‘Corolla’yı Japonya’dan geri istedik, ticari de üreteceğiz’

Haberin Devamı

Rahmetli Özdemir Sabancı’nın büyük gayreti ile Japon Toyota, Gümrük Birliği anlaşmasından da önce 1994 yılında Türkiye’de yatırıma gelmişti. Halen dünyanın en çok satan otomobili olan Corolla, Adapazarı’nda üretilmeye başlandı. Sonra Toyota bir strateji değişikliğine gitti ve burada Verso ile Auris’i üretip Corolla’yı Japonya’ya götürdü. Ancak bu konuda yakında önemli bir gelişme olabilir. Geçen hafta M.I.T ve Toyota işbirliği ile düzenlenen İş Planı Yarışması’nın kazananlarını dinlediğimiz buluşmada söz döndü dolaştı otomobile de geldi. Toyota Türkiye CEO’su Ali Haydar Bozkurt, Corolla üretiminin Türkiye’den gitmesinin büyük bir hata olduğunu söylerken “Girişimlerimiz sonuç vermek üzere. Corolla yatırımını tekrar Türkiye’ye çekme çabamız ciddiye alındı. Gelişmeler var. Yakında bir sonuç bekliyoruz” dedi.

Bozkurt, Türkiye’de geçen yıl 25 binin üzerinde Corolla satıldığını belirtirken bu yatırımı sadece Türkiye için istemediklerini de belirtip şöyle konuştu: “Şu an en çok satan modelimizi Türkiye’ye yüzde 10 gümrük vergisi ödeyerek getiriyoruz. Burada üretmek tabii ki bize rakiplerimiz karşısında önemli bir avantaj sağlar. Ancak stratejimizi sadece iç pazara göre geliştirmedik. Buradaki üretimle hem Rusya hem İsrail pazarına da Corolla gönderebiliriz. Fizibilitelerimizi yaptık, Japonya’ya gönderdik. Çalışıyorlar. Ben çok umutluyum.”

Bozkurt, sadece Corolla değil bir ticari araç üretimi için de çalışmaların devam ettiğini söyledi. Türkiye’de üretilen Verso’yu ticari bir modele dönüştürdüklerini, bu anlamda Sanayi Bakanlığı’nın tüm kriterlerini yerine getirdiklerini belirten Bozkurt her nedense Maliye engeline takıldıklarını, Maliye’nin Verso’nun ticari versiyonuna izin çıkarmadığını anlattı. Bozkurt, bu durumu Japonlar’a izah etmekte zorlandıklarını da ifade etti.

Soğutma ile durdurma arasındaki ince çizgi

ALİ Haydar Bozkurt, hükümetin ekonomiyi soğutmaya yönelik son tedbirlerinden sonra pazarın durumunu da değerlendirdi:

“Kredi maliyetleri 0.70’lerden 1’lere geldi. Bir de kredi başvuruları içinde reddedilenler arttı. Tedbirler olmasaydı bu yıl 950 bin 1 milyon arası bir otomotiv pazarından sözediyor olabilirdik. Ancak yeni gelişmeler ışığında pazarın 850 bin civarında bir yerde oluşacağını söyleyebiliriz.”

Bozkurt cari açıkla mücadeleye destek verdiklerini söylerken, “Sağlıklı büyüyen, zigzaglar çizmeyen bir ekonomi tabii ki hepimizin isteği. Ancak soğutma ile durdurma arasında da çok ince bir çizgi var. Dengeyi iyi ayarlamak lazım” diye konuştu. Bozkurt, kredi maliyetlerindeki artışa, kurdaki artışın da eklendiğini belirtirken, “Ancak kurdaki artış rekabet yüzünden fiyatlara tam olarak yansıtılmıyor. Marjların gidecek yeri kalmadı. Yeni otomobil satarak artık para kazanılmıyor” dedi.

Vergiler inerse pazar 1.5-2 milyona çıkar

Türkiye’de yeni bir aracın ortalama fiyatının 30 bin TL olduğunu kaydeden Bozkurt, o eşiği geçip otomobil alamayan çok insan bulunduğunu, bu geniş kitleye ulaşmanın yolunun da vergiden geçtiğini söyledi. Bozkurt, Türkiye potansiyelinin aslında yıllık 1.5-2 milyon araç satışı olduğunu iddia ederek sözlerini şöyle bitirdi:

“Bir kaç yıl öncesine kadar Türkiye pazarı 500 binler seviyesindeydi. Potansiyel var ancak pazar artmıyor. Çünkü vergiler yüksek. AB’de yüzde 19 KDV ödeyip, 80 euro’da plaka masrafı yapıp araç alınıyor. Türkiye’de 30 bin TL’ye satılan araç vergi sistemi AB’deki gibi olsa 21 bin TL’ye inebilir. Pazar 1.5 milyonu hatta 2 milyonu bulur. Maliye açısından otomotiv sektörü işte o zaman tam yediveren gülü gibi olur. Ayrıca bir ülkede yatırım kararı verirken, üretimin yüzde 20’sinin iç piyasada satılabilme imkanına bakan otomotiv devlerinin Türkiye’ye gelme şansı da artar.”

DİĞER YENİ YAZILAR