Gazete Vatan Logo

Başbakan’a yazdığı mektup vasiyeti oldu

Kalp nakli bekleyen 216 kişiden sadece biriydi o... 21 yaşındaki Elif 14 ay boyunca bir hastane odasında verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Elif’ten geriye Başbakan’a kadar uzanan bu çığlık kaldı: Ölmek istemiyorum, ne olur yardım edin

Elif’in çığlığına kulak verin!
VATAN, organ bağışı dosyasını çarpıcı bir insan öyküsüyle açıyor. Türkiye’de 44 bin kişi organ nakli için bekliyor. Her yıl bu listeye ortalama 8 bin kişi daha ekleniyor. 2006 yılında organ nakli sırasını beklerken hayatını kaybedenlerin sayısı 7 bindi. Aynı yıl hastanelerde gerçekleştirilen organ nakli sayısı ise sadece 143 oldu.

21 yaşındaki Elif, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide umutla bekleyen onbinlerce hastadan sadece biriydi. 14 aydır verdiği yaşam mücadelesi yazık ki hüsranla bitti. Başbakan’a yazdığı mektubu bile teslim edemedi, Elif. 2007 “Organ Bağışı Yılı” olmasına rağmen, hâlâ Türkiye’de yüzlerce insan organ beklerken hayata veda ediyor. Elif, Türkiye’nin kanayan yarasına yeni bir yasayla köklü bir çözüm arandığı günlerde öldü. İşte bu yüzden ’onun çığlığını duyun’ diyoruz. Organ bağışı konusunda sistem yetersiz, toplum ise duyarsız. “Başka Elif’ler ölmesin” diye duyarlılığı artırmak için hazırladığımız bu yeni dizide bu soruların yanıtlarını okuyacaksınız:

* Yeni yasa hastalara ne sağlayacak?

* Organ bekleyen hastalar, hastane hastane dolaşarak kayıt olmaktan ve bürokrasiden kurtulacak mı?

* Organ bekleme listesi bundan böyle sadece Sağlık Bakanlığı’nda olacak. Bu merkezi listede sistem nasıl işleyecek, neler değişecek?

* Bizde de artık Avrupa ve Amerika’daki gibi “organ nakli koordinatörleri” olacak. Sağlık Bakanlığı’nın tayin edeceği bu koordinatörler organ bekleyenlere ne kazandıracak?

* Organ bağışlamak için neler yapmalıyız?

Elif Kısa, henüz 21 yaşındaydı. Hayatının son 15 ayını bir hastane odasında geçirdi... Yatağının başucunda bekleyip duran Azrail’e karşı tam 4 kez direndi ve her seferinde galip çıktı bu savaştan. Umutluydu, aradığı o kalp nasılsa bulunacak, ona hayat verecekti.

Elif’i 15 aydır yattığı hastane odasında ziyaret ettiğimizde de inancını yitirmemişti. Ancak durumu giderek kritik bir hal aldığından doktorları Elif’i bir türlü evine göndermiyordu.

Hastaneye gelen her organla ümitleniyordu. Acaba kime uyacak diye sonuçlar çıkana kadar beklerken, neredeyse heyecandan öleceğini söylüyordu. “Bir günde kalp yetmezliğinden 4 kişi gözümün önünde hayatını kaybetti. Hastalığımın ciddiyetini hastalar ölünce anladım” diyordu ve ekliyordu: “Nefesim sürekli daralıyor. 5 dakika bile yürüyemiyorum. Artık çok sıkıldım. Ne yapacağımı bilmiyorum. Hayatın çok başındayım, doya doya hiçbir şey yapamıyorum.”

Sesini duyurmak için Başbakan Erdoğan’a mektup yazdı. “Kalp istiyorum, Başbakanım” diye haykırdığı mektubunu bir açılış için hastaneye gelen Başbakan’a kalabalık yüzünden iletememişti.

Görüşmemizin ardından kalbi 2 kez daha durdu, Elif’in. Birkaç kez organ bulunduysa da kan grubu ve büyüklüğü Elif’e uymadı. Son olarak girdiği yoğun bakımdan çıkamadı, Elif... Geride Başbakan Erdoğan’a kadar uzanan bu çığlığı kaldı. Onun bu çığlığı, yaşamla ölüm arasındaki ince çizgide umutla bekleyen binlerce insanın çığlığı olarak hafızalarımızda yer edecek.

