Gazete Vatan Logo

Toparlanma olmazsa felaket yaşanır

EFG İstanbul Genel Müdürü Banu Başar Çobanoğlu, İMKB’de yaşanan ayrışmanın mantıklı olmadığını söyledi.

SON günlerde yabancıların satış yaptığını belirten Çobanoğlu, “Yabancıdan gelen satışları yerli yatırımcılar karşılıyor. Herkes iyiyi satın almak istiyor. Son çeyreğe çok büyük umutlar bağlandı. Eğer ekonomide toparlanma olmazsa 2010 yılı çok daha zor geçer” diye konuştuYurtdışı piyasalar son haftalarda diken üstünde. Hem dünyanın en büyük borsaları hem de çok sayıda gelişmekte olan ülke borsası hızla değer kaybetti. Ama İstanbul Menkul Kıymetler Borsası (İMKB) dışarıdan esen sert rüzgarlara karşı durarak değer kazandı. Daha önce yurtdışından bu derece ayrışmayan İMKB neden düşmüyor? Bunda Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası’nda (VOB) taşınan yüksek pozisyonlar etkili mi?

Ağırlıklı olarak yabancı yatırımcılarla çalışan ve VOB’da da pazar payı en yüksek kurumların başında gelen EFG İstanbul’un Genel Müdürü Banu Başar Çobanoğlu ilk kez VATAN’a konuştu.

Ufuk Korcan: İMKB son haftalarda dış piyasalardan ayrıştı. Bunun nedenleri neler?

Banu Başar Çobanoğlu: Ayrışmanın mantığı yok aslında. Ayrışıyor olmamamız lazım küresel piyasalardan ancak kriz finansal sistemimizi etkilemediği ve çok sağlam bir bankacılık sistemimiz olduğu için en kötüyü ilk çeyrekte gördük. “Çıkan büyüme rakamı çok kötü ama piyasa neden yukarı gidiyor?” demek çok doğru değil. Çünkü çıkan veri geçmişi gösteren bir rakam. Piyasa önüne bakıyor ve beklentiyi satın alıyor.

Önümüzdeki çeyreklerin bu kadar kötü olmayacağı beklentisi satın alınıyor. İkincisi inanılmaz bir likidite var dünyada. Özellikle gelişen piyasalara giren bir likidite var. Bunun çok büyük bir kısmı Asya piyasalarına giriyor. Sene başından bu yana 25 milyar dolar civarında bir para girmiş bütün piyasalara. Bu paranın 23 milyar dolarlık kısmı Japonya hariç diğer Asya ülkelerine girmiş. Bu tamamen gelişen ülkelerin hisse senedi piyasalara gitmiş. Bu likidite olduğu zaman iki şey oluyor. Ya Türkiye’ye direkt para giriyor. Ya da Türkiye’de olan para çıkmıyor.

Ayrıca Türkiye ile ilgili beklentiler olumlu. Buradan çıkacak para yatırım yapacak başka bir yer de bulamıyor. Brezilya’da zaten çok yüksek miktarda yatırımları var. Zaten sene başında Türkiye satıp Rusya aldılar. Asya’ya daha fazla para koyamıyorlar.

Türkiye’ye bakınca nereye para koyacaklar, banka hisselerine. Banka hisseleri de fiyat/kazanç ve defter değeri olarak ucuz. Ne zaman Türkiye’den çıkarım diyorlar; IMF anlaşması olmazsa. Ama genel beklenti Eylül-Ekim’de bir anlaşma olacağı yönünde.

Ali Ağaoğlu: Güney Afrika, Brezilya, Macaristan borsalarına baktığımızda, bu borsalar global düşüşlere ayak uyduruyor. Son 3-4 hafta İMKB tamamen ayrıştı.

Pozisyon açmak için doğru zaman değil

BBÇ: Bizim kurum olarak tavsiyemiz ‘tut‘ yönünde. Bu fiyatlardan ’al’ tavsiyesi verebilmemiz için IMF anlaşması olmalı ya da Türkiye’ye para girişi olması gerekir. Yeni pozisyon açmak için doğru seviyeler olmadığını düşünüyoruz. Pozisyon aç demiyoruz ama ’sat’ da demiyoruz. Mevcut pozisyonunuzu koruyun diyoruz.

