‘Emine hanım Medical Park’ların gizli ortağı’ efsanesine hastanenin sahibinden yorum:

‘Dışarıdan baksam bu hıza ben de bir hikaye yazardım’

Haberin Devamı

Medical Park Hastaneler Grubu 2005’ten sonra çok hızlı bir büyüme göstererek, Acıbadem Hastaneler Grubu ile birlikte açık ara Türkiye’nin en büyük iki özel hastane markasından biri oldu. Van’dan Batman’a, Elazığ’dan Bursa’ya, Ordu’dan Tarsus’a kadar uzanan hastane yatırımları herkesin dikkatini çekiyor. Grup yatırımlara hiç ara vermiyor ve yakında İstanbul Acarkent, İstanbul Ulus, İzmir Karşıyaka ve Ankara Çankaya Medical Park’ları da açacak. Üstelik bu 4 hastane de çok iddialı yatırımlar.

Hal böyle olunca ve her yerde mantar gibi Medical Park’lar bitince dedikodular da ayyuka çıktı. Hastanenin ortaklarından biri Siirtli Ethem Sancak da olunca, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Siirtli Emine Erdoğan bu grubun gizli ortağı ilan edildi. Önceki akşam Medical Park Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta’ya bu iddiaları hatırlattığımda çok samimi olarak, “Ne yalan söyliyeyim ben de bu gelişime, bu hıza dışarıdan bakan biri olsaydım, buna benzer bir hikaye yazabilirdim” dedi. Ancak Usta iddiaları kesinlikle yalanlayarak hızlı büyümesindeki asıl nedeni şöyle anlattı:

“2005’te sadece 2 hastanem vardı. Biri Fatih’te diğeri Gaziosmanpaşa’da. Ethem Sancak bu işe girmek istiyordu. Biraraya geldik. Hedefimiz 3 yıl içinde en büyüklerden biri olmaktı. Kafamda farklı bir model vardı. Gayrimenkulün kime ait olduğunun bir önemi yok. Bunu dikkate alarak hastane yatırımlarımızı kiralık binalarda gerçekleştirdik. Bir hastane yatırımının yüzde 65’den fazlası gayrimenküle gider. Gayrimenkulü almayıp kiralayarak 1 yerine 3 hastane açabilme imkanını yakaladık.”

Muharrem Usta, Ethem Sancak ile yüzde 50-50 ortaklık ile kurduğu hastaneler grubuna daha sonra Carlyle Grubu’nun ortak olduğunu hatırlattı ve hızlı büyümenin bu ortaklıkla daha da hızlandığını vurgulayarak şöyle devam etti:

“Ben ve ortağım yüzde 20’şer hissemizi Carlyle Grubu’na sattık. (Yazarın notu: Rakam açıklanmadı ancak yüzde 40 için 110 milyon dolar ödendiğini duymuştum.) Üçlü yapımızla nakit gücümüzü artırdık. Paranın büyük bölümünü cebimize koymayıp hastanenin içinde bıraktık. Bankalar nezdinde kredibilitemiz daha da arttı. Sihirimiz burada. Gayrimenkuller de bizim olsun deseydik, bu kadar hızlı büyüyemezdik.”

Muharrem Usta, Fenerbahçe’nin geçen yıl sezonun son maçına 19 yaşındaki oğlu ile gittiğini belirtip çıkan dedikodulara da şöyle değindi:

“Arabamı Göztepe hastanemizin otoparkına bırakıp bir taksiye atladık. Taksi şoförüne şu hastanenin sahibini tanıyor musun?” diye sordum. Adam bir anlatmaya başladı ama ne hikaye. Nasıl bir efsane olmuşuz da haberim yok. Oğlum sürekli beni dürtüyor. Fakat ne yalan söyleyeyim Anadolu’nun en ücra noktasında bile bu hikayeyi duyuyorum.”

Usta, bu dedikoduyu yönetme ile ilgili bir girişimlerinin de olmadığını belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Açık söyleyeyim Emine Erdoğan’ın bu hastanelere ortak olduğu efsanesinin bize faydası mı var zararı mı var bilmiyorum. Kim nasıl biliyorsa öyle bilsin, ne düşünüyorsa öyle düşünsün diyoruz. Başbakan Erdoğan’ı da eşini de çok fazla tanımam. Yakın görüşen biri değilim. Yılda bir kez kendisini ya görürüm ya görmem.”

