Gazete Vatan Logo

BDDK Başkanı açıkladı

Bankalar hava atmayı haketti ama kârlar bu yıl düşebilir

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, 2009’da kârını yüzde 50 artıran Türk bankalarının ’hava atma zamanı’ geldiğini belirterek “2010 yılı daha zor bir yıl olacak. Büyüme konusunda ihtiyatlı iyimseriz. Yüzde 25’lere varan tahminler var. Benim tahminim yüzde 15” dedi.

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) Başkanı Tevfik Bilgin, bankaların keyif çatmadığını, Anadolu’yu dolaşarak kredi pazarlama gayreti içinde olduklarını söyledi. Dün düzenlediği basın toplantısında bankacılık sektörünün durumunu ve beklentilerini değerlendiren Bilgin, sektörün gösterdiği iyi performansa dikkat çekerek, “Diğer ülke bankacılarına hava atmamız gerektiğini düşünüyoruz” dedi. Basın toplantısında sunumunu “nazar boncuğu”yla bitiren Bilgin, “Ben bu sunumun sonuna nazar boncuğu koydum. Nazar değmesin diye. Kimsenin de bu iyi durumu bozmasına izin vermeyiz. Krizden çıkışta bankacılık ekonomimize ivme kazandıracaktır. Yakıtı olacaktır ve bunu hep beraber göstereceğiz” şeklinde konuştu.

Bir gazetecinin, “Bankaların ’hava atma zamanı geldi’ dediniz. Bakan Çağlayan, ’keyif çattıklarını’ söylüyor” sözleri üzerine, Bilgin, “Gelinen noktada kendilerince küçük çaplı bir hava atma olabileceğini ama bunun geleceği önemsemeyecekleri anlamına gelmediğini” söyledi.

Bankacıların keyif çatmadığını, Anadolu’da dolaştıklarını, kredi pazarlama gayreti içinde olduklarını ifade eden Bilgin, “Şunu çok iyi biliyorlar, ellerindeki nakitler şişti. Bu nakdi kullandırmak zorundalar. DİBS’lere yatırırlarsa getirisi düşük, dolayısıyla bir yere yatırmak zorundalar. Eğer bankalar Boğaz’ı gören odalarında keyif çatarlarsa emin olun bu yıl sonunda keyif çatan bankacıların bilançolarını çok rahat analiz edebilirsiniz, onların kârlarındaki düşmeyi görürsünüz” dedi.

Kriz döneminde bazı bankaları uygulamaları nedeniyle eleştiren Bilgin, kredileri hızla geri çağıran, vadesi gelmemiş çekleri işleme koyan, teminat taleplerini artıran bazı bankaları not ettiklerini kaydetti.

Kredi faizi 0.4 puan iner

Bilgin toplantıda “Karşılıklar yönetmeliğinin süresini 1 yıl uzatıyoruz, bu konuyu görüşe açtık. İkinci olarak, genel karşılık olarak diye bir karşılığımız var. Canlı kredilerde yüzde 1 oranında bankalar genel karşılık oranı tutarlar. Bu oranı Mart 2011’e kadar sermaye yeterliliği yüzde 16’nın üzerindeki bankalar için yüzde 0 kadar tutabilmelerini sağlayıcı bir düzenleme yaptık, görüşe açtık” yanıtını verdi. BDDK’nın elindeki enstrümanların bittiğini, bunların son enstrümanları olduğunu belirten Bilgin, sektörün bu mesajı algılayacağını, maliyetlerini buna göre ayarlayacağını düşündüklerini, faizler düştüğü için maliyet avantajının çok fazla olmayabileceğini, ancak bu ortamda bile bu ayarlamanın kredi faizlerinde yaklaşık yüzde 0.30-0.40 bir indirime sebep olabileceğini anlattı.

