Gazete Vatan Logo

Ayağını frenden çek artık başkan!

Yüzde 4’lük büyüme hedefi tehlikeye girdi

İkinci çeyrek büyümesinin beklentilerin altında gelmesi, ekonomiyi soğutma önlemlerine artık bir son verilmesi gereğini ortaya koydu. Zira yıl sonu için yüzde 4’lük büyüme hedefi tehlikeye girdi. Analistler Merkez Bankası’ndan önümüzdeki hafta faiz koridorunun üst sınırında 50 değil 100 baz puanlık indirim bekliyor.

Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde net ihracatın güçlü katkısına rağmen beklentilerin altında yüzde 2.9 büyümesi yılsonu için hedeflenen yüzde 4’lük büyüme hedefini de tehlikeye attı. Tahminlerin ağırlığı yılsonu için yüzde 3’ün biraz üzerinde bir büyümeyi öngörürken, 2012 için büyüme tahminini yüzde 2.5’e kadar çeken analistler oldu.

Analistlerin ikinci çeyrek büyüme rakamlarının gelmesinin ardından yaptıkları yorumların odağında ise Merkez Bankası vardı. Merkez bankası’nın büyüme odaklı politikalara yeniden geçmesi için gerekli şartların oluştuğu aksi takdirde geç kalınabileceği belirtilmeye başlandı.

Yılın ilk yarısında büyüme yüzde 3.1’de kaldı. İkinci yarıda daha sert bir yavaşlama olabileceğini kaydeden uzmanlar Merkez Bankası’ndan faiz üst koridorunda indirim bekliyor. Analistlere göre Merkez Bankası’nın önümüzdeki hafta yapacağı toplantıda faiz üst bandında 50 hatta 100 baz puanlık bir indirim gelebilir. Bu yapılsa bile uzmanlar 2012 yılı toplam büyümesinin yüzde 3.3 ile 3.5 arasındaki bir rakamı aşmasını beklemiyor.

Analist yorumları şöyle oldu:

Global yavaşlama görünümü zorluyor

Akbank Başekonomisti Fatma Melek: Mevsimsellikten arındırılmış kapasite kullanım oranları geriliyor. Ağustos sonu itibariyle reel kesim beklenti endeksi önümüzdeki üç aya ilişkin, üretim hacmi, ihracat ve iç piyasa sipariş miktarları ile toplam istihdamdaki artış beklentilerinin zayıflamaya devam ettiğine işaret ediyor. Önümüzdeki çeyreklerdeki büyüme görünümü global yavaşlamadan özellikle Euro Bölgesi’nden dolayı çok daha olumsuz olabilecek. Dolayısıyla ilerleyen dönem göz önüne alındığında büyüme açısından çok temkinli olunabilecek bir görünüm yok. Bu koşullarda enflasyon da yıl sonuna doğru düşme eğilimine girecek. Merkez Bankası’nın faiz koridorunun üst bandını yıl sonuna kadar kademeli bir şekilde azaltması kredi faizlerinin de gerilemesine imkan sağlayacak. Bölgedeki siyasi sorunlar da gözardı edilmemeli. Yüzde 3’ün altına gerileyecek yıllık büyüme oranı Türkiye için yetersiz kalacaktır.

Aktivite beklenti altında

Ekpress Yatırım Başekonomisti Nilüfer Sezgin: Türkiye’nin ikinci çeyrekte beklentilerin altında gelen yüzde 2.9 oranındaki büyümesinin doğurabileceği endişeler, temmuz ayında sanayi üretiminin öngörülenin üzerinde büyüme kaydetmesi ile silindi. Ekonomik aktivite yumuşak modelde büyümeye devam ediyor.

Riskler hep aşağı yönlü

Ata Yatırım Kıdemli Ekonomisti Özlem Derici: İç talepte ciddi bir toparlanmanın görülmemesi halinde yıl sonu büyüme hedefi olan 3,5’in altında bir revize gelebilir. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın yıl sonu büyümesi 4’ün altında kalabilir sözünden sonra 2. çeyrek büyüme rakamını merakla bekleniyordu ve yüzde 2,9’un ardından piyasada aşağı yönlü revizyonlar görebiliriz. Bunu temel nedeni de iç talepteki yavaşlık olacak. Önümüzdeki döneme ait bir diğer tehlike de dış talebin katkısının bu kadar büyük olmayacağı. Çünkü ihracatta zayıflama ortaya çıkıyor.

2013 de tehlikede

Garanti Yatırım Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç: Hem Merkez Bankası politikalarının hem de global ölçekteki yavaşlamanın Türkiye ekonomisi üzerindeki etkilerini belirgin şekilde görüyoruz. Büyümeye dış talep katkısı 3. ve 4. çeyreklerde azalacak. Büyüme açısından 3. çeyrek daha da sıkıntılı geçecek. Son çeyrekte ise yılın en düşük büyüme rakamını bekliyoruz. 2013 yılına ilişkin büyüme beklentilerinin de aşağı çekilmesi söz konusu olabilir. Zira global anlamda 2013 yılı 2012’den daha zor sıkıntılı bir yıl olabilir.

