Mustafa Koç bile dolara müdahale edemedi iddiayı da kaybetti

Haberin Devamı

2012’ye Mustafa Koç’tan iddiada mükellef bir yemek kazanarak girmenin sevincini yaşıyorum. Mükellef dedim ama yemeği yiyeceğimiz yerin adını koymamıştık, belki de temkinli olmam lazım.

Ancak koskoca Koç’un yemek için beni Marmaris Büfe’ye götürmeyeceğini düşünüyorum. Umarım hayal kırıklığı yaşamam...

Ekim ayının son günleriydi. New York’ta, Metropolitan Sanat Müzesi’nde 2 galeriye adını veren Koç Ailesi ile bu mutlu anlarına ortaklık ediyorduk.

Akşamı, Metropolitan Sanat Müzesi’nin giriş galerisinde verilen davette Mustafa Koç ile ayak üstü konuşurken söz Türkiye’de Merkez Bankası’nın dolara yaptığı etkin müdahaleye geldi.

Biz ABD’deydik ancak Türkiye’deki gelişmeleri de anlık izliyorduk. Dolar 1.90’ı görünce Merkez Bankası’nın etekleri tutuşmuş, tarihinin en sert müdahalelerinden birini yapmıştı. İki gün süren döviz satışı sonrası dolar adeta bayılmış ve 1.90 seviyesinden 1.77 TL seviyesine kadar geri çekilmişti.

Mustafa Koç, tahminini şöyle aktardı:

-Ben dolardaki düşüşün devam edeceğini düşünüyorum. Öyle tahmin ediyorum ki 1.65 hatta 1.60 TL’ye kadar dolarda geri çekilme devam eder...

İtiraz ettim.

-İki günlük bu sert düşüş yanıltmasın. Teknik olarak doların bundan sonra 1.7250’nin altını görme ihtimali pek görünmüyor.

Tahmininde ısrar etti ve benim yanılacağımı söyledi.

Bir anda ortaya iddia çıktı. Diğer gazeteci arkadaşların da tanık olduğu iddiada süreyi yılsonu olarak koyduk. Kaybeden orada bulunan herkese yemek ısmarlayacaktı. Baktı ben kararlıyım, espriyi de patlattı:

-İddiayı kaybedecek gibi olursam, Koç şirketlerinden birine 500 milyon dolarlık satış yaptırırım yine benim söylediğim seviyeye doları getiririm...

“Orantısız güç kullanmak yok” diyerek espriye karşılık verdim ancak doların bu saatten sonra artık değil 500 milyon dolar, 3 milyar dolar satış yapılsa bile 1.60’lı seviyelere geri gelmeyeceğine de emindim.

Nitekim dolar beni yanıltmadı.

Grafikte de görüleceği üzere 27 Ekim’de 1.7385’e değdikten sonra hiç bir işlem günü bu seviyeyi bir daha görmedi.

Şunu da itiraf etmeliyim ki AB tarafında ülkelerin anlaşmazlığı, bir türlü ne yapacaklarına karar verememeleri de benim avantajım oldu. Euro’nun dolar karşısındaki değer kaybı, iddiada işimi kolaylaştırdı.

Evet, teknik olarak 1.7250’nin altı zor görünüyordu ancak açıkçası yılın sonu için yaptığım kur tahmini de 1.85 TL’den daha yüksek değildi.

AB’deki sıkıntılar, euro/dolar paritesinin 1.30’un altına gelmesi, doların Türkiye’de 1.90 TL bandına yerleşmesine neden oldu.

Mustafa Koç da herhalde Merkez Bankası’nın önceki günkü 3 milyar dolara yakın müdahalesine bakarak artık doları yönlendirmenin öyle 300-500 milyon dolarlarık satışlarla mümkün olamayacağını anlamıştır.

Spekülatif ataklar olduğunda 300 hatta 100 milyon dolarlık satışlarla bile yükselişin önüne set çekilebilen günler geride kaldı.

Yılın son işlem günü yani 30 Aralık’ta Merkez Bankası’nın müdahalesi sonrası doların hareketine bakanların gözü korktu.

3 milyar dolar hatta bir tahmine göre 3.2 milyar dolarlık satışa rağmen dolar tabir yerindeyse kıpırdamadı bile.

1.85’e kadar çekilir gibi yapıp, yeniden kendini 1.89’a attı.

Olan Merkez’in rezervlerine oldu.

Bu demek oluyor ki döviz kuru, 2012’de de Türkiye’nin en önemli gündem maddelerinden biri olacak.

Azalan risk iştahı, paranın Türkiye’den çıkma isteği Merkez Bankası başta olmak üzere diğer ekonomi kurumlarını ve herşeyden önemlisi döviz borcu olan şirketleri hep tedirgin edecek...

Dolarda psikolojik bir sınır var. 2 TL.

Enflasyonla mücadelede sınıfta kalmaya devam edersek, Mart-Nisan aylarında yüksek enflasyonla birlikte 2 liralık dolar mümkün.

Bir başka tehdit ise euro/dolar paritesi.

Pozisyonu olan büyük fonlar çok uzun süredir euro/dolar paritesinin 1.30’un altına inmemesi için direniyordu.

Ancak yıl bitti. Direnç azalınca ve Ocak ayında 1.23’e doğru euro/dolar paritesinde bir geri çekilme yaşanırsa 2 liralık doları Mart ayından daha önce de görebiliriz.

Herkese sevdikleriyle birlikte sağlıklı bir yıl diliyorum...

DİĞER YENİ YAZILAR