Gazete Vatan Logo

Bir kez daha Dolmabahçe tepkisi: Böyle şey olmaz!

Bir kez daha Dolmabahçe  tepkisi: Böyle şey olmaz!

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hükümet ile İmralı heyetinin Dolmabahçe’de ortak açıklama yapmasına ilişkin tepkisini yineledi. Erdoğan, HDP’nin bölücü örgütle ‘inorganik’ ilişkisi olduğunu söyledi ve ‘uzantı’ tabirini kullandı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün bayram namazını Ataşehir’deki Mimar Sinan Camii’nde kıldıktan sonra, koalisyon süreciyle ilgili açıklamalar yaparken PKK ve HDP’ye tepkisini dile getirdi.

‘Bağınızı biliyoruz’

PKK’nın tır’ları, sivil vatandaşları taradığını, iş makinelerini, termik santralleri yaktığını ve Silvan Barajı’nı bombalayarak engellemeye çalıştığını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti: “Tabi bu şartlar altında parlamentoda temsil kabiliyeti bulmuş olan uzantının kalkıp elinden geleni yapması gerekir. Şunu söylüyorlar: Bizim organik bağımız yok. Organik bağın olmayacak tabi, ama inorganik bağınızın olduğu ortada. Bunu bölgede dolaştığımızda görüyoruz. Organik olmasa da inorganik bağınızın olduğunu biz bütün istihbari bilgilerle biliyoruz.”

Tehditle oy iddiası

Erdoğan, seçimde yüzlerce köylerde HDP dışındaki partilere sıfır oy çıktığını da anlatarak, “Demek ki burada kaleşlerle, silahlarla tehditler var” dedi.

Haberin Devamı

‘Türkiye Mutabakatı’

“HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın örgüte silah bırakma çağrısı oldu. AK Parti ve HDP arasındaki koalisyon görüşmelerinde Dolmabahçe Mutabakatı’nın da gündeme geldiğini biliyoruz. Bütün bunları düşündüğünüzde çözüm sürecinin geldiği noktayı nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soru üzerine Erdoğan şunları söyledi: “Burada şunu vurgulamak durumundayım. Ben Dolmabahçe Mutabakatı ifadesini asla kabul etmiyorum. O toplantı, bir mutabakat toplantısı olamaz. Niye? Çünkü ortada bir hükümet vardır. Öbür tarafta grubu olan bir siyasi parti vardır. Burada neyin mutabakatını, kimle, niçin sağlıyorsunuz? Böyle bir şey olmaz. Eğer adayla ilgili bir çalışmaysa böyle bir şey asla olmaz. Burada ülkemizin geleceğine yönelik atılacak adımsa, bu mutabakatın yeri parlamentodur. Parlamentoda, diğer siyasi partiler de hükümet de müşterek çalışmasını yapmak suretiyle orada kalkar Türkiye Mutabakatı gibi, böyle bir değerler silsilesini ortaya koyarlar ve bu parlamentodan çok güçlü bir şekilde çıktığı zaman onun bir karşılığı olur, bir değeri olur. Yoksa bölücü terör örgütüne sırtını dayamış olanlarla bir mutabakat asla yapılamaz. Böyle bir şey düşünülemez. Burada yan yana durup, orda bir fotoğraf karesi içersinde yer almak doğru bir şey değildir. Bunu bir defa bu şekilde değerlendirmek gerekiyor.”

Haberin Devamı

‘Koalisyon şartlarını zorlayacağım dedi’

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun koalisyon görüşmelerinde ilk turu tamamladığını hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: “Öyle zannediyorum ki, yetkili kurullarında da bunun değerlendirmesini yapacaklar. Ve sonra ikinci bir tur hangi siyasi partilerle yapacak, bunları da göreceğiz. Bu ikinci turun dışında da sivil toplum kuruluşlarıyla da bu süreçte bazı görüşmeler, değerlendirmeler yapacağını, işini temelini sağlam bir zemine oturtmanın gayreti içersinde olduğunu, bu düşünceyle koalisyon şartlarını zorlayacağını ifade ettiler. Tabi, bütün bu şartlar neticesinde, eğer böyle bir koalisyon oluşmuyorsa, bu işte en önemli kapısı çalınacak olan mercii, milli iarededir. O zaman milli iradeye gitmek, neticeyi alabilme noktasında en isabetli yol olacaktır.”

Haberin Devamı

‘Sonra cici çocuk diye çıkar meydana’
Erdoğan, HDP lideri Demirtaş’a tepkisini şöyle ifade etti: “Diğer taraftan ’Bizim silahları bırakın dememizle, silahlar bırakılmaz’ yaklaşımı, o ayrı bir konu. Bunu adaya havale etmek apayrı bir konu. Yani, bir taraftan sırtını oraya dayayacaksın diğer taraftan, ’Bunu biz değil, İmralı çözer’ diyeceksin. Öbür taraftan da hala milletvekillerini oraya göndereceksin. Peki sen milletvekillerini adaya niye gönderiyorsun? Peki neticeyi de böyle niye takdim ediyorsun? Senin milletvekillerin o zaman oraya gitmesinin ne anlamı var? Herhalde turistik seyahat yapmıyorlar. Bir şeyin iletişimini sağlamak için gidiyorlar. Bunu da bizim görmemiz, bilmemiz lazım. Dolayısıyla samimiyet arıyoruz. Ben mesele 6-7-8 Ekim tarihlerini unutmam mümkün değil. Çağrı yapanlar ortada. ondan sonra eline saz ver, cici çocuk diye çıkar meydanda göster.”

Haberin Devamı