Yabancı-yerli işlem hacmine baktığımızda yerlilerin işlem hacmindeki payı yüzde 85. Bu çok yüksek bir oran. Yerliler yabancılardan gelen satışları karşılıyor. Aslında piyasada çok ciddi yabancı alışı yok. En azından bizim kurum üzerinden. Hatta son 3 haftadır daha çok satış yönünde olduklarını görüyoruz.

AA: Yabancı neden satıyor?

BBÇ: Türkiye’de çok iyi para kazandılar. Kârlarını realize etmek istiyorlar. Bazısı da IMF olmazsa diye satıyor. Bazıları da banka pozisyonlarını azaltıp başka sektörlerdeki hisselere yöneliyor.

Piyasalar iyi giderse IMF anlaşması olmayacak

BBÇ: Piyasa oyuncuları “en kötüsü bitti, toparlanma olunca da en hızlı Türkiye çıkar” diye bakıyor. Ancak toparlanma olursa emtia fiyatları nereye gidecek, emtiadaki artış neden oluyor? Spekülatif mi, talep mi var, büyüme nedeniyle mi? Tüm bunların analizi şu an yapılmıyor.

UK: O zaman biz gelecekteki iyimserliği şimdiden tüketiyoruz.

BBÇ: Biz gelecekteki iyimserliği hatta olup olmayacağını bilmediğimiz bir iyimserliği satın alıyoruz. Piyasa her zaman psikolojik olarak gelecek beklentileri satın alıyor. İlk çeyreğin kötü geçeceği 2-3 ay öncesinden biliniyordu. Bundan önceki gibi çok ciddi dışarıdan para gelmesi, büyük özelleştirme gelirleri yaşanmayacak.

UK: IMF ile anlaşma sağlanacak mı?

BBÇ: Hükümet piyasalar düzelene kadar IMF ile anlaşma yapmama seçeneğini değerlendirmek isteyecektir. Hükümet bunu bir sigorta olarak yapmalı. Eğer dünya iyi olacaksa IMF’nin söylediklerini daha kolay yapabilecek. Büyüme oranları artacak, vergi gelirleri artacak. Dünya ekonomilerinde bu kadar belirsizlik varken bu sigorta poliçesini almalı. 11 aydır IMF ile görüşüyoruz. Bundan 9 ay öncesinde bu programı yapsaydık zaten programın yarısı bitmişti. Seçimden önce de sona ermişti.Bu treni de kaçırdık.

UK: Kişisel hissiyatınız anlaşma olacak yönünde mi?

BBÇ: Dünya piyasaları iyiye giderse yapılmayacak. Eğer kötüye giderse yapılacak.

UK: IMF ilk gündeme geldiğinde stand-by’dan bahsedilmiyordu. Şimdi ise sadece stand-by olacak diye bakılıyor. Diğer seçenekler gündem dışında mı kaldı?

BBÇ: Stand-by daha mantıklı. Stand-by’da gözden geçirmeler yapılıyor ve parayı veriyorlar. İhtiyati stand-by’da (Precautionary) gözden geçirmeleri yapıyorsun daha sonra ihtiyacın varsa para istiyorsun. Böyle olunca da Türkiye kötü durumda bak para istiyor diyecekler. Stand-by çok daha sağlıklı. IMF’nin olması çok rahatlatır, büyümeyi uzun vadede sürdürülebilir bir seviyeye getirir.

VOB’daki işlemler müşteri emirleri

AA: IMF olduğunda bu piyasa daha ne kadar gidecek...

BBÇ: Kur 1.45’e gidecek, faizler yüzde 10’a düşecek. Yani çok az yer var. Kişilerin borsaya girmesinin yanında emeklilik fonlarının da girmesi lazım. Yeni araçlara ihtiyaç var. Şirketlerin kendi hisselerine yatırım yapmaları gibi borsadan çıkışlara da izin verilmeli. Halka açıklığın çok azaldığı hisseler manipülasyona çanak tutuyor. 250 milyon dolarlık hacmin olduğu bir hissede manipülasyon olabilir mi? VOB kontratında da olamaz. Günde 800 milyon-1 milyar dolar arasında işlem hacmi oluyor. VOB’u iki sekilde kullanıyoruz. Bir ya hedge için kullanıyoruz.

AA: Neyin hedge’i olarak?

BBÇ: Hissenin hedge’i olarak. İkinci neden de “piyasa çok yükselecek hisseyle de uğraşmak istemiyorum, hem daha fazla getiri imkanı var” diyen VOB’a gidiyor.