İŞTE ELİF’İN SON MEKTUBU
Başbakanım lütfen vatandaşları duyarlı olmaları için uyarın

6 yıl önce bu çaresiz hastalığa yakalandım. Önceleri hastalığımın ciddi olduğunu bilmiyordum. Bir yıl içinde benim gibi, aynı hastalığı olan birçok hasta hayatını kaybedince bunu anladım. Bir yandan ümidimi kesmemeye çalışıyordum. Diğer yandan da nakil olamayıp, bir gün ölüm sırasının bana geleceğini düşünüyordum.

Şu anda 21 yaşındayım. Benim yaşıtlarım evlerinde sağlıklı ve mutlu bir hayat yaşıyorlar. Onlara çok imreniyorum. Bazen hasta psikolojisinden kurtulmak için pijalamarım yerine normal kıyafetlerimi giyip, hastane koridorlarında dolaşıyorum. Fakat hastalığım buna izin vermiyor ve soluğu yoğun bakımda alıyorum.

7 ay önce kanser yüzünden annemi kaybettim. 6 yıl önce de 13 yaşındaki kardeşim kalp yetmezliğinden ölmüştü. Aileme kardeşim ve annemden sonra, aynı acıyı bir de ben yaşatmak istemiyorum. Birkaç defa kalbim durdu ve ölümle yüz yüze geldim. Önce Allah sonra doktorlar sayesinde hayata geri döndüm. Bir dahaki sefere bu şansım da olmayabilir. Artık sağlığıma kavuşmak istiyorum. Ben ve benim gibilerin acı çekmelerini istemiyorum. Sizden organ bağışı konusunda insanları uyarmanızı ve duyarlı olmaları için açıklamalar yapmanızı istiyorum.

2006’da 7 bin kişi sıra bekledi sadece 143 bağış gerçekleşti
Sağlık Bakanlığı’nın 2006 verilerine göre, Türkiye genelinde 13 bin 258 kişi böbrek, 1053 kişi karaciğer, 216 kişi kalp, 1 kişi akciğer, 25 kişi kalp kapağı, 61 kişi de pankreas bekliyor.

2006 yılında tam 7 bin kişi
Organ nakli sırasını beklerken hayatını kaybetti. 2006 yılında hastanelerde gerçekleştirilen organ bağışı sayısı ise sadece 143 oldu.

Annesini 7 ay önce kardeşini 6 yıl önce kaybetti
6 yıl önce erkek kardeşi kalp yetmezliğinden ölen Elif, hastane günlerinde annesini de kanserden kaybetti. Bu son acı bile küstürmedi onu hayata... Sırf geride kalan 2 kardeşi ve babası bir acı daha yaşamasın diye inatla direniyordu, Azrail’e ama sonunda yenildi.

Başkasının gözüyle gördü ölünce 4 kişiye hayat verdi
7 yıl önce yapılan kornea nakliyle ışığa kavuşan Ayhan Okur, trafik kazası geçirip hayatını kaybedince organlarıyla 4 kişiyi hayata döndürdü

Ayhan Okur, 2000 yılında vatani görevini yaparken geçirdiği kaza sonrası kornea nakli ile ışığa kavuşmuştu. 5 yıl önce evlendi. 4 yaşında bir oğlu vardı Ayhan Okur’un. Eşi ise 7 aylık hamileydi. Sakarya’nın Kocaali ilçesinde geçirdiği trafik kazasında ağır yaralanan 30 yaşındaki Okur’un beyin ölümü gerçekleşti. Organları ise 4 kişiye umut oldu.

4 saat süren bir ameliyatla alınan Okur’un organları, İstanbul’a getirildi. Kalbi, 19 yaşındaki lise 2 öğrencisi Arif Can’a nakledildi. Böbreklerinden biri Florance Nightingale Hastanesi’nde sıra bekleyen 59 yaşındaki Şadi Demirten’e; Malatya’ya gönderilen karaciğeri ise 2 kişiye, Zeynep Er (5) ve Eyüp Coşkun’a (50) nakledildi. Diğer böbrek için ise uygun donör bekleniyor. Okur’a 7 yıl önce bir başka kişiden nakledilen korneası için ise uygun hasta bulunmadı.

“Artık 5 Ayhan’ım var”
Oğlu Ayhan Okur’u gözyaşlarıyla toprağa veren annesi Vasfiye Okur ise “Artık benim 5 tane Ayhan’ım var. Ayhanlar’ımdan isteğim, gelip beni bulsunlar. Onlarla tanışmak istiyorum” diyor.

YARIN

* Yeni yasa hastalara ne sağlayacak?

* Organ bekleyen hastalar, kayıt olmaktan ve bürokrasiden kurtulacak mı?

Haberin Devamı