Filmlerde aşk her zaman başkadır

İlk sıradan hayatın içine nüfuz etmiş aşkın her hali diziler ve filmlerde kendini gösteriyor

Dünya darmadağın olurken biz aşık olmakla meşgulüz” der Ilsa, Rick’e. Cool repliklerle bezeli Kazablanka filminin en can alıcı cümlelerinden biridir bu. Almanlar ertesi gün Paris’i işgal edeceklerdir... Savaşın gölgesinde bir aşktır onlarınkisi... Ama aşk hiçbir engel tanımaz... Kalptedir...
Yıllar geçse de unutulmayan dizi How I Met Your Mother’da çapkın Barney Stinson’ın evlendiği sahnede “Çünkü yapabileceğimiz en iyi şey aşık olmaktır” cümlesini duyarız. Adeta Ilsa’nın cümlesini tamamlar gibi bir repliktir. Doğrudur da. Aşk her şeyi güzelleştirir, iyi kılar. Hayatın içine ilk sıradan nüfuz etmiş bu duyguyu izlediğimiz hemen hemen her filmin ve dizinin içinde farklı halleriyle görürüz. Kimi aşkını “Sol eli başımın altında olsun, sağ da beni kucaklasın” (Kosmos) diye anlatırken, kimi “Jeny ve ben, köfte ve patates gibiydik” (Forrest Gump) şeklinde ifade eder. Veya Yan Odadan Melodiler filminde “Sence aşk nedir?” sorusuna kahramanımızın cevabı “Yandaki odadan sevdiğin bir müzik sesi geliyor. Sen de müziğe eşlik etmeye başlıyorsun. O sırada dışarıdan tren sesi ya da ona benzer bir gürültü gelmeye başlıyor. Gürültü yüzünden eşlik etmekte olduğun müzik sesini duyamıyorsun ama yine de ara vermeksizin şarkıyı söylemeye devam ediyorsun. Bir süre sonra, dışarıdan duyduğun gürültü kesiliyor ve müzik sesini tekrar duymaya başlıyorsun. Ve fark ediyorsun ki, müzik tam da o anda senin mırıldanmakta olduğun kısımdan devam ediyor. Aşk böyle bir şeydir” olur.
Bazen utangaçtır. “Ee şey ben şey diyecektim. Yaw nasıl desem; desem sana dert, demesem bana dert. Keşke biz seninle aynı evde olsaydık, o zaman ben sana sabahlara kadar kayıt yapardım, işte sen de bana kitap okurdun... Öyle bilinçlenirdik...” (Beynelmilel) gibi... Ağır Roman filminde Tina iki kelimeyle sarsar izleyeni. Salih’e evinde unuttuğu kolyesini verdiğinde, Salih’in “Yangında düşürdüm sanmıştım”, demesine karşılık yakıcı bir rüzgar gibi yapıştırır cevabı. “Yangın sayılır!”.
Vatanım Sensin’de tıpkı Kazablanka’da olduğu gibi savaşın gölgesinde yeşeren aşkını Leon şöyle anlatır.
“-Aşk mı?
- Aşk.
- Memleket bu haldeyken?
- Evet Küçük Hanım. Aşksız bir yürek çorak bir ülkedir, hiçbir şey yetişmez orada. Bir insanı sevmeyi bilmeyen memleketi sevmeyi nerden bilecek?”
Meryem dizisinin psikopat aşığı Oktay ise artık kaybettiği Meryem’i geri kazanma savaşı verir şu sözlerle: “Hatırladın mı? Leblebiler de cebimde. Ne bekledin beni burada be Meryem... yıllarca. Ben elimde kitaplarla gelirdim. Dersten çıkmışım. Sen beni burada beklerdin bir elinde bozayla. Leblebiler sıcak. Bilirdim beni görünce nasıl gülümseyeceğini. Son derslerde başımı sıraya koyup bana nasıl gülümseyeceğini hayal ederdim. Sanki anfinin içine kadar gelirdi bunun kokusu. Bana hep seni hatırlatıyor.”
Yeditepe İstanbul’dan, “Elimde bir demet çiçekle geçtim bütün sokakları. Bir delikanlı için bu ne demektir sen bilemezsin.”, Kardeş Payı’ndan “Maçın son kornerinde karşı kaleye koşan kaleci çaresizliğiyle geliyorum sana; o kadar seçeneksizim, o kadar kaybedecek bir şeyim yok!”,
Leyla İle Mecnun’dan “Sen nereye bakarsan orada olmaya çalışıyorum Leyla. Farkında değil misin?”, Supernatural’den “Şunu bilmeni isterim ki kendimi mutluyken düşündüğümde yanımda sen oluyorsun”... Sayısız film, sayısız dizi, sayısız aşk ifadesi... Belki de en masumu Çiçek Abbas’tan, Nazlı’ya gelendir. “Ferdi Tayfur seviyorsun mu?”...
“Ufak tefek cinayetler”de şiir!
Sezonun iddialı dizisi entrikalar öbeği “Ufak Tefek Cinayetler”, Oya’nın aşkını izleyiciye Lale Müldür sözleriyle aktarmıştı.
“Ormanda bir kuş hızla dönüyordu
Aşık olduğumuz zaman yürek denilen ormanda
Ya da orman boşluğunda
Bir kuş anormal hızla döner
Ve kaçmamız gerektiğini söyler bize.Çünkü her şey çok fazladır.
Kendi etrafında nefes kesici bir biçimde dönen bir kuş
kendini ve etrafındakileri yaralar.
Tehlikedir onun adı.
Bunun için aşkı hiç kimse,
insanın kendi arkadaşları bile istemez.
Kumrular sakindir bir tek ben kumru değilim sen de.”

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR