Gazete Vatan Logo

Beyin avcısı Şerif Kaynar: Kriz bitti yönetici maaşı 500 bin $'a çıktı (1)

Yönetici seçme ve yerleştirme şirketi K Partners'ın sahibi Şerif Kaynar, işe alımlarda kriz öncesi döneme dönüldüğünü, gelen taleplerden çok büyük rakamda yabancı sermayenin Türkiye'ye geleceğini gördüklerini söyledi. Kaynar, Türkiye'de üst düzey yöneticilerin yıllık prim hariç brüt maaş olarak ortalama 300 ila 500 bin dolar aldığını açıkladı

Şerif Kaynar İngiltere Bedford Üniversitesi'nde kimya mühendisliği okuduktan sonra sonra 13 sene Westinghouse, yedi sene de ABB'de çalıştı. Bu şirketlerdeki senesinin yarısını Londra, Abijan Kief ve Kahire'de geçirdi. Son yedi yıldır executive recruiting yani yönetici seçme ve yerleştirme alanında çalışıyor. 2001'de kurduğu K Partners bu sahada dünya devlerinden olan Korn Ferry ile işbirliği içinde. Şerif Kaynar, Türkiye'de krizin geride bırakılmasıyla üst düzey yönetici işe alımlarında ve maaşlarda 2001 öncesi dönemin yakalandığını söyledi. Kaynar, bu gelişmelerle birlikte yıllık net 500 bin dolar alan yöneticilerin olduğunu açıkladı. Bu rakam, primler eklenince iki katına yani aylık 85 bin dolara kadar çıkıyor.

Ücret olarak işe giren kişinin maaşının üçte birini alıyoruz
* Siz bir kelle avcısısınız. Şirketlere üst düzey yönetici buluyorsunuz. Nasıl oluyor bu iş, bana anlatır mısınız?
En iyi şirket; en çok sermayesi veya en iyi teknolojisi olan değil, en iyi insanı olandır. Tepe yöneticilerinizi seçerken çok dikkatli davranmanız lâzım. Onlar sizi düzlüğe de çıkarabilir, beşi 10 da yapabilir, çok büyük para da kaybettirebilir.

* Peki nasıl yapıyorsunuz bu işi?
Diyelim ki siz geldiniz bana, kadın çorabı üretiyorsunuz. Diyorsunuz ki; bana çok iyi bir pazarlamacı lâzım. Türkiye'de başka kadın çorabı üreten, bu firmalara mal satan diğer kimler var, bunların bir araştırmasını yapıyoruz. Böylece elimize bir havuz çıkıyor. Bir de sektörü en iyi bilenlere, sektörde duayen diye bilinen insanlara, 'Senin bir fabrikan olsaydı sen kimi alırdın' diye bir soru yöneltiyoruz. Sonunda 60 kişilik bir liste çıkıyor. Bunu 20'ye indiriyoruz. Bunların hepsiyle birebir karşılıklı görüşmeler yapıyoruz. En son kalan üç 3 kişiyi firmaya tanıştırıyoruz. Bu süreç en az dört hafta, en çok 12 hafta sürüyor.

* Peki bu işi kaç paraya yapıyorsunuz?
Aldığımız ücret her zaman aynı. İşe alınan kişinin senelik brüt maaşının üçte biri. Yani siz 100 milyar lira senelik brüt ücret veriyorsanız, biz bir kereye mahsus 33 milyar lira alıyoruz. Eğer ki 12 ay boyunca bu kişi herhangi bir şekilde işinden ayrılırsa aynı araştırmayı ücretsiz yapıyoruz.

Son dönemde en çok aile şirketleri yönetici arıyor
* En çok hangi pozisyonlara insan aranıyor son bir sene içinde?
Türkiye'de aile şirketleri yavaş yavaş kurumsallaşmak istiyorlar, bunun için de şirketlerini idare edebilecekleri genel müdür pozisyonları arıyorlar. En çok bu tip pozisyonlar geliyor bize.

* Türkiye'de aile şirketleri gerçekten dizginleri profesyonellere bırakmaya başladı mı, yoksa bu sadece bir görüntü mü?
Üç yıl öncesine göre büyük bir fark var ama batıdaki örneklerden çok uzağız, bu kesin. Profesyonele bıraksa bile ailenin bir evladı şirkete girip kararlara katkı koyuyor. Meselâ reçel şirketiyse, reçelin kutusunun rengine dahi karışabiliyor. Yani tamamıyla kendilerini soyutlanmıyorlar.

