Kader... Coğrafya kaderdir

Gerçek berdel hikayeleri ile...

Haberin Devamı

Kader... Ne derin bir kelimedir... “Allah kaderini güzel eylesin” demişti rahmetli anneannem, 12 yıl evvel kızımı kucağıma aldığımda. Biliyordum anlamını elbette ama yıllar geçtikçe anladım ve bilmekle anlamanın farklı şeyler olduğunu da beraberinde kavradım. Bugün... Bugün, incecik bir kıymık gibi batıyor göğsüme Kader. Nerdeyse kızım yaşındaydı o.

11 yaşında karı, 12 yaşında ana, 14’ünde rahmetli oldu. Kaderini, ailesi çizmişti...

Bu dünyadan giderken, kendi gibi küçücük, incecik ama adının ağırlığınca derin bir sızı bıraktı yüreğimizde Kader. Kendi gibi binlerce çocuğun adı oldu Kader. İbn-i Haldun’un bu topraklar için söylenmiş en can alıcı sözünü beynimize mıhladı, bu topraklardan göçerken Kader: Coğrafya kaderdir...

Van’ın Çatak ilçesine bağlı Reşan köyünde 14 çocuklu ailenin yedinci çocuğu olarak doğmuş Kader. 12 yaşındayken berdel usulüyle evlendirilmiş. Kader’in üç ablası da kendi gibi ve tıpkı Reşan ve çevredeki tüm köylerde olduğu gibi Berdel usulü evlendirilmiş. Kardeşler, evlendikten sonra birbirlerini hiç görmemişler. Ablası Asya, bu gün, kendi de kurbanı olduğu “berdel”e isyan ediyor. Köydeki erkeklerin hep iki eşi var ve çocuklarını 13 yaşında evlendiriyorlar. 14’üncü yaşını sürerken, kocası da askerdeyken, ikinci bebeğini erken doğurması üzerine hastahaneye gidiyor Kader, bebeğini kaybediyor ve bir süre sonra evinde av tüfeğiyle vurulmuş olarak bulunuyor. Bu coğrafyanın insafsızlığı Kader’in de kader oluyor sonunda ve küçücük yaşamına sığdırdığı yüzlerce yıllık acıyla bu dünyadan göçüyor. Ardında, aynı kadere gebe binlerce kız çocuğunu bırakıyor.

Ülkemizde, çocuk yaşta evlendirilenlerin sayısının milyonları aştığı belirtiliyor artık. İşin garibi, çocuk yaşta evlendirilmek istemiyle hakim kararına başvuran kız çocuk ailelerinin sayısı azalacağına son üç yılda yüzde 94 artmış. Küçük yaşta evlendirilen kızların yüzde 20’si 10-14 yaş aralığında.

Günden güne, kız çocuklarını daha da içine çeken bu batağa, “töre” ya da Kader kızımızın hazin sonuna, “kader” deyip geçmek mümkün mü bu devirde.

Ancak devlet politikasıyla önüne geçilebilecek bu durum için daha ne bekliyoruz? Eğitimden, iş gücüne bölge geliştirilmezse, babasından ,nikahı kıyan imamına kadar, küçücük kızları evlendirenler cezalandırılmazsa, dört yıl filan değil sekiz yıl kesintisiz eğitim çocuklar için zorunlu tutulmazsa, bu coğrafyanın kaderi nasıl değişir!

BERDEL İNSAN TİCARETİDİR

Kader sadece bir örnek... Evet çok acı ama ne yazık ki bu bir gerçek... Temmuz ayında, Berdel töresi ile ilgili ülkemizde yapılmış tek doktora tezi ve en geniş kapsamlı araştırmanın sahibi Gürbüz Bolat ile, henüz tamamladığı saha çalışmalarını bana anlattığı iki bölümden oluşan bir röportaj yapmıştım. O dönem ki Aile ve Sosyal Yardımlaşma Bakanı Fatma Şahin bu çalışma için özel teşekkür etmişti. Ama sonra bu muhteşem araştırmadan faydalanmak için çalışma yapıldı mı bilmiyorum. Bakanlık için bir kılavuz olabilecek bu çalışmasının sonucunda Bolat, Berdel töresinin aslında insan ticareti olduğu sonucuna varıyor. “Ülkemizde; fuhuş adına, Diyarbakır’da çetelere çocuk kiralamak üzere, organ nakli için, dilendirilmek amaçlı çocuk kullanmak nasıl insan ticaretiyse, karşılığında çıkar elde etmek maksadından dolayı Berdel töresi de insan ticaretidir” diyor, Bolat.

Kendi de Maraşlı olduğu için bölge insanına yakın olan ve Emniyet Müdürlüğü’nden emekli olduğu için sahayı iyi tanıyan Gürbüz Bolat, araştırması için onlarca berdele uğramış kadınla görüşmüş. “Kader yalnızca bir örnek” demiştim az önce. İşte, isimleri Gürbüz Bolat’ta saklı, Berdel Töresi kurbanı kadınların ağzından kendi hikayeleri.

30 yıllık berdel evliliği olan kadının, aşk hayatı ile ilgili itirâfı: “Ben kocamı o gece hiç öpmedim. Halâ da öpmedim. Kocam yanıma geldiği zaman benim midem bulanır. Ondan iğrenirim.”



