4 ayda 1’e 9 kazandıran şirketin çok ilginç öyküsü

Haberin Devamı

Borsa’nın ufak tefek şirketlerinden biri olduğu için muhtemelen gözden kaçmıştır. Vakıf Girişim Sermayesi Yatırım Ortaklığı A.Ş. adında bir şirket var. Vakıfbank’ın bir iştirakiydi. 2009 sonunda Rhea Yatırım Grubu’na satıldı. Sonra... Sonrası inanılmaz.

Ocak ayında 900 bin lira sermayeli bu küçücük şirketin hisseleri 10 TL’den alıcı buluyordu. 4 ay içinde inanılması güç bir performansla 97 TL’ye kadar çıktı. Yani Ocak ayında bu hisseden alan birisi, yatırdığı paranın tam 9 katını kazanç olarak cebine koydu.

Hisse değeri elbette tek başına bir şey anlatmaz. Hele hele İstanbul Borsası gibi oynaklığın çok yüksek olduğu bir yerde. Ani çıkışların ani inişleri de olabilir. Ancak konu hissenin değeri değilaslında. Şirketi satın alanların ilginç öyküsü.




Şirketin başındaki Onur Takmak’la henüz Vakıf Girişim’in satış ihalesi yapılmaan önce tanışmıştık. Bu şirketi gözlerine kestirdikleri ve çok istedikleri belliydi.

“Petrol ya da altın mı buldunuz. Yüzde 31.5’ini 2009 sonunda 2 milyon 150 bin liraya aldığınız bu şirket nasıl böyle performans gösteriyor. Yoksa hissede oyun mu var?” diye sorup çok ilginç yanıtlar aldım.

Şirket sermayesini, 9 tane bedelsiz hisse vererek, 900 bin liradan 9 milyon liraya çıkarmak için SPK’ya başvurmuştu. Hisseye ivme kazandıran gelişmelerden ilki bu olmuş. Nitekim şirketin sermayesi geçtiğimiz haftalarda 9 milyon TL’ye çıkarıldı.

Ancak Onur Takmak yaptıkları yatırımlardan bahsedince şirkete asıl ivme kazandıranın bedelsiz haberinden çok yatırımları olduğu anlaşılıyor.

Rhea Yatırım, Vakıf Girişim’i devralır devralmaz ilk iş olarak Seta Tıbbi Cihazlar adlı şirkete yüzde 51 oranında ortak olmuş.

Seta, İzmir’deki fabrikasında tek kullanımlık ameliyat malzemeleri üretiyor.

“Biz risk sermayesi işine girmeden önce de girdikten sonra da inanılmaz bir tarama yaptık. Zaten kriz dönemi de olduğu için potansiyeli olan, ancak bir nedenden dolayı tıkanmış şirketleri tespit etmek zor olmadı. Pek çok KOBİ işletme sermayesini yemişti, bu bizim için çok uygun fiyatlı fırsatlar yarattı” diyen Takmak ve ortakları yaklaşık 1.5 milyon euro bedelle Seta’ya ortak olmuş.

Takmak “Neden Seta?” sorusuna çok makul yanıtlar verdi:

“Avrupa önümüzdeki yıldan itibaren tek kullanımlık ameliyat malzemesine geçişi zorunlu kılıyor. Pamuklu, çok kullanımlı ameliyat malzemeleri defalarca yıkanıyor ve her türlü enfeksiyona açık. Enfeksiyonlara karşı korumadan, daha ekonomik olmasına kadar bu malzemelerin büyük avantajı var. Hastanelerin ameliyat malzeme maliyetlerini yüzde 50’ye varan oranda düşürüyor. Avrupa’da uygulanmaya başlanan 13795 standardı bizim sağlık sektörünü de etkileyecek. Avrupa’da bu ürünleri üretebilen Seta’nın dışında 2 kuruluş daha var. Hem iç piyasada hem dışarıda Seta’nın önü çok açık. Afrika’da mobil hastanelerden bile talep alıyoruz. Bu şirketin cirosunun 30-40 milyon euroya çıkması işten bile değil. İzmirli çok ortaklı bir kuruluştu. Hissedarların dağınıklığı nedeniyle gereken ivmeyi sağlayamadığını gördük. 500 bin euro peşin ödeme yaparak hissedarların büyük bölümünün hisselerini aldık. Bu şirkete çok güveniyoruz.”

Seta belli ki Vakıf Girişim’in amiral gemisi.

Bu şirketin ürettiği ameliyat malzemelerinin Avrupa’da hastanelere daha hızlı ulaştırılabilmesi için lojistik alanında da işbirliği arayışı içindeler.

“Şirketi satın aldıktan sonraki kısa sürede başka hangi alanlara yatırım yaptınız?” diye soruyorum.

İnternet güvenliği alanında ekipman üreten Netsafe adlı bir şirketin de yüzde 60 hissesini Vakıf Girişim satın almış. Bütünleşik internet ve ağ güvenliği sistemleri üreten bu şirketin de önü açık görünüyor. Belediyeler okullar, hastaneler, oteller şirketin ürettiği cihazın potansiyel alıcıları. İsrailli bir rakibi olan cihazın distribütörlüğü için Avrupa’dan talep alıyorlarmış.

Vakıf Girişim ayrıca İskenderun, Dörtyol, Payas ve Belen ilçelerini de içinde bulunduran yaklaşık 500 bin nüfuslu Körfez Belediyeler Birliği’nin 2008 yılı sonunda düzenlediği ihale sonucu, 25 yıl süreli yap-işlet-devret yöntemi ile katı atık toplama ve bertaraf projesini üstlenen Envitec’e de ortak oldu.

Takmak, “Bu alanda büyük potansiyel var. 2-3 yıl içinde mevzuat gereği her belediyenin katı atık altyapısı olmak zorunda. Türkiye’de en az 200 ayrı proje ortaya çıkacak. Bu pastadan pay almak istiyoruz” dedi. Bu arada Takmak, Envitec’in değerleme raporunun çıktığına ve piyasa değerinin 170 milyon TL olarak tespit edildiğine de dikkat çekiyor. “Sadece Envitec projesinden bizim yüzde 33’lük payımıza düşen tutar bile hisse senedimizin ulaştığı değeri izah edebilir” diye de ekliyor.

Sermaye artırımı ile birlikte adı da Rhea Girişim’e dönüştüren şirket ayrıca Nisan ayı başında Marmara Feribotları projesini de açıkladı. RORO ve ROPAX taşımacılığı yapmak için yatırıma başlayan şirket, Yunanistan’dan çok ucuza gemiler de buldu. Onur Takmak deniz taşımacılığı yatırımı için ideal zamandan geçildiğine dikkat çekiyor.

Görünen o ki şu an Rhea en aktif girisim sermayesi yatırımcısı pozisyonunda. Kısa süre içinde de önemli bir değer yaratmayı başarmış. Takmak, “Türkiye’nin stratejik değerlerine gücümüz ölçüsünde sahip çıkacağız. Büyük montanlı yatırımları kotaracak vizyon ve know-how ve bağlantılara da sahibiz” dedi.

Tüm bu gelişmeler 4 ayda yaşanan müthiş primi izah ediyor mu etmiyor mu bilemem.

Ancak bu genç, zıpkın gibi girişimcilerin enteresan işler yaptıkları ve adlarından yakın gelecekte çok söz ettirecekleri bir gerçek...

DİĞER YENİ YAZILAR