Merkez Bankası eliyle seçim politikası

Merkez Bankası Cuma’dan itibaren yeniden döviz alım ihalelerine başladı. Günlük ihaleler 15 milyon dolarlık olacak

Haberin Devamı

30 milyon dolarlık ek opsiyon hakkıyla birlikte günlük döviz alımı 45 milyon dolara kadar çıkabilecek. MB Başkanı Sn. Yılmaz’ın geçtiğimiz Salı günkü “döviz alım ihalelerine başlamak durumundayız” açıklaması Cuma günü uygulamaya konuldu.

Döviz ihalelerinin rakamı ufak olacak ama yine de bu ihalelerden bankalara az da olsa ek bir kâr imkânı doğacaktır. Tıpkı 15 Mayıs’taki kriz dönemine kadar yapılan ihalelerde olduğu gibi. Bankalar kâh ihaleyi “manipüle” ederek, kâh ihalayi bahane ederek müşteriler üzerinden üç-beş kuruş kazanma imkânına yeniden kavuşuyorlar.

Enflasyon hedefi gerçekçi değil
MB, hem “enflasyon mektubunda” hem de basın toplantılarında enflasyon hedefine ulaşmak için gerektiğinde faizleri yükseltmekten kaçınmayacağı mesajını vermişti. Döviz alımı ve faiz mesajları bir arada değerlendiğinde kısa vadede faizlerin düşmeyeceği, YTL’nin değerli kalmaya devam edeceği net olarak ortaya çıkıyor.

Bunu gören özellikle yabancı yatırımcılar; son iki haftada hazine ihalelerine “aşırı” ilgi göstermişti. Neden göstermesinler? Hem faiz yüksek hem de dövizi MB alacak. Merkez Bankası’nın önceki yıllarda olduğu gibi izlediği politika aynı: “yüksek faiz, düşük kur eşittir düşük enflasyon.”

2007 yılı enflasyon hedefi yüzde 4. Ekonomiyi ve piyasaları izleyenlerin hemen hemen tamamı bu hedefin tutturulma ihtimalini düşük görüyor. Ama MB daha gerçekçi bir hedef yerine bu rakamda ısrar ediyor. Hedefe ulaşabilmek için de elindeki tek silah olan faize sarılıyor.

Sanal zenginlik fırsatı!
Faizler yüksek kaldıkça da kurların artma ihtimali -eğer dış bir şok gelmez, içeride cumhurbaşkanlığı gerginliği olmaz ise- oldukça sınırlı. Kurlarda ani hareketlerin olmaması, bir tür “sanal zenginlik” hissinin devamı anlamına geliyor ki, seçim sath-ı mahalline girildiği bir dönemde iktidar için bulunmaz bir nimet.

Her ne kadar hükümet ‘seçim ekonomisi uygulanmayacak’ diyorsa da hazırlanan bütçe de 2007 faiz dışı fazla oranı 2006’daki beklenti olan yüzde 7.7’den 5.7’ye iniyor. Bütçe dengesi de -3 milyar YTL’den -16.7 milyar YTL’ye çıkıyor.

Bunun bir kısmı Mayıs ayında artan faizlerin ödenmesine ve sosyal güvenliğe giderken, kalanı da nihayetinde seçim yılında harcanacak. MB enflasyon hedefini tutturmak için faizleri yüksek tutmaya devam ederken, diğer yandan hükümet ekonomiye kaynak aktaracak, likidite verecek. MB bu likiditenin dövize gitmemesi için ya faizleri yüksek tutacak belki de arttırmak zorunda kalacak.

Yeter ki döviz kurları artmasın, ekonomi “tıkırında” görünsün. İşte tam bu noktada MB istemeden de olsa uygulayacağını belirttiği politikalarla, hükümetin seçim ekonomisi uygulamasına yardımcı oluyor.

Maliyet yine Hazine’ye, daha doğrusu hepimize yüklenecek.

DİĞER YENİ YAZILAR