* Değişen bir şey yok demek istiyorsunuz...
Yok. Bir değişme var. Bu gelişmenin bir sebebi de şu: Eskiden profesyonel yönetici yoktu. Nasıl Türkiye'ye Citibank geldi ve birçok üst düzey bankacı Citibank'lı ise aynı 10 senede çokuluslu şirketler de çok yönetici yetiştirdi. Coca-Cola'sından tutun L'oreal'e kadar şirketlerden elde edilen bu bilgiyi Türk şirketlerine aktarma konusu geldi şimdi. Meselâ Doluca, Evyap gibi şirketlerde bu çokuluslu şirketlerde eğitilmiş Türk yöneticilere doğru bir eğilime başladılar.

Daha az paraya yabancı şirkette çalışmayı seçiyorlar
* Üst düzey yöneticiler Türk şirketleri yerine yabancı şirketlerde çalışmayı tercih ediyorlar. Bu eğilim hâlâ devam ediyor mu?
Yüzde yüz devam ediyor. En önemli faktör yabancı şirketlerde insana verilen kıymettir. Türk şirketlerinin katedeceği daha çok yol var. Ve çok enteresan bir şey şunu da söyleyeyim: Yabancı şirketlerde daha az paraya çalışabiliyorlar. Yani çok iyi bir yönetici bir Türk şirkete girmek için daha fazla para isteyebiliyor.

* Avrupa'da, Amerika'da CEO'lara milyonlarca dolar maaş verebiliyorlar. Bizde en yüksek CEO maaşları nedir?
Türkiye'deki büyük şirketlerin CEO'larının maaşları aşağı yukarı 300 bin dolarla 500 bin dolar arasıdır. Bu, vergilendirilmemiş, brüt maaştır. Öyle milyon dolar maaş Türkiye'de yok, ya da ben bilmiyorum.

* Bu 300 ile 500 bin dolara prim dahil mi?
Hayır, değil. Bu Türk CEO'sunun aldığı maaş.

* Maaş dışı ne avantajları var Türkiye'de CEO'ların? Bir CEO'nun sene başında kendine verilen bazı hedefleri oluyor. O hedefleri tutturduğu takdirde maaşına yalan prim kazanabiliyor.

* Türk şirketleri yeteri kadar parasal olarak motive ediyorlar mı üst düzey yöneticileri?
Türk şirketlerini CEO'arın paketlerini yaparken yeteri kadar yaratıcı bulmuyorum. Belki yeteri derecede para veriyorlar ama para verirken elleri de aayor. Ben daha yaratıcı formüller üzerinde durabilirdim.

* Türkiye'de CEO'lar arasında en çok maaşı kim alıyor sizce?
Gizlilik prensibimize uymadığı için bunu açıklayamam ama Türkiye'de net 500 bin dolar maaş alan birinin olduğunu biliyorum.

* Hangi sektörde olduğunu söyleyin hiç olmazsa...
Yok. Sektörü de söyleyemem.

* Krizin sona erip ermediğinin işaretlerinin biri de üst düzey yönetici işe alma istatistikleri. Kriz öncesi düzeyi yakaladık mı?
Bence yakaladı. Ama bunun esas sebebi krizin bitmiş olması değil. Enflasyonun sona ermesi, iyi yöneticilerin önem kazanmasıdır. Tabii bir de şu gerçek ki son bir sene içinde gözle görülür bir ilerleme var endüstri ve ekonomide. Bu daha yabancı sermayenin gelmesine yansımadı ama çok yakında yansıyacak. Bize gelen taleplerden çok büyük rakamda yabancı sermaye Türkiye'ye gelecek.

Gençler iş seçerken şu tuzaklara düşmesin:
Gençler çalışacakları sektörü seçerken üç tane tuzak var, onlara düşmesinler.

* Birincisi; hayatlarındaki ilk iş çok önemlidir. Bence yüksek paradan ziyade doğru bir şirkete girmeleri. Doğru şirket de insana, eğitimine, gelişmesine önem veren şirkettir diye düşünüyorum. Birinci iş çok önemli bir tuzaktır, orada çok dikkatli davranmaları lazım.

* İkincisi; biraz daha risk almanın doğru olduğunu düşünüyorum. Yani Türkiye'de herkes İstanbul'da çok uluslu bir şirketin satış bölümünde çalışacağına, değişik bir kültürde, Koç'un eğitim veren bir şirketinde, İstanbul'da da çalışabilir. Yani birazcık daha risk alabilir.

* Üçüncüsüde; bir konuda bir 'iş' sahibi olması.

Gençlerin bir konuda bir seçim yapmaları lazım. Ya finans, ya pazarlama ve satış, ya operasyon ya da insan kaynakları... Bunlardan bir tanesini seçip hangisini daha çok karakterlerine uygun görüyorlarsa o konuda ihtisaslaşmalarını öneriyorum.

Devamı

Haberin Devamı