Şu an 4.5 milyar dolarlık bir alım işiyle ilgiliyim bambaşka bir dünyadayım

Haberin Devamı

Dünyanın en büyük kağıt üreticisi International Paper’ın yönetim kurulu tamamen profesyonel yöneticilerden oluşuyor. 9 kişilik yönetim kurulunda FedEx’in CEO’su da var, ABD eski Başkanı Bush’un danışmanı da. Ancak yönetimde tek bir hissedar dahi yok. Ahmet Dördüncü, Sabancı Holding’deki CEO’luk görevinden ayrıldıktan sonra dünyanın bir numaralı kağıt üreticisi International Paper’ın bu meşhur yönetimine giren Türk olarak dikkat çekti. Dördüncü, “Farklı etik kuralları olan bir dünyayı daha yakından tanıyorum. Şu an 4.5 milyar dolarlık bir alımı yönetiyoruz, ve bu piyasadaki işleyiş farkını, oturmuşluğunu daha net görebiliyorum. Türkiye bu dünyadan hâlâ çok uzak” dedi.

Ahmet Dördüncü ile Sabancı Holding CEO’luk görevi sırasında başlayan sıcak bir dostluğumuz oldu. Dördüncü, Sabancı Grubu’ndan ayrıldıktan sonra dünyanın en büyük kağıt üreticisi International Paper’ın tamamı bağımsız üyelerden oluşan 9 kişilik board’una girerek dikkatleri üzerine çekti.

Board’da çok önemli isimler bulunuyor. FedEX’in CEO’su David Bronczek, GoodYear CEO’su Samir Gibara, Sunoco Inc CEO’su Lynn Laverty Elsenhans gibi küresel iş dünyasının ağır topları International Paper’ın yönetim kurulunu oluşturuyor. Hiçbirinin tek bir lot dahi hissesi bulunmuyor.

Yönetim Kurulu’nun en yeni üyesi olan Ahmet Dördüncü, yılın bir bölümünü şirketin merkezinin bulunduğu Memphis’te geçiriyor. “Rutin olarak 8 toplantı yapıyoruz. Ancak şirketi daha iyi tanımak için ben biraz daha fazla vakit geçiriyorum. Koli koli evrak geliyor, hepsini okuyorum. CEO John Faraci, benim grubu daha iyi tanımam için Sibirya’daki sürdürülebilir ormanlara kadar uzanan bir program yaptı. Bazı bölümlerine de eşlik etti. Uzakdoğu’daki yatırımları da yerinde görme fırsatım oldu“ diyor.

Dördüncü, ile geçen hafta içinde Bebek Ambassador Restaurant’ta buluşarak yeni işini konuştuk. Yanımıza, ara ara Balıkçı Hamdi’nin ölümünden sonra, ne yapacağını bilmez şekilde rıhtımda bir o tarafa bir bu tarafa giden Martı Sait geldi. O da bizim muhabbetimize ortak oldu...

Dördüncü öncelikle International Paper’ın yönetimine seçilme sürecini anlattı: “International Paper New York Borsası’na kayıtlı, ABD Fortune 500 sıralamasında ilk 100’de, kendi alanında dünya lideri 26 milyar dolar cirolu bir şirket. Türkiye’de Olmuksa’daki ortaklıklarından dolayı bir tanışıklığımız vardı. Bana yönetim kurulu üyeliği teklif ettiler. Bu şirketin yönetimi çok ilginç. Türkiye’de böyle bir yapı yok ve çok uzun yıllar da olmaz herhalde. Düşünün yönetimde tek bir hissedar yok. Zaten şirketin hissedarlık yapısı da o kadar tabana yayılmış vaziyette ki... En büyük 4-5 hissedarı toplasanız yüzde 25 hisseyi bulmuyor. Şirketi tamamen bağımsız yöneticiler idare ediyor. O idareciler de büyük bir titizlikle seçiliyor. Türkiye’de şirket yönetim kurulları nasıl atanır bilirsiniz. Eş dost araya girer, falancayı atayalım mı derler, 1-2 gün içinde iş biter. Burada beni ABD otoriteleri 6 ay boyunca inceledi. SEC inceledi. Eski CIA elemanları tarafından kurulan özel bir şirket hakkımda rapor düzenleyerek otoritelere verdi. O şirket okuduğum okullardan, çalıştığım şirketlere kadar herşeyi taramışlar. Tüm bu proseslerden sonra yönetime atanmam ABD otoritesi tarafından onaylandı. Öncesinde Yönetim Komitesi ile yaptığım görüşmeler de cabası. Yani sizi CEO’nun istemesi yetmiyor. SEC’ten (Security Exchange Comission, Türkiye’deki SPK’nın muadili) temiz kağıdı almanız gerekiyor, işi çok sıkı tutuyorlar...”