Yaşasın Hayat

Medical Park, kişiye özel tıp anlayışıyla Türkiye’de ekol haline gelen Prof. Dr Osman Müftüoğlu ile önemli bir işbirliğine imza attı. Muharrem Usta, yeni işbirliğini şöyle açıkladı:

“Herkes için sağlık felsefesine uygun olarak Medical Park’ı bir başka segmentte göreceğiz. Osman Müftüoğlu’nun Yaşasın Hayat Klinikleri ile Medical Park’ı evlendirdik. Bu klinikler Medical Park’ın çatısı altında marka olarak yolculuğa çıkıyor. Bu markayı zincir haline getireceğiz. İlkini Beykoz Acarkent’te Medical Park Tıp Merkezi içinde kurduk ve önümüzdeki hafta başlayacak.”

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu da, hastalık kadar sağlığın pozitif yönüyle de ilgilendiğini ve koruyucu ve önleyici tıbbın ilgi alanlarından biri olduğunu bu nedenle de bu projenin kendisini heyecanlandırdığını söyledi. Müftüoğlu, “Biz bu zincire yaşasın hayat konsepti ile katıldık. Biz gelecekteki hastalıkları öğrenip bunlara önlem almayı amaçlayan bir anlayışla hizmet veriyoruz. Kişinin genetik yapısını analiz eden, kişinin aile ağacını, yaşam tarzını, mesleğini dikkate alan daha geniş perspektifli bir alan gündeme geldi. Kişinin kanser olup olmayacağını öğrenme hakkı var. Türkiye’de ilk olacak. Şeker hastası olabilir miyim?, Kalp krizi geçirecek miyim? diye öğrenebilme imkanı olacak.”

Böbrek naklinde dünya birincisi

Akdeniz Üniversitesi Prof. Dr. Alper Demirbaş’ın kaptanlığında organ nakli konusunda çok iyi işler yapıyordu. Demirbaş bir süre önce Medical Park hastaneler grubuna geçti ve hastanenin bu alandaki performansını inanılmaz bir noktaya taşıdı. Demirbaş geçen yıl 1.450 organ nakli yaptıklarını, 516 böbrek nakli ile dünyada en çok nakil yapan hastane olduklarını söyledi. Demirbaş kendilerine en çok yaklaşan ABD’deki hastanenin yaptığı böbrek nakli sayısının 308’de kaldığını söyledi. Bu arada geçen yıl Türkiye’de yapılan 2 bin 500 civarındaki organ naklinin 850’sini de iki hastanesinde Medical Park gerçekleştirdi.

İletişim ‘guru’sunun yaptığına bak!

Medical Park’ın Yönetim Kurulu Başkanı Muharrem Usta, yeni ortaklık kurduğu Prof Dr. Osman Müftüoğlu, organ nakli konusunda Türkiye’nin önde gelen Medical Park doktorları ile bir masa etrafındayız. Masada gazetelerin ekonomi müdürleri ağırlıkta. Hürriyet Yayın Koordinatörü Fikret Ercan ve yine Hürriyet’ten yazar Mehmet Yılmaz da var.

Medical Park’a iletişim danışmanlığı hizmeti veren Ali Saydam yemeğin sonlarına doğru dört gözle beklediğimiz!!! müjdeyi veriyor.

- Gazeteci arkadaşlara hastanelerde bir indirimimiz olacak ya. Onu da açıklayalım, Muharrem Bey.

Sonra devam ediyor.

- Aslında bu indirim riskli. Çünkü hastaneye gelirler, bir de verilen hizmeti beğenmezlerse vay halimize. Ben olsam bu indirimi vermeyelim derim.

Sanki indirim bekleyen var

Masada buz gibi hava esiyor. Duyduklarıma inanamıyorum. Milliyet Ekonomi Müdürü Murat Sabuncu ve Habertürk Ekonomi Müdürü Yavuz Barlas ile birlikte masayı terkediyoruz.

Sen bir iletişimcisin. Bu konuda dersler veren, kitaplar yazan, bir de bu işin akademisini açacak kadar iddialı görünen kendini ‘Guru’ ilan eden birisin.

Bizleri nasıl rencide ettiğinin farkında mısın Ali Saydam?

Vallahi bu yaptığını, bırak yeni mezun bir iletişimci, Ayşen Gruda yapmazdı...

DİĞER YENİ YAZILAR