İşte, hâlâ hayatta kalmayı başarsalar da başka ‘Kader’ örnekleri

‘Çocuğum olunca kızımla beraber evcilik oynadım’


15 yaşında berdel edilen yaşlı teyze anlatıyor: Evin tek kızıymış berdel olduğunda. Öz annesi istemiş bunu. Çünkü bir oğulları yokmuş ve kocası (yani kızın babası) etrafa karşı oğlu olmadığı için mahçup olmasın diye, erkek evlat doğursun diye kocasına kuma almak istemiş ama paraları yokmuş. Kuma aldığı kıza karşılık, anne de kendi kızını berdel vermiş. “Adamı gördüm, adam 35 yaşında, babam ise 45 yaşında. Alacağı kız 15 yaşında. Ben 15 yaşındayım. Adamı beğenmedim. Bizim içİn davul getirdiler ve çaldırdılar. At arabasıyla bize köyü fırlattılar(dolaştırdılar). Tavuk tüyünü boyayıp kafamıza taç yaptılar. Ona bizim orada “tozlak” derler. Boynumuza gümüş kolye taktılar. Denişiğim, benimle yaşıttı. Ne olduğunu bilmiyoruz ki ama seviniyoruz. Ne olduğunu anlamadık ki! Daha sonra, ne olduğunu anladığımda “Ben gelin olmam” diye bar bar bağırdım. İstemediğimi söyledim... Görünüm (görümce) “Hadi kalk sokakta oynayalım” derdi. Saklambaç, körebesi oynardık................. Ben çocuktum. Adam benim saçımı yıkar, tarar... Elimi, ayağımı yıkardı. Çocuğum olana kadar, çocuk gibi baktı bana. Çocuğum olunca, kızımla beraber evcilik oynadım............”

Bir kan berdeli hikâyesi

Yakın akraba iki aile arasına husumet girer ve cinayetle sonuçlanır. Cinayeti işleyen genç, bir kızla sözlüdür.Kan davası korkusundan aileler dışarı bile çıkamaz olur. Kan davasının sürmemesi için, öldüren gencin ailesinden bir kızın, öldürülen kişinin ailesine verilmesine karar verilir. Ayrıca, bir miktar da para ödenecektir. Asıl amaç intikam olduğu için, berdel olarak, hapiste olan gencin sözlüsü istenir. Söz bozularak, kız karşı aileye verilir. Hapiste olan genç ise, çıktığında bütün aileyi öldüreceğini söyler ve aileler arası sulh hiç bir zaman sağlanamaz. Yapılan berdel, kan davasını daha da büyütmekten başka işe yaramaz.

Töre uğruna kararan beş hayat

M.’nin hikâyesi: M. 11-12 yaşında bir erkek çocuktur. Abisi ölür. Abi ve ablası, karşılıklılık kuralına göre bir ailenin çocuklarıyla berdel yapılmıştır. M.’nin ailesi, oğulları ölünce, gelini baba evine göndermek ister. Ama bu durumda, gelinin ailesi de berdel ile gelin olarak aldığı, M.’nin ablasını oğullarından boşatacaklarını ve çocuklarından ayıracaklarını söyler. Durumun çözülmesi için, M. ile yengesinin evlendirilmesine karar verilir. M., ablasını kurtarmak için ölen abisinin eşiyle evlendirilir. Buraya kadar hikâye Türkân Şoray’ın efsane “Berdel” filmi ile paralellik gösterir ama sonrası filmlerden bile daha acıklıdır. M. 16 yaşında baba olur.18 yaşına gelince, babası (daha önceden söz vermiş olduğu üzere), M.’yi ikinci kez evlendirir. Bunu duyan karşı aile, misilleme için, oğullarına 16 yaşında bir kız kaçırırarak, M.’nin ablasına kuma getirirler. Bu sefer, kaçırılan kızın ailesi ile kan davası başlayacakken, yüklü bir miktar para ödemek koşulu ile aileler arası sulh sağlanır. Ama bu arada, töre uğruna, 5 genç insanın hayatı kararır.

‘Kocam geldiğinde midem bulanır’

11 yaşında fakirlikten berdel yapılan kadın anlatıyor: “Babam ve abim karar verdi berdel olmama. Annemler abime kız baktılar. Onlar da başlık parası istediler. Babam “Biz başlık veremeyiz. Ben de karşılığında kızımı size vereyim, berdel yapalım” dedi. Başlık ödeyemediği için babam, biz berdel olduk. Abime istediğimiz kıza karşılık, berdel oldum. Onlar severek aldılar birbirlerini. Ben ise küçüktüm. Hiçbir şeyden haberim yoktu. Hiç sesimi çıkarmadım ve berdel oldum. Annem bana “Berdel yapacağız.” dedi. Sesimi çıkarmadım.” 30 yıllık berdel evliliği olan kadının, aşk hayatı ile ilgili itirâfı: “Ben kocamı o gece hiç öpmedim. Halâ da öpmedim. Kocam yanıma geldiği zaman midem bulanır. Ondan iğrenirim.”

DİĞER YENİ YAZILAR