Dönere kadın eli değdi!
Kadın elinin lezzeti tartışılmaz. Ama kadınlar hep evde yemek yapan 'anne' figürü olarak kabul ediliyor. Restoranlarda, fastfood zincirlerinde ise erkek hakimiyeti var. Bugün bu tabuyu yıkan 46 yıllık kasaplık tecrübelerini dönere taşıyan Döner Durağı'nın kadın patronu Zehra Acıerik'le konuştuk...
Döner Durağı, Bahçelievler'de açılan ilk şubede yüzde yüz yaprak döner sloganıyla yola çıktı. Yaprak şeklinde açılarak özel terbiyesiyle marina edilen döneri, sıcak tandır lavaşıyla ile birleştirerek farklarını ortaya koydular.
Zehra Hanım ön yargıları şöyle anlatıyor;
- İlk önce iş yerimdeki ustaların tabularını yıktım. Birçoğuna göre kadın döner işinden anlamaz; ben tecrübelerimle onlara bunu ispat ettim ve işin ehli ustalarla iyi bir ekip olduk, Neden dönerciliği seçtiniz? -Ortağım ile 2 tecrübeyi bir araya getirerek asıl döneri insanlara tattırmak istedik. Benim 10 yıllık gıda tecrübemle, ortağımın 1968 yılından bugüne uzanan kasaplık tecrübelerini dönere taşıyarak çok güzel bir lezzet çıkardık.
Döner Türkiye'nin sembol yemeklerinden. Peki sizin farkını ne? - Döner Durağı, usta değiştikçe kalitesi değişen bir yer değil. Sadece dönerimiz değil lavaşımızda çok özel. Ayrıca birçok dönerciden farkımız para kazandıkça keyif alan değil müşterileri tarafından kalitemizi anlatan sözcükleri duymaktan keyif alanlardanız. Lavaşımız özel dediniz; biraz açabilir misiniz bunu? Özel taş fırınımızda doğal tandır lavaşı ile servis yapıyoruz. Bunun öncesinde çok titiz bir çalışma var. Birçok denemeden sonra en lezzetli,en yumuşak lavaşı çıkardık ortaya .
Caddeler, sokaklar isimsiz dönercilerle dolu. Siz neden marka olmak istediniz? - Biz bu işe karar verdikten sonra ilk yaptığımız markalaşmak oldu. Çünkü yapılan işin günübirlik değil uzun soluklu olmasını istememiz ve sahtecilerden korunarak yola devam etmemiz için önemliydi.
Başka şube açmak istiyor musunuz? - Francaise vererek büyümek değil sadece istanbulun belli noktalarında kendimiz şubeleşerek bu lezzeti tattırmak.bence döner işi francaise verilecek bir iş değil kaliteyi koruyabilmek için işten anlamak çok önemli ve para kazanmak adına gerektiğinden fazla şubeleşmek kaliteyi yok eder.
