Gazete Vatan Logo

Baba olduğumuz için şükrediyoruz

Tolga Çevik ve Cengiz Bozkurt Sen Benim Her Şeyimsin filmiyle izleyenleri hem güldürecek hem de duygulandıracak. Kızı Tuna ve oğlu Tan Çevik ile ilk kez kamera karşısına geçen Çevik, " Alttan bir kadro geliyor artık ben emekli olabilirim" diyor

Baba olduğumuz için şükrediyoruz

Sen Benim Her Şeyimsin nasıl bir film oldu?

Cengiz Bozkurt: Birçok farklı komedi filminde oynadım hepsinin sonunu aşağı yukarı tahmin edebiliyorsun. Ama bu filmde bazı değişik yerlere dokunduk. Melodramik bir yere doğru kaydı ve biz de birer baba olduğumuz için duygusal bir yerden vurulduk. Böyle olunca da bizi çok heyecanlandırdı ve gururlandırdı.

Tolga Çevik: Rafımda DVD'si olsun diyebileceğim bir filmim oldu. Bizi kalben çok etkilemiş bir hikaye. Orijinalini izleyeli yaklaşık bir yıl oluyor. Baba-anne olan olmayan veya olmak isteyen herkesin izlemesi gereken bir film. Sorumluluk sahibi olmanın, bir çocuğa sahip olmanın ne demek olduğunu ve bir erkeğin ne zaman büyüdüğünü anlatan bir hikayeyi paylaşıyoruz. Baba olmama rağmen oynadığım karakterin tesadüfen baba olması durumundan bile etkilendim ve baba olduğum için şükrettim. Babalık eğlenceli ama çok zor bir şey. Çocukla aynı anda ama bazen çocuktan daha sonra büyüdüğün gerçeğinin idrak ettiğin bir şey babalık. Bu yüzden herkes filmi izlesin.

Haberin Devamı

Babalık sonradan öğrendiğiniz bir şey mi oldu?

C.B: 25 yaşında bir kızım var ve ilk baba olduğumda 26 yaşındaydım. Erken baba olanlardanım. Çocuk yapıp çocuğunu unutan babalar olduğunu gördüm ama ben kızımla, kızlarımla göz göze yaşıyorum. Annelik iç güdüsel olarak yavrusuna sahip çıkmayı gerektirebilir ama babalık gerçekten bazıları için sonradan öğreniliyor.

T.Ç: 17 yaşımdan beri baba olmak istiyordum. Çünkü aile olma halini seviyorum ve inanıyorum. Ailesiz bir ortam düşünemiyorum.Eşim anne olmak ben baba olmak için yaratılmışız. Çünkü hayatta tek olmadığını ve kalabalık bir aileye sahip olduğunu bilmek güven veriyor. İnşallah benim çocuklarımın daha çok sayıda çocuğu olur. Erken baba olmak çok güzel bir şey. Hele bizim meslekte aile olmak daha önemli. Çünkü bu kadar açıldıktan sonra sorgusuz sualsiz arkanızı yaslayacağınız tek yer aileniz.

İnsancıl, komik gerçek bir hikaye

Peki bir filmin mesaj verme kaygısı olmalı mı?

T.Ç: Hiçbir filmin mesaj verme derdi olmamalı ve yoktur. Buna inanıyorum. Eğer biri şu mesajı veriyoruz derse ben o inadı kırarım. Öyle bir şey yok. Biz baba ve kızının başına gelen olayları anlatıyoruz bir mesaj kaygımız yok ama isteyen istediği mesajı alabilir. ‘Bir adamın mutlaka bir kız çocuğu olmalı’, ‘Bir adamı erkek yapan kız evladıdır’ mesajını da alabilirsin, ‘Çocuğu yapıp kocana bırak al başını git’ mesajını alan da olur ben bunu engelleyemem. Senin içinden hangisini almak geliyorsa onu al. Çünkü insancıl, dramatik, komik, gerçek bir hikaye.

Haberin Devamı

Artık çocuklarla zaman geçirecek

Bundan sonrası içi planlarınız neler?

T.Ç: Net bir şey söyleyemem bunun için çünkü altı ay bir şey yapmayacağım, sadece çocuklara oturup resim yapacağım diyorum ama dördüncü ayın sonunda şunu yapsak mı dediğimde bir bakıyorum bir yıllık bir çalışmanın içine girmişim. Aşırı programlı değilim ama çalışırken çok programlı olurum. Bunun dışında ruh halime göre hareket ediyorum. Ama 1,5 yıl bir proje yapmadan ailemle vakit geçirmek istiyorum.

C.B: Ben de aynı şekilde çocuklarıma daha fazla zaman ayırmak istiyorum. Dizi koşturmaları içinde çünkü kendimizi kaybediyoruz.

Haberin Devamı

Oğlum ve kızım işime bir kez daha saygı duydu

Ailece bir filmde rol almak nasıl?

T.Ç: Alttan bir kadro geliyor artık ben emekli olabilirim. Çok müthiş bir deneyim oldu onlar için. Artık beni çok iyi anladılar. Eskiden hep "Turneye gidiyorsun" diye sitem ederlerdi. Şimdi "Baba neden 30 gün eve gelemiyorsun seni şimdi anladık" dediler. Kolay gibi yansıtılan bir hayatın ne kadar badireler atlatılarak yaşandığını gördüler. Bir kere daha işime saygı duydular.