Bankacılar açgözlü mü?

Haberin Devamı

Yapı Kredi Bankası Genel Müdürü Faik Açıkalın’ın masraf ve ücretlerle ilgili tespitleri okuyanları sinirlendirecektir muhtemelen.

Tribünlere oynamak kolaydır ve göze hoş gelir. Okuyuculardan gelecek sinirli yorumları göze alarak tespitlerinin bana da çok mantıksız gelmediğini belirtmek ve biraz Açıkalın’a arka çıkmak istiyorum. Neden böyle düşünüyorum açayım:

- ‘Eskiden bu kadar ücret komisyon yoktu, nereden çıktı bunlar’ diyebilirsiniz. Haklısınız. Ancak eskiden Türkiye’de enflasyonist bir ortam vardı ve para da çok değerliydi. Yani sizin X bankada vadesiz mevduat hesabınızda tuttuğunuz 50 TL bile çok kıymetliydi. Gecelik faizden banka güzel paralar kazanıyordu. Dolayısıyla sizin o bankanın müşterisi olmanız ona yetiyordu. Bugün ihtiyaç duyduğu ekstra masraflara tenezzül dahi etmiyordu. Hatırlıyorum da bir banka toplam mevduatı içinde vadesiz mevduat oranının yüzde 16’lara geldiğini ballandıra ballandıra anlatıyor, bu oranın değerine değer kattığını vurguluyordu. Haksız değildi.

- Oysa tüm dünyada bankacılık, bugün bizim alışmadığımız şekliyle yapılıyordu. Ortada bir hizmet varsa bedeli de olacaktı. Ancak dediğim gibi enflasyonist ortamda bankalar bizden bunu talep etmeyince biz de normalinin bu olduğunu düşündük.

- ’Alışmış kudurmuştan beterdir’ diye bir söz var. Şimdi bankaların talep ettiği ekstra ücretler ağırımıza gidiyor, gözümüze batıyor. Eski köye yeni adet geldiğini düşünüyoruz. Ancak yanılıyoruz.

- Bankalar basit anlatımı ile tasarruf edenlerle fon ihtiyacı olan kesimler arasında aracılık yaparlar. Tasarruf edenin parasını toplar, maliyetinin üzerine bir kâr koyarak fon ihtiyacı olana borç verir.

- Ancak bizim net göremediğimiz ciddi maliyetleri vardır. Tasarruf edenden toplanan paranın belli bir bölümü Merkez Bankası’na zorunlu karşılık olarak yatırılır. Belli oranda likidite tutarlar. Yani topladıkları her kuruşu kredi olarak veremezler.

- POS cihazları, ATM’ler, hatta şubeler ciddi gider kalemleridir. Personelin maaşı, her şube başına devlete ödenen harçlar... Biz görmeyiz ama ciddi yekün tutar.

- Tüm bunlar bir kenara dediğim gibi esas konu enflasyonist ortamın bitmesi, vadesiz mevduatta para tutmanın esprisinin kaybolmasıdır.

- Ancak sakın yanlış da anlaşılmasın. Bankaların istediği her ücretin de insaflı ve adil olduğunu söylemek istemiyorum. Mesela kredi kullandırırken istenen dosya masrafı ve kredilerin yeniden yapılandırılmasında istenen ücret... Bunlara mutlaka bir çekidüzen verilmeli.

- Fakat hiçbir kurumdan da bedelsiz hizmet sunmasını beklememeliyiz. Madem enflasyon geriliyor. Buna da alışmalıyız. Ancak hizmetlerin karşılığının adil olması şartıyla...

DİĞER YENİ YAZILAR