorum.

Kıyafetlerinizi kim dikiyor?
Evin abla. Sahibi olduğu Bella modaevi Türkiye'nin bütün tanınmış dansözlerinin kostümlerini diker. Evin abla zamanında Sibel Can'ın kostümlerini de dikermiş.

"Diğerlerinden farklı bir stilim var" diyorsunuz, nedir o?
Dans edeceğim müziği kendim seçiyor, koreografiyi ben yapıyorum. Shakira, Beyonce, Britney Spears gibi modern sanatçıların danslarındaki oryantal öğeleri de kullanıyorum. Ama beni diğerlerinden ayıran en önemli özellik Çingene olmam. Müzik, dans ve ritim bizim içimizde var. Oryantal dans da duygudur, ruhtur. Bu benim için Allah vergisi bir yetenek.

Haberin Devamı