Avrupa Obezite Kongresi ve şeker

22’nci Avrupa Obezite Kongresi bu yıl Çek Cumhuriyeti’nin başkenti Prag’da yapıldı. Türkiye’den Vatan Gazetesi adına kongreyi izleyen tek medikal gazeteciydim. Bu kongrede çok ilgimi çeken bir konu da: Şeker, fruktoz, yüksek fruktozlu mısır şurubu ve tatlandırıcılar konusundaki sunumlardı. İşte ana başlıklar:

Dr. Luc Tappy / Lozan Üniversitesi Fizyoloji bölümü

Sorun fruktoz değil, aşırı kalori!

Günümüzde şeker gitgide daha toksik bir madde olarak gündemde. Ancak bu yeni değil. 1900’lerden beri tartışılıyor.

Şeker enerjimizi sağlıyor. Evrim sırasında fruktoz değerli bir enerji kaynağıydı.

Örneğin; 1’nci Dünya Savaşı’nda halktan daha az şeker tüketmeleri istenmişti. Çünkü şeker savaştaki askere lazımdı; enerji ihtiyacını gidermek için...

Vücudumuzdaki tüm hücreler enerji kaynağı olarak şekeri kullanıyor. Fruktoz direkt kullanılamıyor vücutta; çevrilmesi lazım. Bu çevirme işlemi sırasında biraz enerji harcıyoruz.

Modern beslenme biçiminde fruktoz major bileşenlerden biri haline gelmiş durumda. Fruktozun ana kaynakları pancar veya şeker kamışından elde ettiğimiz şeker, yüksek fruktozlu mısır şurubu, meyveler ve bal. Fruktoz glukozla aynı kimyasal yapıta sahip, ancak metabolizma ediliş şekli farklı. Karaciğerde işlem görüyor ve glukoz, glikojen, laktat ve yağ gibi maddelere ayrılıyor.

Haberin Devamı

Başta diyabetlilere düşük glisemik indeksi nedeniyle fruktoz öneriliyordu. Ancak düzenli yüksek fruktoz tüketimi deney hayvanlarında insulin direnci, Tip 2 Diyabet, yüksek tansiyon gibi belirtilere yol açtı.

İnsanlarda da aynı hayvanlardaki gibi yüksek fruktozlu bir beslenme biçiminin büyük etkileri olabileceği önerilse de bu önerinin henüz sağlam dayanağı yok. Bu belirtiler insanlarda çok daha az.

Araştırmalar normal düzeyde fruktoz alımının metabolizma üzerinde etkisi olacağını göstermiyor.

Ayrıca yüksek fruktozlu mısır şurubunun şekerden gelen fruktozdan çok daha fazla yan etkisi olabileceği düşünülüyordu. Ancak bu konuda da bir kanıt yok.

Şekerli içeceklerde ana sorun fruktozun etkisi değil, aşırı tüketim nedeniyle gelebilecek fazla kaloriler.

Haberin Devamı

Prof. James Rippe / Rippe Enstitüsü, Kardiyolog

Çok fazla yiyoruz

Niye mi şişmanlıyoruz?

Suçlu aramayı bırakalım. Her şeyden çok yiyoruz da ondan! 1920’lerden 2000’li yıllara geldiğimizde kişi başı günlük aldığımız kalori 474 kalori daha fazla. Daha kalorili besleniyoruz, ama daha çok yakmıyoruz.

Şeker konusunda dikkatli olmalıyız. Amerika’da bazı okullarda şekerli diye çikolatalı sütü kaldırdılar. Süt tüketimi toptan düştü.

Prof. Dr. David Benton / Swansea Üniversitesi

Şeker insanlarda bağımlılık yapmıyor

- Şeker yeni tütün mü? Bir zamanlar yeni yağ olarak görülüyordu.

- Avrupa Birliği tarafından destek verilen Nörofast araştırmacıları yiyeceklerdeki kimyasal maddelere karşı insanlarda bağımlılık geliştiğine dair güçlü bir kanıt bulamadılar.

- Şekere bağımlılık kimilerinin iddia ettiği gibi eroin veya kokain bağımlılığı gibi değil. Keyif aldığımız maddeler beyinden dopamin salgısına neden oluyor. Şeker de dopamin salgısına neden oluyor. Bunlar beyinde ödül mekanizmalarını harekete geçiriyor. Ancak çocuklarınız, müzik ve şakalar da dopamin salgısına neden oluyor.

Haberin Devamı

- Fareyi bir kafese şekerli suyla koyduğumuzda ve başbaşa bıraktığımızda bağımlılık gelişmedi.

- Araştırmalar sadece tatlı yiyeceklerin değil, pek çok yiyeceğin aşırı isteğe yol açabileceğini gösteriyor. Şişman kişiler yağlı yiyecekleri daha çok arzu ediyor.

- Yaşımız ilerledikçe şekerli yiyeceklere tutkumuz azalıyor. Çocuklukta tatlı yiyeceklere karşı eğilim var.

- Eğer şekere bağımlılık kilomuzun major karar vericisi ise, o zaman şeker tüketimiyle obesite arasında ilişki olması gerekir. Ancak araştırmalar böyle bir bağlantıyı göstermiyor. Tam tersine yağ yerine şekerin ağırlıklı olduğu beslenmede daha düşük kilolarla karşılaşıyoruz.

- Farelerde açlık sonrası tıkıştırırcasına yeme durumu oluştu... Oysa insanlarda diyet yapmak tıkıştırırcasına yemeyi artıracağına azalttı.

(Binge-eating: Kısa sürede kendinizi durduramadan çok büyük miktarda yiyecek tüketmek)

İngiliz Beslenme Vakfı neler öneriyor?

Haberin Devamı

Düşük kalorili tatlandırıcılar nedir?

Hemen hemen kalori içermeyen, yiyecek ve içeceklerde şeker yerine kullanılabilen çok tatlı bileşikler. Örnekler; aspartam, acesulfam, sakarin, sukraloz gibi...

İştahı açıyorlar mı?

Son araştırmalar iştah üzerinde etkileri olmadığını gösterdi.

Tükettiğimiz yiyecek miktarını artırıyorlar mı?

Hacimler ve mideyi doldurmaları nedeniyle yaklaşık 1 saat kadar iştahı baskılayabiliyorlar. Sanılanın aksine bir sonraki öğünde yediğimiz yiyecek miktarını artırmıyorlar. 18 ay boyunca deneye tabii tutulan çocuklarda; şekerle tatlandırılmış ve tatlandırıcıyla tatlandırılmış içecek verildiğinde çocuklarda yarattığı doygunluk aynıydı. Yetişkinlerde yapılan deneyde de benzer sonuçlar alınmış. Öğle yemeği ve akşam yemeği öncesinde 290 kalorilik tatlandırıcılı bir yiyecek ve 490 kalorilik şekerli bir yiyecek verilmiş. Sonrasında yemek yemeleri istenmiş. Her iki deneyde de aynı miktarda yemişler.

Tatlandırıcı kullanarak kilomu koruyabilir miyim?

Bu konuda yapılmış pek çok araştırma tatlandırıcıyla tatlandırılmış yiyecek ve içecekleri tercih etmenin kilo üzerinde olumlu etkisi olduğunu gösteriyor. Şeker yerine tatlandırıcı kullanmak kiloda yaklaşık 1 kiloluk bir değişim e yol açıyor. (Diyet yapmadan) Toplum sağlığı için obesitenin önlenmesi çok önemli.

Günde 100 kalori eksik tüketmenin yetişkinlerin yüzde 90’ında kilo artışını durdurabileceği biliniyor.

DİĞER YENİ YAZILAR