Gazete Vatan Logo
Magazin Canlı bombanın hayatı film oldu

Canlı bombanın hayatı film oldu

İntihar eylemcisi bir gencin gerçek yaşamını konu alan Girdap adlı film 21 Mart’ta gösterime girecek

Terörle mücadele ekiplerinin danışmanlık yaptığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın destek verdiği filmin başrol oyuncusu Ozan Bilen ‘Yeleği giyip giderken gerçekten patlayacağımı düşünüyordum’ diyor

Bundan yaklaşık beş yıl önce kasım ayı İstanbulluların aklına kazınan terör saldırılarına sahne oldu. 15 Kasım’da Neve Şalom Sinagogu ve Beth İsrael Sinagogu’na bomba yüklü araçlarla düzenlenen saldırılarda intihar saldırganları da öldü. Sinagog saldırıla-rından tam beş gün sonra, 20 Kasım’da ise saldırıların hedefi İstanbul’daki İngiliz Konsolosluğu ve HSBC Bankası’nın genel merkeziydi. Saldırılarda onlarca kişi hayatını kaybetti, yüzlercesi yaralandı.



Bu dönem sonrasında üniversiteyi kazanan Kayserili bir gencin yolu radikal dini örgütlerle kesişti. Sonunda da intihar eylemcisi oldu ama kendisini havaya uçurmadan önce ailesinin ve yakınlarının gayretiyle örgütün elinden kurtarıldı. Polise ve adliyeye yansımayan bu olayın peşine düşen yönetmen Talip Karamahmutoğlu, kimliği gizli tutulan gencin hayatını filme çekti. Terörle mücadele ekiplerinin danışmanlık yaptığı, Kültür Bakanlığı’nın 200 bin YTL destek sağladığı canlı bomba filmi Girdap, 21 Mart’ta gösterime girecek.

Kamuoyunda uzun süre tartışılacağa benzeyen filmde intihar eylemcisi genci Uçurtmayı Vurmasınlar filminin küçük Barış’ı Ozan Bilen canlandırıyor. Umut’u düştüğü girdaptan kurtaramayan kız arkadaşı Zeynep’i ise Pars Kiraz Operasyonu filminden tanıdığımız Eda Özerkan oynuyor. Saldırıya uğrayan İngiliz Konsolosluğu’nun yakınında buluştuğumuz başrol oyuncuları Ozan Bilen, Eda Özerkan ve yönetmen Talip Karamahmutoğlu ile Girdap’ı konuştuk.

Film için nasıl iletişim kuruldu?

Ozan Bilen: Senaristlerden Onur Aydın aradı, buluştuk, sinopsisi okudum, hoşuma gitti. Görüşmeye giderken hava serinleyince bir mağazadan yelek alıp giymiştim. Yelek, filmdeki Umut’un -canlı bomba- yeleğiydi! Belki rolümü hemen benimsememde o yeleğin de katkısı olmuştur.

Eda Özerkan: Senaryoyu okuyunca Zeynep’e ısındım, ondaki masumiyeti kendime çok yakın buldum. Zeynep alkol kullanan, sigara içmeyen bir kız. Ben her ikisini de kullanmıyorum.

ÜNİVERSİTELERE TAKILDIK

Girdap’a nasıl hazırlandınız?


E. Ö.: Ozan’la üniversitelere takıldık. Çay, kahve içip gözlem yaptık. Gençlerin durumunu gözden geçirdik.

O. B.: Umut’un yaşadığı durumlara aşinayım. O kadar olmasa bile hepimizin içinde biraz anarşi vardır. Gerçek canlı bomba videoları izledik. Bu konulara hakim bir danışmanımız vardı; onun anlattıklarını dinledik. Sadece patlama görüntüleri olduğu için onların ruh hallerine hakim olamıyordum ama en azından o ambiyansı gördük. Filmde yeleği giyip giderken gerçekten patlayacağımı düşünerek gidiyordum. Zaten o da yüzüme yansıyordu.

Talip Karamahmutoğlu: Girdap’ın senaryolaştırılması iki sene önce başladı ve bir yılda tamamlandı. Hemen her aşamasında alanında uzman, konusuna hákim kişilerden yararlandık, destek aldık. Mesela canlı bomba yeleğinin, düzeneğin hazırlanmasında Emniyet’in Terörle Mücadele biriminden destek aldık. Karakterlerin kullandıkları jargonlar ise, gerçek hayatta o politik görüşlere sahip ya da hakim olan veya geçmişinde olmuş şahısların katkılarıyla yazıldı. Gerçekten de herhangi bir siyasi görüşe haksızlık yapılmadan, her fikrin kendi perspektifinden, kendilerince haklılıkları, gerekçeleri onların ağzından aktarıldı.

