Gazete Vatan Logo

DTP’nin 23 Temmuz sancısı

Çünkü... 23 Temmuz’da Meclis’e girecek DTP’lilerin kendi içinde tam bir birlik yok. İçlerinde eski solcuların ve liberallerin de bulunacağı grubun Meclis’te ne yapacağı biraz da PKK’nın tavrına bağlı...

GÜNEYDOĞU’DA bulunduğum dört günde DTP’lilerin seçimlere çok ciddi asıldıklarını, gösterdikleri tüm adayların seçilmesi için çabaladıklarını gördüm. Belirlenen adayların bazılarına itirazlar olmasına, AKP’nin bölgeye olağanüstü bir önem atfetmesine rağmen en az 20 DTP kökenli bağımsız adayın seçilmesi kesin gibi. Bu, HEP-DEP-HADEP-DEHAP-DTP geleneğinin 13 yıl sonra yeniden TBMM’de grup kuracaği anlamına geliyor.

Zaten DTP’liler de 22 Temmuz’u, yani sandığı değil de, 23 Temmuz’u, yani TBMM’nin yeni dönemini düşünüyorlar. Adaylar veya hareketin önde gelenleriyle konuştuğunuzda tam bir “resmi söylem”le karşılaşıyorsunuz. “Kürt sorunu, demokratik haklar, barış” gibi temalar üzerine bildik cümlelerin ardından özel sohbetlere geçtiğinizde samimi itiraflar ve kaygılar öne çıkıyor.

Çift kimlikli DTP
Yerel bir gözlemci DTP’liler için “Birebir sohbet ettiğinizde çok iyiler. Demokrat, özgürlükçü, barış yanlısılar. Soru şu: Seçilip Meclis’e gittiklerinde kendileri olabilecekler mi? Eğer Türkiyeli olmanın sorunlarını da dillendirirlerse geleceğe dair bir özlem yaratabilirler” diyor.

Ama çok zor. Örneğin içlerinden biri “Bizlerin siyaseten etkili olabilmemiz için askerin vesayetinden kurtulmamız lazım” diyebiliyor. Askerden kastettiği TSK değil, PKK’nın kendisi. Böyle bir şeyin mümkün olmadığını da bildiği için tek çözümün “PKK’nın siyasallaşması” olduğunu söylüyor. Bunun üzerine kendisine “Diyelim ki oldu. O zaman bölgede siyaseti eski PKK’lılar mı, yoksa sizin gibi profesyoneller mi yürürtür?” diye soruyoruz. “Herhalde karma bir yapı ortaya çıkar” diyor.

Yasal Kürt siyaseti üzerindeki PKK ipoteği herkesin elini kolunu öyle bağlamış durumda ki örneğin seçimlere kadar PKK’nın yeni ve etkili bir terör eylemine gitmeyeceğini kimse garanti edemiyor. Böylesi bir durumda neler olacağını düşünmek bile istemiyorlar. Tabii 22 Temmuz’dan sonra da aynı tedirginliği yaşayacaklarını çok iyi biliyorlar. Başbakan Erdoğan’ın her ne kadar sonra, “yanlış anlaşıldım” dese de koalisyona açık kapı bırakması DTP’lileri çok ama çok heyecanlandırmış. “Seçmenimiz bize kendilerin Meclis’te temsil edelim diye oy verecekti. Başbakan’ın sözleriyle hükümette de temsil imkanı olduğu ortaya çıktı ki bu da bize iyi bir ivme kazandırdı” diyorlar. Nitekim görüştüğüm DTP’liler içinde AKP ile koalisyona kapı kapatana hiç raslamadım. Herhangi bir başka partiyle koalisyon ihtimalinden söz eden de çıkmadı.

Peki MHP ne olacak? Daha doğrusu MHP ile aynı çatı altında ne olacak? Görüştüğüm tüm DTP kökenlilere Meclis’e girmelerinin uzlaşma yerine çatışmanın daha da tırmanmasına yol açma ihtimali olup olmadığını sordum. Kendilerinin çatışma çıkaran taraf olmayacağını, örneğin yemin töreninde kesinlikle geçmişteki sorunların yaşanmayacağını söylediler. Ama sonraki günler konusunda kafaların çok net olmadığını gözledim.

Çünkü 23 Temmuz’da TBMM’de oluşacak DTP grubunun her konuda birlik ve beraberlik içinde olacağını söyleyebilmek imkansız. İçlerinde çok eski tip solcular da olacak, liberaller de; PKK ile arasına belirgin bir mesafe koymaya çalışanlar da çıkacak her fırsatta “İmralı ağzı” ile konuşmaya özen gösterecekler de.

Bir bağımsız adaya “Meclis’te tam bir birlik ve beraberlik içinde davranacak mısınız?” diye sorduğumda “Bunu o gün bir gelsin o zaman cevaplayalım” dedi. Hemen ardından “Nasıl cevap ama!” diye eklemeyi de unutmadı.

Birdal: Hayalimde İnsan Hakları Bakanlığı var

Dİyarbakır bağımsız adayı, İHD eski Başkanı Akın Birdal sorularımızı şöyle yanıtladı:

Meclis’te MHP ile aranızda gerginlik yaşanırsa ne olur?

Birdal: Meclis’te kavga çıkmasından ülke için kaygılanırım. Kişisel bir kaygımız olsa zaten bu yolda yürümezdik. Kaldı ki MHP ile bizlerin girmesi aslında bir fırsat olabilir. Çünkü birilerinin varlığı diğerlerinin varlığıyla mümkündür. “Ya sev ya terk et” mantığıyla işlerin yürümediği anlaşıldı zaten. Unutmayalım idam cezasını kaldıran kararın altında onların da imzası var.

AKP ile koalisyon ihtimaline ne diyorsunuz?

Birdal: Doğrusu yola çıkarken de benim aklımda koalisyon vardı. Bizler “gerçekçi ol imkansızı iste” diyen bir kuşaktanız. Zaten hayal kurmadan bir şey yapılamaz. Hatta hangi bakanlık olabileceğini bile düşündüm...

Hangisi?

Birdal: İnsan hakları ile ilgili bir bakanlık tabii ki.

ZANA BURALARDA EFSANEDİR
BATMAN’da iki bağımsız aday da avukat ve İnsan Hakları Derneği kökenli. 42 yaşındaki Bengi Yıldız bir ara Özgür Gündem gazetesinde de çalışmış. 31 yaşındaki Ayla Akat Ata’ya Leyla Zana’yı soruyoruz, “Leyla Zana’ya nasıl baktığınız önemli. Kendisi buralarda bir efsanedir. Siyasal geleneğimizin yüklediği sorumlulukları yerine getirdiği için çok sevilir” diye konuşuyor.

Haberin Devamı