İnşaattaki yavaşlama dikkat çekici

T-Bank Baş Ekonomisti Veyis Fertekligil: Üretim tarafında sanayi üretimi ve tarım sektörü büyümesi beklentiler dahilinde, ancak özellikle inşaat sektöründeki yavaşlama dikkat çekici. İç talep tarafında da canlı bir seyir izlenmiyor. Sonuçta, şu andaki görüntü ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 3-3,5 civarında kalacağı yönünde, o da dış konjonktür daha fazla kötüye gitmezse. Küresel ekonomiye baktığımızda ise Avrupa Birliği ekonomilerinin bu sene resesyonu atlatmaları çok zor, büyüme beklentileri 2013’e kalmış durumda. O nedenle Türkiye’nin son çeyrekte ekonominin ivme kazanması biraz zor.

İhtiyatlı olalım derken fren balataları sıyrılmaya başladı

EKONOMİ Bakanı Zafer Çağlayan, 2. çeyrek büyüme rakamlarını değerlendirdi. Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYİH) verilerinin, Türkiye ekonomisinin geçen yılın 2. çeyreğine göre yüzde 2.9 büyüdüğünü gösterdiğini belirten Çağlayan, Türkiye ekonomisinin büyüme sürecinde 11. çeyreği geride bıraktığını ifade etti. Türkiye ekonomisinin, küresel kriz başlamadan önce 27 çeyrek kesintisiz büyüdüğünü hatırlatan Çağlayan, Merkez Bankası’nın yumuşak iniş politikasına da değinerek, Türkiye’nin, tarihinde ilk defa krize girmeden yumuşak inişi gerçekleştirdiğini kaydetti. Merkez Bankası’nın bu süreçte çok başarılı bir politika izlediğini belirten Çağlayan, buna karşılık daha önce de ifade ettiği gibi, artık ayağı frenden çekmek gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin büyüme hızının 3 çeyrekten beri gerilediğine dikkati çeken Çağlayan, ”İhtiyatlı olalım derken, fren balataları sıyrılmaya başladı. Artık yıl sonu OVP hedefi olan yüzde 4 büyüme hedefinden uzaklaşmaya başladık. İniş gerçekleşti ama bu uçak durmak için inmedi. Yakıt ikmali yapıp yola devam etmeliyiz. Büyümede iç talebin desteği gecikiyor. Bizim yüzde 4’ün altında büyüme gibi bir lüksümüz yok. Balatalar diski sıyırmadan ayağı frenden çekmek gerekiyor. 2023 hedeflerine ulaşmak için en az yüzde 5.5 ortalama ile büyümeye devam etmeliyiz” dedi.

Yüzde 4’ün bir miktar altında kalması sürpriz olmayacak

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye ekonomisinin yılın ikinci çeyreğinde, bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 2.9 büyüdüğünü ifade ederek, ”Bu dönemde Avro Bölgesi daralmış, gelişmiş ve gelişmekte olan bir çok ülke ekonomisi yavaşlamıştır. Bu nedenle Türkiye’nin gösterdiği yüzde 2.9’luk büyüme küçümsenecek bir performans değildir” dedi.

Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada, açıklanan rakamların, yumuşak iniş sürecinin, hedefler doğrultusunda devam ettiğini gösterdiğini belirtti. Büyümenin kompozisyonuna bakıldığında yılın ilk çeyreğinde olduğu gibi, ikinci çeyrekte de büyümeye en büyük katkının 5,7 puan ile net ihracattan geldiğinin görüldüğüne işaret eden Şimşek, şunları kaydetti:

”Mevsimsellikten arındırılmış rakamlar ise ikinci çeyrekte büyümenin bir önceki çeyreğe göre yüzde 1.8 arttığını ve iç talepteki daralmaya rağmen ekonomimizin yılın ilk çeyreğine göre ivme kazandığını göstermektedir. Yılın ikinci yarısına dair göstergeler ise ekonominin daha ılımlı büyüyeceğini işaret etmektedir. En büyük ticari ortağımız olan Avrupa Birliği’nin daralmakta olduğu ve küresel ekonomide aşağı yönlü risklerin ağırlık kazandığı göz önüne alındığında, büyümenin yıl sonunda yüzde 4’ün bir miktar altında kalması sürpriz olmayacaktır.”

Büyüme rakamları üçüncü çeyrekte toparlanacak

BİLİM, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, büyüme rakamlarının, yılın üçüncü çeyreğinde biraz daha toparlanacağını belirterek, ”Dördüncü çeyrekte ise biraz daha hızlı bir büyüme rakamıyla karşı karşıya kalacağımızı tahmin ediyorum ve yüzde 4’lük yıllık büyüme hedefi bu şekilde teyit edilmiş olacak” dedi.

Genel beklentinin yüzde 3’ün üzerinde olduğunu ancak sonuçlara göre Türkiye’nin, yılın ikinci çeyreğinde yüzde 2.9 büyüdüğünü belirten Ergün, buna karşın, yılın bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Ergün, Orta Vadeli Program’da yüzde 4’lük bir büyümenin öngörüldüğünü, özellikle üçüncü ve dördüncü çeyrek büyümelerinin bu hedefi yakalayacak bir performansa sahip olacağını vurgulayarak, şunları kaydetti:

”Büyüme rakamlarını çevremizle değerlendirdiğimiz zaman Euro Bölgesi’nde yüzde yarımlık bir küçülme var. OECD ortalamasına baktığımızda ise yüzde 1.6’lık bir büyüme. Yani, Türkiye’nin büyümesi bölgesindeki en hızlı büyüme rakamını gösteriyor.” Ergün, büyüme tahminlerinde revizyon gerekliliğinin olmadığını da vurguladı.

Haberin Devamı