Reklam değil kâbus...

Haberin Devamı

Hayır, kitle tiyatrosundan desem değil, epikten de değil, bir yere oturtamadım. Zaten oturtsam da haksızlık etmiş olurdum!

Evet, biraz zombi filmlerini andırıyor ama! Şu yasaklanan seçim reklamından bahsediyorum.

Baştan bakalım, neye benzediğini buluruz belki...

“Kötü ve karanlık adam”, elinde kalın levyeyle bayrak kulesine geliyor. Önce kapıyı kaktırarak açıyor sonra aynı levyeyle bayrak ipinin makarasını kırıyor.

Çekip gidiyor.

Şimdi bu kötü adam kim? Kimi simgeliyor?

Bu aralar, her şeyin dışında bilmediğimiz başka bir problemimiz daha mı var? Birileri cumhuriyetimize göz mü dikti? Yani bildiklerimizin dışında!

Hadi öyle bir şey var diyelim. Bu iş bu kadar kolay mı? Bir levyeyle...

Onu da geçelim...

Sonra işini gücünü bir anda bırakıp hedefe kilitlenmiş insanlar gaipten gelen bir sesin onlara verdiği emir doğrultusunda koşmaya başlıyor. Gerçekten de zombi filmlerindeki gibi!

Ha, emir ne?

Git bayrağı yeniden sallandır.

İyi de...

Şimdi bunun için...

Sadece tek kişinin, tek bir levye hareketiyle bu kadar kolay indirebildiği bayrak için insanlar kendilerini denize atmaya, birbirinin üzerine çıkmaya falan başlıyor.

Adeta şuursuzca, hedefe kilitlenerek...

Hani denize atlayıp yüzerek kuleye gidecek gibi bir hâlleri de yok! Hatta yüzme bildiklerinden bile şüpheliyim. Zira denize öyle atlanmaz! Anca düşülür! Zaten hepsi hipnotize edilmiş, denize atla emrini almışlar ve birazdan da denizin dibini boylayacaklar!

Görüntü o!

Simgesel mimgesel ama arada bir bağlantı olması gerekmiyor mu? Hayır, kötü adam levyeyle tık diye işini halletmese, neyse diyeceğim. Yani simgelerin de orantılı güçte olması falan...

Akıl var mantık var!

Mı? tabii..

Adamın tık, levyeyle bir dakikada yaptığı işi düzeltmek için olanlara bak!

Bir tamirci de mi yok aranızda? Hadi yok, tamirci çağırmayı akıl edecek biri? O da mı yok?!

Hadi diyelim ki, “o anda telaştan” düşünemediniz!

Peki, bayrağımızı tekrar gönderde dalgalandırmak için halatı çekmek yerine...

Ki, yüz binlerce insan bayrak kulesindeyken... Neden biri halatı tutup kendini aşağıya atıyor!

Yüzünde ne yaptığını bilmez bir ifadeyle...

Bir rahatsızlığı mı var?

Acaba?

İlliyet diye bir kelime vardır ya... Bir illiyet, nedensellik bağı yok! Rüyalar gibi! Rüya olsa iyi, bu film kâbus gibi!

Yani bayrak kullanıldığından falan değil, madem yasağı seviyoruz, sırf bu yüzden yasaklanmalı.

Zaten bir de çalıntıymış deniyor ya la!

Hem seçim şarkıları hem reklam filmi!

DİĞER YENİ YAZILAR