Şişmanlık kronik bir hastalık mı?

Karamsar bir tablo çizerek pek çok şişman insanın umudunu kırmak istemiyorum. Ancak obezite kronik bir hastalık! Çünkü obezite kişide yerleştikten sonra aynen kronik bir hastalık gibi hareket ediyor.

Obezite asla tehdit olmaktan çıkmıyor

Vücuduna sağlığını etkileyecek kadar yağ depolayan kişide durumu tamamen tersine çevirmek, bir anlamda tedavi etmenin yolu şimdiye kadar bulunmuş değil. Bu yüzden obeziteye ‘yakalanmamak’ çok önemli. Obezite aynen tıpta kronik hastalık olarak tanımladığımız grup gibi hareket ediyor. Baskılayabiliyoruz, ancak tamamen tehdit olmaktan çıkartamıyoruz. Baskılamak diyet değişikliği, egzersiz, yaşam stili değişikliği, cerrahi gibi yöntemlerle mümkün. Ancak obezite orada, sinsi bir şekilde bekliyor, sadece baskılamış durumdayız, geri gelmeye hazır! Tedavi biter bitmez kişi yine şişmanlamaya başlıyor.

Şişmanların çoğu kilolarının büyük bölümünü verdikleri zaman "Tamam, bu iş buraya kadar" diye düşünüyor. Ama ne yazık ki bir şekilde vücuttaki dinamikleri değiştirdikleri için artık hayat boyu şişmanlıkla savaşmak zorunda olduklarını bilmiyorlar. Her an geri gelebilecek kronik bir hastalık taşıdıklarının farkında değiller!

Haberin Devamı

Şişman bir kişinin kaybettiği sözgelimi 20-30 kiloyu kolaylıkla geri alması işten değil. Oysa normal kiloda olan birine 20-30 kilo aldırmaya çalışsanız zorlanacaktır.

Önceden şişman olanın beyni bir şekilde bu kiloyu hep hafızasında tutuyor.

15 kilo verip genç kızlık günlerine döndü

Örnek gerçek hayattan. Şişman bir arkadaşım 15 kilo verdi. Ama 7-8 ay sonra aynen kiloyu geri aldı. Çocukluk ve gençlik fotolarına bakıyorum; şişman bir bebek, balık eti bir genç kız, şişman bir orta yaş kadını şeklinde devam etmiş. Baba şişman, erkek kardeş şişman… Belli ki şişmanlık genlerinde de var. Verdiği kiloda kalabilmesi için programını hiç bozmaması gerekiyor. Kronik bir durumu olduğunu kabul edip hayatı boyunca devam etmeli. Bana göre kronik bir hastalığı var çünkü…Bunu kabul edip, hayatınızı ona göre düzenlediğiniz zaman kilonuzu koruyabiliyorsunuz. Ama ‘Yaptım, oldu bu iş’ diyerek yine yemeye devam ettiğiniz zaman başladığınız yere dönüyorsunuz.

Haberin Devamı

‘Şişmansın’ denen çocuk daha çok şişmanlıyor

İsveç’in Gothenburg kentinde geçtiğimiz ay düzenlenen Avrupa Obezite Toplantısı’nda açıklanan bir araştırma sonucuna göre; gerçek kilosu ne olursa olsun bir çocuğu ‘fazla kilolu’olarak tanımlarsanız çocuk daha fazla kilo almaya başlıyor.

4-13 yaş arası yaklaşık 3500 çocuk incelenmiş. Fazla kilolu olan çocukların yüzde 80’i anne babaları tarafından ‘çocuğum normal’ diye algılanırken , yüzde 20’si ‘çocuğum fazla kilolu ‘diyorlarmış.

Araştırmacılar genel inanışın aksine, anne babanın çocuğun kilosu hakkındaki yorumunun daha fazla kilo almasını engellemediğini ortaya koymuş. Aksine bu çocuklar daha çok kilo almış. Bu araştırma obeziteyle savaşta yeni bir sayfa açıyor.

Japonlar gibi küçük tabaklarda yiyin

İşte çok işe yarayan yöntemlerden biri daha! Küçük tabakta yiyecek daha dolu dolu duruyor. Birkaç öğün bu şekilde yedikten sonra büyük tabak çok görünecek gözünüze, emin olun. Akşam yemeklerinizi tatlı tabağında yerseniz bayağı kalori tasarufu sağlarsınız.

Haberin Devamı

Vücudunuzun set noktasını iyi bilin

Vücutlarımızın belli ki bir set noktası var. O set noktası bende 57.8; çok kaçırdığım zaman 57.8’i görebiliyorum tartıda, ama daha fazlasını hayatımda görmedim. Çünkü buna (benim farkındalığım dışında) hem beynim-vücudum izin vermiyor, hem de ben izin vermiyorum. Hemen aşırı yemeyi, gereksiz kalorileri kesiyorum, sporumu daha düzenli yapıyorum. Yine normal aralığıma dönüyorum. Şişmanlarda vücudun set noktası normal bir kişiye göre çok yükseklerde ve belli ki kayıtlı. Dolayısıyla kaçırdıkları zaman bu kayıtlı set noktasına dönmeleri de çok kolay. Biyolojileri bir şekilde kalıcı bir biçimde değişmiş durumda.

Vücudun insanın kilo verme isteğine nasıl şiddetle karşı koyduğu, kaybedilen kiloyu yerine koymak için nasıl can attığının mekanizmaları günümüzde artık yavaş yavaş anlaşılmaya başlandı. Obesite bir kronik hastalık ve sürekli, yaşam boyu tedavi gerektiriyor. Lütfen bu kronik hastalığa yakalanmamaya çalışın.

Haberin Devamı

40’ından sonra daha az yiyin!

Kilo korumanın en güvenli yollarından biri porsiyon küçülterek daha az yemek. Yaşımız ilerledikçe metabolizma hızımız düşüyor ve yediklerimizi eskisi gibi yakamıyoruz. Önerim özelllikle 40 yaşından sonra yeni bir beslenme biçimine geçmeniz. Özellikle akşam yemeği porsiyonunuzu küçük tutun. Çok işe yaradığını göreceksiniz.

DİĞER YENİ YAZILAR