“Veli kafası” sınav öncesi endişe üretiyor

Veli olmak günümüzde başlı başına bir iş! Artık anne-babalar (daha çok anneler), çocuğu hayata 1-0 önde başlasın istiyor. Bu yüzden de elinden geleni ardına koymuyor.

Haberin Devamı

O kadar ki, özellikle kadınlar için çocuklarının okul hayatı çalışmanın da ev işlerinin de üstünde geliyor. Okul çağında çocuğu olan iki kadın bir araya gelmeye görsün, muhabbet kaçınılmaz bir şekilde eğitim ve sınav odaklı oluyor. Günlük hayat, çocukların okul düzenine göre şekilleniyor. Babalar arasında da nadiren “veli” kimliği olanlar olsa da genellikle kadınlar bu görevi de üstlenmiş durumda. Hem çalışan, hem evini idare eden kadın, bir yandan da çocuğunun eğitim hayatı yolunda gitsin diye ek mesai yapıyor. Bu yüzden de eskisi gibi, “hadi çalış çocucuğum” demekten daha çok iş düşüyor başa. Dolayısıyla, ülkemizdeki sürekli değişen sınav sistemi, öğrencilerden çok velileri ilgilendiriyor, endişenlendiriyor ve geriyor.

Her gelen sınav beraberinde belirsizlikler getiriyor

Yeni değişen sınav sistemimizin ilk uygulaması kapıda. Merkezi sınavın ilki, bu hafta açıklandığı üzere 28-29 Kasım tarihinde yapılacak. Her yıl yeni bir sınav denemesiyle karşılaşıldığı yetmezmiş gibi, bir de her gelen sınav beraberinde yeni belirsizlikler taşıyor. Bu durum velileri huzursuz ediyor. Aslında, belirsizlikler ve güvensizlikler olmasa yeni sistem ilk bakışta daha rahat ve kolay olacak gibi görünüyor. Öğrenciler zaten, Türkçe, matematik, fen, inkılap tarihi (sosyal), din bilgisi ve yabancı dil derslerinin çoğundan üç adet 1’inci dönem ve üç adet ikinci dönem sınav oluyorlar. İşte bundan böyle, sınavların 1’inci ve 2’nci dönemdeki birer tanesi merkezi olarak yapılacak. Sınav sırasında, okullar arasında öğretmen değiş-tokuşu olacak. Benzer bir uygulama M.E.B tarafından zaten yapılıyordu. Artık bu sınavdan alınan puanların ortalaması lise yerleştirme puanının yüzde 70’ini oluşturacak. Geri kalan yüzde 30 ise 6’ncı, 7’inci ve 8’inci sınıfların okul başarı ortalamasına ayrılacak. Altı ders için iki gün sınav yapılacak. İlk gün; Türkçe, matematik, din kültürü ve ahlâk bilgisi (TMD) sınavı yapılacak. İkinci gün ise fen ve teknoloji, inkılâp tarihi ve yabancı dil sınavı olacak. Her dersten 20’şer soru sorulacak. Sınav süresi ise 40 dakika. Yanlışlar doğruyu götürmeyecek.

Devir de ailelerin kafası da değişti

Ben bu satırları yazarken yani Ekim ayının son haftasında, Kasım ayında yapılacak sınavın kılavuzu okullara yeni dağıtıldı. Yani sınavın günü bile sınavdan sadece bir ay önce açıklanmış oldu. Çocuklarının geleceği için dişinden tırnağından arttırdığıyla iyi bir eğitim verebilmek için kendini hırpalayan veliler ise bu belirsizliklerden şikâyetçi. Dilerim kimse çıkıp da “Öğrencinin görevi çalışmak. Velileri de sınavın şekli şemâli ilgilendirmez. Çalışan öğrenci her sınavda başarılı olur” türünden bir açıklama yapmak gafletine düşmez. Çünkü devir çok değişti. Değişen devirle birlikte velilerin kafası da değişti. “Eti senin kemiği benim” diyen ailelerin yerini “çocuğum için daha iyisini isterim” diyenler aldı. Bu yüzden herkes sistemi detaylı bir şekilde öğrenip ona göre planlama yapmak istiyor.

Artık öğrenciler sınavın yapısına göre yetiştiriliyor. Yanlışın doğruyu götürmediği bir sistemle, götürdüğü bir sistem arasındaki cevaplama tekniği bambaşka oluyor. Ne yazık ki sınav odaklı sistemlerde en az bilgi kadar cevaplama stratejileri de yarışıyor. Bu yarışa da öğrencileri hazırlamak öğretmen ve velilere düşüyor. Herkesin tek beklentisi ise sonucun adil olması.