UK: VOB’da ciddi pozisyonunuz var....

BBÇ: Tüm pozisyonlarımız müşteriler adına yapılan işlemlerden. Risk bizim değil müşterinin riski. Yabancılara çok iyi servis veriyoruz. Payımız bundan yüksek.

IMF beklentisi olmasa kur 1.53’te kalamazdı

BBÇ: Ekonominin başına Ali Babacan’ın gelmesi işleri biraz değiştirdi. Piyasalar Babacan’ı tanıyor, iyi icraatını gördu. Ayrıca piyasaya yakın ve piyasayı dinleyen biri. Babacan’ın gelmesi ve Lipsky’le olan görüşme piyasaları kesin olumlu etkiliyor. İnanın IMF beklentisi olmasa kur 1.53’te kalmaz. Piyasa her gün IMF heyecanını yaşıyor. Eylül-Ekim’de bu iş bir şekilde olacak diye bir beklenti var. Böyle olunca da ciddi bir satış dalgası gelmiyor. Dediğim gibi satsa nereye yatırım yapacak?

AA: Piyasalar arasında oluşan fark kapanacak mı?

BBÇ: Kesin. Mutlaka aradaki bu fark kapanacak. Ya diğer piyasalar yükselecek ya da bizimki düşecek. Çok büyük bir karamsarlık vardı. Üretimin durması, işsizliğin artmasının ardından insanlar dördüncü çeyrekte büyümenin başlayacağı umudunu taşıyor. Bu umutla yaşıyorlar. Piyasa yorgun, reel sektör yorgun. Herkes yorgun. İyiye oynamak istiyorlar. Bu da olmazsa zaten durum çok kötu olur. Ama bu dördüncü çeyrek için çok büyük bir beklentiye neden oluyor. Eğer son çeyrekte istenen kadar bir toparlanma olmazsa büyük bir düş kırıklığı olur. İlk çeyrek yüzde 14’e yakın bir küçülme, ikinci çeyrekte yüzde 5-7 arasında, 3. çeyrek 4-5 arasında bir daralma, son çeyrekte de yüzde 3-5 arasında bir büyüme bekleniyor. Eğer biz bu büyümeyi başaramazsak 2010 yılı çok daha zor olacak. Herkes 2010’da toparlanma olacağına oynuyor. Eğer olmazsa burası çok daha kötü olur.

VOB’da paranız uçabilir, bilmeyen yatırım yapmasın

AA: Piyasada şöyle bir komplo teorisi var: IMF’siz de bu iş yürür, izlenimi vermek için VOB’da bu kadar yüksek pozisyon (yükselişin olacağı yönünde) var.

BBÇ: Biz sadece müşterinin işlemini yapıyoruz. Bunun yabancı olduğu da zaten kayıtlar da var.

AA: Arkasında yerli olamaz mı?

BBÇ: Bunu ben bilemem. Benim için önemli olan kanunlara aykırı bir şey olmamalı. Give-up (pozisyon transferi) olduğunda bizim pazar payımız azalabilir..

AA: Give-up için herkes hazır diyor ama bir şey yok.

BBÇ: Give-up mutlaka olmalı. Bütün dünyada var. Yazılım sistemi şu an hazır değil. Yeni yazılım hisse bazında vadeli işlemler olunca bitebilir. Yazılım bitmeden give-up olursa teknik sorunlar ortaya çıkar.

AA: Geçenlerde yazdım, Endeks 10 yaratılsın diye. Bu yapılırsa işlem hacmine de katkısı olur.

BBÇ: Ben de aynı fikirdeyim. Endeks 10 çok yararlı olur. VOB’da kontratı da işlem görür. Piyasanın yeni araçlara ihtiyacı var. Borsa yatırım fonlarının da sayısı artmalı. Ama VOB’a yatırım yapacak yatırımcılar çok dikkatli olmalı. İMKB’de hisse alırsınız zarar edebilirsiniz ama uzun süre beklerseniz paranızı alabilirsiniz. Ama VOB öyle değil. Kontratın fiyatı düştüğünde ek teminat yatırmanız gerekiyor. Eğer yatıramazsanız paranız uçuyor. Bu nedenle SPK başkanının dediği gibi bilmeyen VOB’a yatırım yapmamalı.



Haberin Devamı