Bazı yabancılar krizde büzüştü

Tevfik Bilgin, rakamların 2009 yılı boyunca yabancı bankaların çekimser bir davranış kalıbı içinde olduğunu gösterdiğini söyledi. Yabancı bankalarla ilgili tecrübenin, “iyi günlerde hızlı büyüdüklerini, iyi firmaları kaptıklarını, kötü günlerde çok hızlı büzüştüklerini gösterdiğini” anlatan Bilgin, “Bazı yabancı bankalar, Türkiye’yi 3. dünya ülkesi gibi gördü, buraya çok tecrübeli olmayan yöneticilerini göndermeye kalktı veya Türk yöneticilere çok fazla güvenmedi. Bunun ceremesini bu dönemde çektiler. Türkiye kolay kolay bankacılık yapılabilecek bir ülke değil. Bu ülkede bankacılık gerçekten zor. Dolayısıyla bazı yabancılar da umduğunu bulamadı, yerine Türklerin girdiğini de duyuyoruz” diye konuştu.

Önemli olan harcın kalıcı olmaması

Bir gazetecinin, nazar değmesin denilen bankalarla ilgili, banka şubelerinden harç alınması konusunun BDDK Başkanı tarafından açıklanmasının daha doğru olup olmayacağı sorusu üzerine, Bilgin, “Özellikle harç kararı nazar değdirecek bir karar değil. Bizim hesaplamalarımıza göre 400 milyon lira civarında bir yükümlülük getiriyor” dedi. Bilgin, bu harcın kalıcı olmamasının önemli olduğunu ifade etti.

Bir başka soru üzerine Tevfik Bilgin, şöyle devam etti:

“Bazı bankalar daha hızlı büyüyebilir, bu kamu bankası veya özel banka olur, küçük veya büyük olur, hiç fark etmez. Eğer bir banka 5. viteste yoluna devam ediyorsa, aynaya bakmıyorsa, lastiklerini kontrol etmemişse, ilerdeki virajı dikkate almamışsa biz ona ’dur’ deriz. Bu anlamda hiçbir banka arasında fark yok, bankalar büyüyecekse sermayeyi kontrollü kullanacak ve belirlediğimiz yol haritası içinde büyüyecek onun dışında her şey serbest. Onun dışında hiçbir bankanın diğer bir bankaya ya da sisteme zarar vermeye hakkı yok.”

Kredi kartı sözleşmesine ‘aidat ödemem’ yazdırın

Tepkilere yol açan kredi kartı yıllık aidatı konusunda vatandaşları uyaran Tevfik Bilgin, kart sözleşmelerine “Yıllık aidat ödemeyeceğim” notu yazdırmalarını istedi. Bilgin, şöyle devam etti:

“Kredi kartı alırken, müşteriler bankadan sözleşmeyi alırken üzerine not düşsünler, ’Yıllık aidat ödemeyeceğim’ diye. Eğer banka bunu kabul ediyorsa kredi kartınızı verecektir ve bundan sonra aidat ödemeyeceksiniz. Sözleşmede bu hükmün spesifik olarak yer alması tüketicilerimizin, kart kullanıcılarımızın bundan sonraki şikayetlerini önleyecektir. Yüksek komisyon ve ücret alan bankayla çalışmayın.”

Grip olsa diğerlerini zatürre edecek banka var

Bir gazetecinin, ABD Başkanı Barack Obama’nın, bankaların çok fazla büyümemesine ilişkin çalışma başlatacağını hatırlatarak, Türkiye’deki duruma ilişkin sorusu üzerine, Türkiye’de “tombul kedi olmadığını”, Türkiye’de bankaların toplam büyüklüğünün milli gelirin yüzde 85’ini oluşturduğunu söyledi. Bilgin, “Bizim bankacılık sistemimizde oligopol bir piyasa yapısı hakim. Öyle bankalarımız var ki o bankalarımızın grip olması bile sistemdeki bankaları daha fazla zatürre olmasına sebebiyet verebilir” dedi. Şu anda dünya ülkeleri arasında bankaların batamayacak, batırılamayacak kadar büyümesiyle ilgili bir karar alınmış durumda olmadığına işaret eden Bilgin’e göre, bir banka büyümesi özsermayenin belli bir oranıyla sınırlanmalı.

Bankaların 2009 kârı 20 milyar TL’yi aştı

- Bankacılık sektörü dönem net kârı, 2008’e göre yüzde 49.6 artışla 20.1 milyar TL’ye ulaştı.

- Bankalar elde ettikleri kârdan dolayı 5 milyar TL vergi ödeyecek.