Ahmet Dördüncü, daha sonra şu an üzerinde oldukları bir satın alma hikayesini anlatmaya başladı. Zaten o hikayeyi dinleyince neden ABD’de tabana yayılmış bir sermaye piyasası olduğunu, Türkiye’nin ise yıllardır keriz silkeleme operasyonları ile haşır neşir olduğunu, İMKB’nin bu mantıkla da asla kumarhaneden öteye gidemeyeceğini anlıyorsunuz...

“International Paper en büyük kağıt üreticisi. Sektörün üçüncü büyük şirketi olan Temple Inland’a talip olduk. Temple Inland’ın hisseleri 21.01 dolar iken, International Paper olarak kendilerine bu değerin yüzde 45 üzerinde hisse başına 30.60 dolarlık bir fiyat teklif ettik. Tabii yüzde 45’lik fiyat farkı olunca SEC yine devreye girdi. Tüm yönetim kurulu ve yakınları incelendi. Hisselerle ilgili bir insider trading olayı yaşanmasına asla izin vermezler. Teklifimiz yaptık ve beklemeye başladık. Ancak şirketin yönetim kurulu bu teklifimizi düşük fiyat gerekçesiyle reddetti. Tüm bunlar kamuoyuna sızdırılmadan büyük bir titizlikle yapıldı. Temple Inland’ın hissedarlarının dahi haberi olmadı. Yönetimden red kararı çıkınca yine ABD’de sermaye piyasası kuralları çerçevesinde bu teklifimizi hem kamuoyuna hem de Temple Inland hissedarlarına duyurduk. Sonuçta onların da yönetimi profesyonellerden oluşuyor ve hissedarların, ellerindeki hisselerine yüzde 45 üzerinde bir fiyatla alıcı çıktığını bilmeleri gerekiyor. Bütün bu süreçlerin büyük bir gizlilik ve kurallar çerçevesinde yaşandığına inanabiliyor musunuz?”

Ahmet Dördüncü, gelinen son noktada hissedarların teklifi düşündüğünü, bir taraftan da rekabet açısından böyle bir satınalmanın piyasadaki dengeleri bozup bozmayacağının otorite tarafından incelendiğini söyledi. Zira International Paper, sektörün üçüncü büyüğü olan ve yüzde 11 pazar payı bulunan Temple Inland’ı aldığı takdirde yüzde 37 pazar payına ulaşacak?

Bizdeki duruma bakın

Bizdeki yani İMKB’deki durumdan ne kadar da farklı. Hatırlayın geçenlerde Mecnur Çolak ve çetesinin Borsa’da yaptıkları ortaya çıktı. Bir hisseyi alıyorlar, yükseltip küçük yatırımcılara devrediyorlar. Bu bildik bir oyun...

Bir ayrıntı daha vardı, polis kayıtlarında.

KAP’a yani Kamuoyu Aydınlatma Platformu’na yapılacak şirketlerle ilgili açıklamaların öncelikle bu çete üyelerine aktarılması ve karşılıklı menfaat sağlandığı da dinlemelerde ortaya çıktı.

Şirketin içinden birileri, ‘Bizden KAP’a 2 gün içinde bir açıklama yapılacak’ diyor. Mecnur Çolak ve çetesi o hissede pozisyon alıyor. Açıklama sonrası hisseler yükselince, daha önceden alınan düşük maliyetteki hisseler satılıyor.

ABD’deki uygulamaya bakın bir de bizdeki uygulamaya...

Sektörün üçüncü büyük firmasına dolar bazında yüzde 45 primli satın alma teklifi yapılıyor, tek bir ‘insider trading’ usulsüzlüğü yaşanmıyor. Ahmet Dördüncü’nün ‘Bambaşka bir dünyadayım” demesi ondan...

Borusan Enerji ve Koleksiyon Mobilya da deneyimine başvurdu

Ahmet Dördüncü’nün profesyonel deneyimlerinden sadece International Paper değil, Türkiye’de kurulu iki büyük şirketin daha yararlandığını da öğrendim:

“Borusan Holding CEO’su Agâh Uğur çok değer verdiğim bir dostum. Borusan Enerji’de deneyimlerimden yararlanmak istediler. O şirketi Sabancı Grubu’nun enerji alanındaki ilk yıllarına benzetiyorum. Onlar da çok heyecanlılar ve enerji alanında Alman ortakları ile birlikte önemli oyunculardan biri olmak istiyorlar. Ancak en önemli farkları sadece yenilenebilir enerji ile ilgilenmeleri. Rüzgar ve HES projelerini değerlendiriyoruz.”

Ahmet Dördüncü, yönetimine girdiği diğer Türk şirketinin de Koleksiyon Mobilya olduğunu söyledi. Dördüncü, “Bu şirkette de önümüzdeki dönemde çok ilginç gelişmeler olacak. Tasarım ve şıklığı daha geniş kitlelerle buluşturmaya imkan verecek projeler üzerinde çalışılıyor” diye konuştu.

DİĞER YENİ YAZILAR