Gazete Vatan Logo

Danıştay: Kur farkı gider yazılır

Petrol Ofisi ile gündeme gelen “kur farkının giderleştirilmesi” konusunda bugüne kadar tüm Danıştay kararlarının içtihatlara dayanılarak “Kur farkı gider yazılır” şeklinde çıktığı, Gelir İdaresi’nin temyiz istemlerinin de reddedildiği belirlendi

Vatan, kur farkını giderleştirdiği için vergi kaçırmakla suçlanan Petrol Ofisi’nin durumunu, benzer uygulama nedeniyle yargıya intikal etmiş başka firmalara ait davaların sonuçları ile karşılaştırdı. Söz konusu karşılaştırma karşılıklı iddia ve suçlamalarla kafası karışan 120 bine yakın küçük yatırımcıya da ipucu olacak nitelikte sonuçlar ortaya çıkardı.

“Kur farkı” tartışmasında bugüne kadar tüm Danıştay kararlarının firmalar lehinde sonuçlandığı, Danıştay’ın kur farkını giderleştiren firmaları haklı bulduğu anlaşıldı. Danıştay Dava Daireleri söz konusu kararları verirken daha önceki içtihatların kur farklarının doğrudan gider yazılabileceğini kabul ettiğine gönderme yapıyor.

İşte kur farkı ile ilgili Vergi İdaresi cezaları ve Danıştay’ın aldığı kararlar:

ÖRNEK 1

İçtihat “yazılır” diyor
İlaç ithalatçısı bir firmanın 1991 yılı işlemlerinin incelenmesi neticesinde ithal edilen emtia ile ilgili kur farklarının mal maliyetine eklenmesi gerektiği sonucuna varan Vergi Dairesi, düzenlenen inceleme raporuna göre ikmalen kurumlar vergisi salıyor ve kaçakçılık cezası kesiyor. İlaç firması cezaya itiraz ediyor. Davayı gören Danıştay Dördüncü Daire’nin 28.05.1996 tarih ve 1996/2170 sayılı kararında Danıştay içtihatlarıyla kur farklarının doğrudan gider yazılabileceğinin kabul edildiği gerekçesiyle tarhiyatın kaldırılmasına karar veriliyor.

Vergi Dairesi Müdürlüğü inceleme raporuna dayanılarak yapılan tarhiyatla kanuna ve usule aykırılık bulunmadığını ileri sürerek kararın bozulmasını istiyor. Temyiz dilekçesini görüşen mahkeme istemin reddine oybirliği ile karar veriyor.

ÖRNEK 2

Doğrudan gider yazılır
1997 yılı işlemleri incelenen bir firma adına bağlı ortaklık satın alırken kullandığı yabancı kaynaklara ait kur farklarını dönem gideri olarak kaydettiği ileri sürülerek Boğaziçi Kurumlar Vergi Dairesi tarafından söz konusu şirkete ikmalen kurumlar vergisi salınıyor, fon payı hesaplanıp ağır kusur cezası kesiliyor. Davaya Danıştay 4. Dairesi bakıyor ve 17 Şubat 2004 tarih 270 sayılı şu kararı veriyor:

Davacının, İş Bankası’nın sahip olduğu Güney Sanayii hisselerini Alman Markı cinsinden alarak bir kısmını peşin, bir kısmını 1997 ile 2003 yıllarında eşit taksitlerle ödemek üzere anlaştığı, davacı tarafından kur farklarının doğrudan gider yazıldığı, ancak inceleme elemanınca, finansman gideri niteliğindeki kur farklarının doğrudan gider yazılamayacağı, bağlı ortaklık alım bedeli içinde değerlendirilmesi gerektiği görüşüyle ilgili yıldaki kur farkları dönem giderleri içinden çıkarılarak bulunan matrah farkı üzerinden ikmalen tarhiyat yapıldığı, finansman gideri niteliğinde olan kur farklarının anılan kanun maddeleri uyarınca doğrudan gider yazılmasının yasal olduğu gerekçesiyle vergi ve cezaların kaldırılmasına karar verilmiştir.

ÖRNEK 3

Yasaya aykırı durum yok
Preseli pamuk ihraç eden ve 1998 yılı işlemlerinin incelenmesi sonucu, döviz cinsinden peşin tahsil edilen bir kısım ihracat bedellerini değerlemeye tabi tutarak hesapladığı kur farkına gider kaydettiği saptanan davacı adına gerçek bir borç niteliği taşımayan sipariş avanslarının değerlemeye tabi tutulamayacağı görüşüyle ağır kusur cezalı kurumlar vergisi salınıyor.

Davaya bakan Danıştay 3. Dairesi 3 Mart 2002 tarihinde 3064 sayılı şu kararı veriyor: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 280’inci maddesinde yabancı paraların borsa rayici ile değerleneceği, borsa rayicinde muvazaa olduğu anlaşılırsa alış bedelinin esas alınacağı, bu madde hükmünün yabancı para ile olan senetli veya senetsiz alacaklar ve borçlar hakkında da uygulanacağının belirtildiği, özsermayenin hesaplanmasında işletme ile ilgili olmak şartıyla bir hesap döneminde her türlü mal ve hizmet hareketlerinden kaynaklanan ve hesap dönemi içinde kapatılamayan borçların dikkate alınması gerektiği, taahhüt edilen mal ve hizmet teslimine ilişkin avansın ise ileride gerçekleşecek alacağa mahsuben yapılan bir ön ödeme olmakla birlikte taahhütten vazgeçilmesi ya da taraflar arasındaki sözleşmenin feshedilmesi nedeniyle iadesi gerektiğinde işletme için gerçek bir borç niteliğine dönüşeceği, her ne kadar peşin alınan dövizler Türk Lirası’na çevrildiğinden dönem sonunda şirketin mevcutları arasında döviz bulunmamakta ise de kur farkı dövizlerle ilgili olarak değil yabancı para ile olan senetsiz borçlarla ilgili olduğundan değerlemeye tabi tutulmasında ve oluşan kur farkının gider kaydedilmesinde yasaya aykırılık bulunmamış ve ceza kaldırılmıştır.

Haberin Devamı