Hayat kısa kuşlar uçuyor

Bir süredir #şiirsokakta. Sanki onları geleceğe ve okurlara taşıyan kitaplar bile şiirlere dar gelmiş gibi kendilerini sokağa atmışlar. O yüzden şairlerin dizelerine duvarlarda, kaldırım taşlarında hatta afişlerde rastlıyoruz. Hem de “artık şiir satmıyor” denilen ve bu yüzden şiir kitaplarının baskısının 500 adetle sınırlandığı bir dönemde. Kim bilir, belki de şairler bu satış grafiklerine hapsedilmeye dayanamadıkları için kitap kapaklarını birer kanat yapıp sokaklara fırladılar… Olamaz mı? Söz konusu yarı-kahin, birer ön bilici olan şairler olunca bence hepsi mümkün! Ama ille de katı gerçekçi, sosyolojik bir yanıt istiyorsanız eğer, ben bunu genç kuşak okurun Türkçe şiirin büyük şairlerini -en azından bazılarını- keşfi olarak görüyorum. İnternet ve bilginin demokratikleşmesi sayesinde oldu bu tanışma.

Zira öbür türlü okurların kitapçıların arka raflarına dizilen ve baskısı 500 adetle sınırlı kaldığı için ancak tek tük konan kitaplara tesadüfen el atması ile mümkün olacaktı. Elbette bunda sosyal medyanın dizeler halinde yazıldığı için şiirin paylaşılmasına olanak veren yapısının da etkisi büyük.

Haberin Devamı

Tabii bu popüler paylaşımlar şiirin yapısına ne kadar uygun bu tartışılabilir, hatta tartışılmalı da. Zira günlerdir Gülten Atkın’ın “Ah kimselerin vakti yok/ durup ince şeyleri anlamaya” dizesi o kadar sloganlaştırıldı ki, kimse şiirin bütününü okumaz ve tam da dizenin eleştirdiği şeyi yapar oldu.

Ama buna rağmen şiirin sokağa çıkması ile pek çok şairimizi anar, ona sahip çıkar olduğumuz gerçeğini de atlamamalıyız. Zira bence “Hepimiz Turgut Uyar’ın dizeleriyiz” kadar güzel bir slogan bu ülke tarihinde atılmadı.

Ne güzel ki, bu sürecin genç kuşakla tanıştırdığı şairlerden biri de Cemal Süreya oldu. Yani bugün 26’ıncı ölüm yıldönümü olan İkinci Yeni’nin “Asıl yoksulluk ondan sonra başlıyor/ Bütün kara parçalarında/ Afrika hariç değil” dizelerinin şairi… Cemal Süreya, genç kuşak tarafından o kadar sevildi ki, “Hayat kısa kuşlar uçuyor” dizesi sosyal medyanın en çok paylaşılan dizelerinden oldu ve belli ki olmaya da devam edecek. Bunda elbette, Cemal Süreya’nın şehir efsanelerine dönüşmeye müsait yaşamı da etkili oldu. Mesela düğmelerini “pırt” diye koparıp karşısındaki kadına “dik” diye vermesi, dikerse evleneceğini söylemesi dilden dile anlatılıp duruldu. Neden böyle yapardı, kimsenin net bir bilgisi yok. En mantıklı yorum, sanırım adındaki diğer “y”ye de veda etmesine neden olacak kadar iddiaya girmeyi sevmesiydi.

Haberin Devamı

Özetle; gençler, genç okurlar şairleri keşfediyor. Umarım yayıncılar da bunun farkına varır ve bu ilgiyi karşılayabilecek kitaplar yayımlarlar. Yoksa şairin de dediği gibi “Hayat kısa kuşlar uçuyor.”

DİĞER YENİ YAZILAR