Yeni rekorlar öncesi mola haftası...

Haberin Devamı

Her ne kadar Çin’den gelen veriler geçtiğimiz hafta dünyanın doğusunda olumlu bir hava estirse de piyasaları bu hafta bir ‘mola’ bekliyor. ABD’deki belirsizliğin yarattığı baskı diğer tüm piyasaları ama az ama çok etkiliyor. Bizim piyasalarımız da bundan nasibini alıyor.

Herkes yılı “iyi kapatma” peşinde. Başta ABD Merkez Bankası (Fed) ve Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) “bedava para paketleri (BPP) sayesinde varlık piyasalarında bu sene önemli yükselişler yaşandı. Önümüzdeki 11 iş günü boyunca bu kazançların korunması için ciddi çaba harcanacak! Başta Fed olmak üzere merkez bankaları yılın son toplantılarını yaptılar. Kimse var olan “dinamikleri” değiştirmek istemiyor. Piyasalara, politika yapıcılarına verdikleri mesaj “aman dönen tekere çomak sokmayın!” şeklinde. Katılımcılar da yılın son günlerinde değişik bir şey yapmak istemiyor.

Fed’in geçtiğimiz hafta yapılan toplantısından yine “piyasa dostu” kararlar çıktı. Fed, mevcut sıfıra yakın faizin sürdürülmesi konusunda tarih belirlemezken; olası bir faiz artışı öncü indikatörleri belirledi! Buna göre, işsizlik oranı yüzde 6.5’in üzerinde olduğu sürece (bu arada enflasyon yüzde 2.5’in üzerine çıkmadıkça) yüzde 0-0.25 seviyesindeki politika faiz oranını korumaya devam edecek. Bu arada Fed, her ay 40 milyar dolarlık mortgage kredisine dayalı tahvil alımına ek olarak 45 milyar dolarlık Hazine tahvil alımı da yapacak. Cari seviyeler itibarıyla 2.6 trilyon dolar olan bilançosunu da önümüzdeki yıl yaklaşık 1 trilyon dolar artıracak. Piyasaların beklediğinden de iyi bir haber. Ancak hep dile getirdiğim gibi “piyasa dostu” gibi görünen bu haber aslında reel ekonomi tarafında sorunların devam ettiğinin de aynı zamanda bir kanıtı.

Hiç ilk Bedava Para Paketi (BPP) işe yarasaydı değil üçüncüsüne, ikincisine ihtiyaç olur muydu? Geçelim...

AB adım attı, denetimde uzlaşıldı

Geçtiğimiz hafta AB liderler zirvesinde, Mart 2014 itibarıyla bankacılıkta devreye girecek “denetim mekanizması” konusunda uzlaşıldı. ECB, Euro Bölgesi’ndeki bankalar için en yetkili denetçi olarak görev yapacak. Buna göre ECB, varlıkları 30 milyar euro ya da ülke ekonomik büyüklüğünün beşte birinden fazla olan bankaları doğrudan denetleyecek. Bu kıstasın altında kalan bankalar ise her ülkenin kendi denetim otoriteleri tarafından denetlenecek; ancak ECB gerekli gördüğünde müdahale edebilecek. Çok geç kalınmış bir “mutabakat” bu! Daha da geç kalınmış olanı bankaların sağlıksız operasyonlarının tasfiyesi için bir mekanizma kurulması. AB halen daha bunları tartışıyor olmamalıydı. Bence AB’nin asıl problemi de bu. Neyse geç olsun da güç olmasın! Hiç yoktan iyidir...

Finansal uçurum ABD’de hisse sattırıyor

Bugünlerde küresel piyasaların odaklandıkları en önemli konu ABD’deki “finansal uçurum-financial cliff” meselesi. Yaklaşık 600 milyar dolarlık kamu harcama kesintisi ve Bush döneminde verilmiş vergi avantajlarının sona ermesiyle ortaya çıkacak ek yük meselesinin nasıl çözüleceği halen daha belirsiz. Henüz Obama ile Cumhuriyetçiler arasındaki görüş ayrılıklarında ortak bir noktaya gelinebilmiş değil. Piyasa katılımcıları her ne kadar bu sorunun şu veya bu şekilde (piyasaları çok da üzmeyecek bir şekilde) çözüleceğine inanıyor, bunu fiyatlıyor olsa da ortadaki belirsizlik portföy tercihlerini etkiliyor.

Sadece belirsizlikten dolayı değil, işin bir de vergi boyutu var! ABD’deki piyasa katılımcılarının önemli bir kısmı “ortayolcu” bir çözüm ihtimaline inansa da sırf ne olur ne olmaz diye de ellerindeki hisseleri, varlıkları satmayı tercih ediyorlar. Bu durum özellikle Apple hisselerinde ve “altında” gözleniyor. Son 4 yılda; ki vergi istisnalarının geçerli olduğu dönem; yıllık yüzde 25’in üzerinde getiri sağlamış olan Apple hissesini elinde bulunduranlar sermaye kazançlarının önümüzdeki yıldan itibaren daha yüksek bir orandan vergilendirileceğini düşünerek portföylerini azaltıyorlar! 21 Eylül’de 705 dolara kadar yükselen Apple, sonrasında 505 dolara kadar geriledi. Kısa bir düzeltme sonrasında 594 dolara kadar çıksa da kârlarını bu seneki oranlardan vergilendirmek isteyenlerin satışlarıyla geçtiğimiz Cuma günü 509 dolarlara kadar geriledi. Ha keza 1.700 dolar/ons seviyesinin altına düşmüş altın için de benzer bir durum söz konusu.

İMKB kritik desteğinin altına indi

Her ne kadar Çin’den gelen veriler geçtiğimiz hafta dünyanın doğusunda olumlu bir hava estirse de piyasaları bu hafta bir “mola” bekliyor. ABD’deki belirsizliğin yarattığı baskı diğer tüm piyasaları ama az ama çok etkiliyor. Bizim piyasalarımız da bundan nasibini alıyor. Kur ve faiz cephesi olmasa da dünyanın geri kalanından ciddi bir şekilde “pozitif” ayrışmış İMKB için bu “baskı” etkili olmaya başladı. Cuma günü 76.600 kritik bir direnç idi ve bunun altına inildi.

Hafta başında Japonya’da parasal genişlemeyi savunan LDP’nin; 2006-2007’de başbakan olan Abe’nin; önde çıkması beklenen seçim sonuçlarıyla birlikte “olumlu” bir hava esecektir. Ancak bu havanın bile piyasalardaki “mola” havasını, “ralli” havasına çevirme ihtimali düşük.

Yeni yıl öncesinde piyasa katılımcıları; “kağıt üstünde de olsa” kârlarını maksimize edeceklerdir. Bunun için önümüzdeki hafta ciddi çaba harcanacak diye düşünüyorum. Ancak öncesinde; özellikle ABD’den gelen “baskı” ile birlikte; İMKB’de bir konsolidasyon/düzeltme dönemi yaşanabilir. Böyle bir hamle sırasında ilk aşamada 75.900 ve ardından da 74.750 seviyeleri önemli destekler olacaktır.

Bu seviyelerden ilki oldukça önemli. Aşağı kırılması önümüzdeki hafta çabalarını artıracak “yıl sonu kapanışçılarının” ve “Noel Baba Rallisi” bekleyenlerin işini zorlaştıracaktır.

75.900 seviyesinin korunması önümüzdeki haftanın ve de yılın kapanışının bir rekorla kapanması ihtimalini artıracaktır. Zira herkesin “gönlünde yatan aslan” bu...

DİĞER YENİ YAZILAR