Korkarım hepimizin huzuru iyice kaçacak

Her ne kadar, “sınavsız sistem” her yıl gündeme gelse de, görüyoruz ki sadece bir sınavın yerini diğeri alıyor. Genç nüfusun bu kadar kalabalık ve iyi okulların ise o oranda az olduğu bir ülkede sınav yapılmayacağını düşünmek sanırım “hayâl” olabilir ancak. Her yıl 1,5 milyon öğrencinin, aynı 10 liseye girmeyi hayâl ettiğini düşünürsek, sınavın maalesef kaçınılmaz olduğunu kabullenmekten başka şansımız kalmıyor. Elbette, çocuğunuzu bir süre yurt dışında okutmayı planlıyorsanız o başka! Çünkü, yurt dışından gelen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı öğrencilerin sınavsız üniversiteye giriş hakkından sonra şimdi lise için sınavsız girişin kapısı aralandı. Son derece adaletsiz ve belirli zümreye hizmet ettiğini düşündüğüm bu uygulama da hayata geçerse, korkarım velilerin huzuru iyice kaçacak.

Ortak endişe “adil sınav”

Yeni sınav sistemi çocuklar üzerindeki stresi bir nebze olsun alacak gibi duruyor, ama gelin görün ki “veli kafası” durmuyor işte ve endişeler üretiyor! Son yıllarda, sınavlarda yaşanan skandallar güveni iyiden iyiye yıktığı için, akıllarda binbir soru dönüyor. Az önce de belirttiğim gibi, velilerin ortak endişesi sınavların adil yapılıp yapılamayacağı yönünde.

İşte akla takılan sorulardan bazıları:

- “Acaba bazı okullar, bazı nüfuzlu ailelerin çocukları için sınavlarda ayrıcalık yapar mı, cevaplar torpilli öğrencilere sınav günü verilebilir mi!”

- “Okul Başarı ortalamasında torpil döner mi, bazı okullar bazı öğrencilere bol keseden not verir mi?”

- “Her okul ve düzeyi bir olmadığına göre, yıl sonu başarı puanı ne kadar güvenilir olacak?”.

- “Sınava girmeyen ve rapor alan öğrencilerin, babası kuvvetli olanları için iltimaslı telâfi sınavları yapılır mı?...” (Telâfi sınavına çocuklar yine kendi okullarında girecek ama denetimin nasıl sağlanacağı ile ilgili net bir açıklama kılavuzda yer almıyor)

Aslında bu soruların ortak endişesi şu: Her çocuk, merkezi sınava kendi okulunda gireceğine göre (her ne kadar başka okullardan öğretmenler öğrencilerin başında duracak olsa da), denetim tam olarak yapılabilecek mi yoksa yeni sınav yeni skandallara mı gebe kalacak! Sınav kılavuzu okullara iki gün önce yollandı. Elbette okullar kendi öğrencilerini ve velileri bilgilendirecek. Yine de sınavın işleyişi “iyi niyete” kalmış görünüyor.

Sporcusundan, eğitim kurumlarına, kuralları uygulama ve skandallarla ilgili karnesi ne yazık ki pek parlak olmayan ülkemizde dileğimiz sistemin bu kez dürüstçe işlemesi. Yetkililerden net ve iknâ edici açıklamalar gelmediği için tüm veliler henüz endişeli.

Bekleyip göreceğiz...

Yeni sınav sistemi ile ilgili püf noktaları ve bilmeniz gereken en en yeni açıklamalar:

- Din kültürü ve ahlâk bilgisi dersi, bu sınavda kilit rol oynayacak gibi duruyor. Bu dersten çıkacak 20 soru öğrencilerin lise yerleşme puanlarında önemli rol alıyor. Önceki yıllarda sınav müfredatında olmayan din bilgisi dersi ile ilgili öğrencilerin ek çalışma yapması sınav başarısı için önemli.

- Din bilgisi dersinden muaf olanlar, sadece beş dersten sınava girecek. Din bilgisi yerine başka bir dersten sınava tabii tutulmayacaklar.

- Daha önceki yıllarda puanların ve yıl sonu başarı ortalamalarının eşit olması hâlinde ay farkı ile küçük olan öğrenci avantajlı oluyordu. Yeni sistemde bunun yerine devamsızlığa bakılacak. Bu sebeple, 6’ncı sınıftan itibaren okul devamsızlığına çok dikkat etmek gerekiyor.

- Yıl sonu ortalaması 6, 7 ve 8’inci sınıfların ortalaması ile hesaplanıyor. Merkezi yapılan sınavlar ise, her ders için 8’nci sınıfın bir yazılısının yerine geçiyor.

- 1’nci dönem sınavları 28-29 Kasım tarihlerinde yapılacak. 28 Kasım Cuma günü okullar tatil edilecek ve sadece sınava girecek 8. sınıf öğrencileri okulda bulunacak.

- Mazaret sebebi ile sınava katılamayan öğrenciler için mazaret sınavı 14-15 Aralık tarihinde yapılacak.

- 2’nci dönem sınavları 28-29 Nisan ayında yapılacak.

- Belirlenen sınavlar dışında, Özel Okullara Giriş gibi farklı bir sınav hiç bir şekilde yapılmayacak.

Her öğrencinin emeğinin karşılığını alabilmesi dileğimle, tüm öğrencilerimize başarılar dilerim.

DİĞER YENİ YAZILAR