- Aktif toplamı yüzde 13.8 artarak 833.9 milyar TL’ye yükseldi.

- Toplam kredileri bir önceki yılın sonuna göre yüzde 6.9 artarak 367.4 milyar TL oldu.

- Kredilerin toplam aktif içindeki payı Aralık 2008’deki yüzde 50.2 düzeyinden yüzde 47.1 düzeyine geriledi.

- Menkul değerler portföyünün toplam aktif içindeki payı ise yüzde 26.5 seviyesinden yüzde 31.5 seviyesine çıktı.

- Türleri bazında en fazla artış yüzde 10.9 ile bireysel kredilerde görülürken bunu yüzde 7.9 ile kurumsal ve ticari krediler izledi. KOBİ kredileri ise yüzde 0.7 oranında küçüldü.

- Katılım bankalarının kredilerinde ise yüzde 34’lük artış gözlendi.

- 2008 yılsonunda yüzde 3.7 olan kredilerin takibe dönüşüm oranı, Aralık 2009 itibarıyla yüzde 5.3’e yükseldi. En yüksek takibe dönüşüm oranı yüzde 7.6 ile KOBİ kredilerinde oldu.

- Takipteki alacaklar, Aralık 2009’da 21.9 milyar TL seviyesine ulaştı.

- Sektörün takipte izlenen kredilere karşılık ayırma oranı 2008 yılsonunda yüzde 79.8 iken, 2009 yılında bu oran yüzde 83.5 gibi yüksek bir seviyeye ulaştı.

- Yeniden yapılandırılan ya da yeni itfa planına bağlanan toplam krediler 2009 itibarıyla 11.2 milyar TL seviyesine yükseldi.

- Yeniden yapılandırılan ya da yeni itfa planına bağlanan toplam müşteri sayısı ise 828 bin 476 kişi oldu.

- Mevduat, 2009’da yüzde 13.2 artarak 514.6 milyar TL’ye yükseldi. Artışta “Varlık Barışı” ile sisteme giren tasarruflar etkili oldu.

- Mevduatın krediye dönüşüm oranı yüzde 80.6’ya düştü.

- Sermaye yeterlilik rasyosu 2.5 puan artarak yüzde 20.5’e ulaştı.

Türkiye’nin Ziraat’e ihtiyacı var

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Ziraat Bankası’nın özelleştirilmesi konusunda,Türkiye’nin Ziraat Bankası gibi bir bankaya ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bana göre, ana sözleşmesine, ’belli bir büyüklüğün üzerinde kredi veremez ve kredileri dağınık küçük küçük verilir’ hükmü konmalı. Bu bankanın güvenliğini de bu şekilde sağlamış oluruz” değerlendirmesinde bulundu.

30 trilyonla bu ülkede bankacılık yapılmaz

Lisanslama çalışmalarına ilişkin bir soru üzerine Tevfik Bilgin, “Bankacılık Kanunu’nda 30 milyon TL’lik bir sermaye var, mevduat bankaları için. Kusura bakmayın ama bu parayla kimseye banka kurdurmayız. Bu konuda menfi görüşüm var. 30 trilyonla (milyon lirayla) bu ülkede bankacılık yapılmaz... 30 trilyon (milyon TL) parasal büyüklük yanında, bana lisans alma düşüncesiyle gelenlere düşüncemi arz ediyorum önemli olan güç ve itibar, tüm her şeyin yanında maceraya girmeye düşüncesi ve bu ülkeye inançtır. Bu ülkeye inancın ölçüsü de herşeyin yanında parasal bir miktar katkıda bulunmaktadır. Öz kaynaklarınız, ilk koyduğunuz sermaye güçlü olmalı ki biz sizin inancınızı görelim” diye konuştu.

Büyüme tahmininde temkinliyiz

Bazı bankacıların sektörün bu yıl yüzde 25’lere varan oranda büyüyeceği yönünde tahminler yaptıklarını hatırlatan BDDK Başkanı, “2010 daha zorlu bir yıl olacak. Biz büyüme konusunda ihtiyatlı iyimseriz. Benim büyüme tahminim yüzde 15” dedi.

Haberin Devamı