ÇEKİMLERİ GERÇEK SANDILAR

İstanbul’daki intihar saldırıları olduğu sırada neredeydiniz?


E. Ö.: Ben Levent’teydim. Bizim eski ajansımız HSBC’nin arkasındaydı. Ben metrodan çıktıktan 10 dakika sonra patlama oldu. Biraz gecikseydim belki de şu an hayatta olmayacaktım. O gün hemen birine sadaka verdim. Ölümden korkan bir insanım.

O. B.: Ben patlamalar sırasında Kadıköy’deydim. Bu tarafta işim olduğunda da İstiklal’den yürümüyor, ara sokakları kullanıyor, dikkat ediyordum. Ölürsek de ölürüz artık...

Çekimler sırasında sizi çok etkileyen bir sahne oldu mu?

O. B.: Evet, Umut’un sinirli bir anında İstiklal’de yürürken İncil dağıtan misyonerlerle bir kavga sahnesi vardı. O bir patlama anı ve etkileyici bir andı bence. Yine bu sahnede enteresan bir olay oldu. Etrafta toplanan kalabalıktan biri bunu gerçek sanmış. Bana destek vermek için misyonerlere saldırdı. ‘Napıyorsunuz lan burada? Müslüman mahallesinde salyangoz mu satıyorsunuz’ diyerek İncil tezgahına tekme attı. ‘Film çekiyoruz’ diyoruz, anlamıyor. Adamı zor kontrol ettik.


Bu filmi gençler tezgaha gelmesin diye çektik

Filmin gerçek kahramanıyla nasıl iletişim kurdunuz?


Talip Karamahmutoğlu: Filmin kahramanı Umut’un bir aile ferdiyle; bir televizyon filminin çekimi için Kayseri’de tanıştım. Bana öğrenim hayatı yarıda kalan bu gencin hikayesini anlatınca bir yönetmen olarak bunu sinemaya aktarmam ve konuyu kamuya mal etmem gerektiğini düşündüm. Fakat aile bu konuyu gizliyor, çocuğun başından geçenlerin bilinmesini istemiyordu. Yine de benden hiçbir bilgiyi esirgemediler.

Cuma günleri cami önünde düzenlenen eylemler sırasında sıkıntı yaşadınız mı?

T.K.: Cuma günü çekimimiz vardı, yaptırmadılar. Emniyetteki arkadaşlar ‘Bunu gerçek zanneder. Film milim dinlemez, olayları kontrol edemeyiz. Cuma günleri Beyazıt Camii’nin etrafı saatli bombalarla dolu, en ufak olayda patlayabilirler’ dedi. Biz de başka günlerde çekim yaptık.

Filmin sloganı: ‘Görünen, bilinmesi istenendir!’ Bu sözle neyi kastediyorsunuz?

T.K.: Bunu söylerken maksadımız; görünenin ardındaki karanlığın sakladığı hiçbir sırrın bizim için şaşırtıcı olmayacağı... Şimdiye dek o kadar çok şaşakaldık ki bu senaryoların hiçbiri bizim için sürpriz değil artık. Bize düşen, yeni nesli oyunlara, tezgáhlara, tuzaklara karşı bilinçlendirip uyanık tutmak... Tek bir gencimizi ne fail ne de kurban olarak kaybetmek isteriz. Zulme, haksızlığa isyan olarak canlı bomba olan Müslüman genç, son tahlilde; İslam’ı bir terör dini, Müslümanları da terörist diye sunanların amaçlarına hizmet etmek için intiharı seçmiyor. Ancak doğurduğu sonuç budur gibi geliyor algılara...

Girdap’ın mesajı nedir?

T.K.: Girdap söyleyecek sözü olan bir film. Bizim dileğimiz hiç kimsenin inancından, düşüncesinden dolayı öldürmemesi, öldürülmemesi... Çünkü kurban ya da fail, yitirilen bizden yitiyor. Bu film ‘Sahip olduğumuz kimliklerden herhangi biri adına birileri tasarrufta bulunurken ‘Bizdendir’ diye yanlışına da sahip çıkmayalım. Karşısına dikilelim ve ‘Sen benim kimliğime, ortak kimliğimize zarar veremezsin’ diyelim’ diyor.

STAR



Haberin Devamı