Trump’la da çıkış Trump’sız da çıkış

‘Trump gelecek harcayıp, vergi indirip ekonomiyi canlandıracak’ diye yükselen piyasalar, şimdi de ‘Madem Trump vaatlerini yerine getiremiyor, FED faiz artıramayacak’ diye yükseliyor. Ancak bu yaz rehaveti tehlikeli

Temmuz-Ağustos ayları kuzey yarıkürenin tatil ayları. Tarımın daha önde olduğu yıllarda hasat mevsimi olarak öne çıkarken, artık bizde de tatil mevsimine dönüştü iyiden iyiye... Piyasalar da tatil rehavetine kapılacak mı derken, pek de öyle olmuyor, olamıyor. Faiz ve hisse senetleri sakinleşirken, emtia cephesi hareketleniyor.

Geçtiğimiz hafta hem Fed’in hem de bizim Merkez Bankamızın para politikası kurullarının toplantısı vardı. Her ikisinden de ‘yaz rehavetine’ uygun bir şekilde ‘durumu koruyalım’ mesajı çıktı. Hatta bir önceki toplantılarından sonra yaptıkları açıklamalarda birkaç kelimelik değişikliklerle yetindiler. Fed’in bilanço daraltmaya ne zaman başlayacağına dair ipuçları beklenirken, piyasaların bu konuda eli boş kaldı. Genel olarak Fed’in açıklaması güvercin bulundu ve piyasaların risk iştahında yeni artışlar oldu. Risklerin yönetilmesi (ya da yönetilmeye gerek duyulmaması) yine döndü dolaştı Fed’e ihale oldu!

Haberin Devamı

Neden derseniz... Sorun, Trump’ın iktidar olup olmadığı aslında. Obamacare ile ilgili oylamada geçen hafta Senato’da yine istediği sonucu alamayan Trump, göreve geldiği Ocak başından bu yana vaatlerinden hangisini yerine getirebildi diye bakıldığında, sonuç neredeyse koca bir hiç! Müslümanlara uçuş yasağı ve Suudi Arabistan ile yapılan silah satış anlaşması (büyük oranda Obama zamanında hazırlanmış) ve bu anlaşmanın imzalanması sırasındaki ‘kılıç dansı’ ve ‘sihirli küreye’ bakan üç lider hariç akıllara çok da fazla bir şey gelmiyor.

Trump Başkan olunca altyapı harcamalarına ağırlık vererek ekonomiyi canlandıracak, vergi indirimleri (maliyetinin bir kısmını Obamacare’i esneterek çıkarmayı planlıyordu) ile tüketimi ve yatırımları destekleyecek beklentisiyle yükselen piyasalar; bunlar gerçekleşmeyince yine yükü Merkez bankalarına ve özellikle de Fed’e yüklediler. “Madem Trump vaatlerini yerine getiremiyor, o zaman da Fed faiz artıramayacak, biz de yola devam edelim” dediler. Amerikan hisse endekslerinden S&P 500 ve Nasdaq geçtiğimiz Perşembe, DJI de Cuma günü tarihi zirvelerini yenilediler. Euro/dolar paritesinin 1.1777’yi gördüğü bir ortamda dolar endeksi (DXY) de son bir yılın en düşük seviyesi olan 93.15’i test etti. Emtia cephesi de geçtiğimiz hafta oldukça hareketliydi. Özellikle endüstriyel metaller ve petrol cephesi...

Haberin Devamı

BIST’te yeni hedef 112.800

Almanya gerginliği, Başbakan’ın Alman şirketlerinin yetkilileri ile toplantısıyla yumuşatılmaya çalışılırken henüz bitmişe benzemiyor. Yine de piyasalar bununla yaşamayı öğrenmeye başladı. Katar cephesinden gelen yumuşama etkisi yaratan yeni liste ve müzakere haberleri de piyasaları bir nebze olsa rahatlattı. ‘Çok kısa vadeli hafızası’ olan piyasaların dış politika ama özellikle Almanya ve AB cephesindeki gelişmelerin orta-uzun vadede önemli etkileri olacağını göz ardı etme eğilimi güçlü. Fed’in faiz artırmasının Aralık’a ertelenmiş olması, 2-3 aylık bir ralli olmasa da ılımlı yükselişleri görmeyi, uzun vadeli riskleri fiyatlamaya tercih ediyor. S-400 füzelerinin alım anlaşması piyasaları hemen hiç ilgilendirmedi, fiyatlanmadı bile. Bu hafta da Cuma günü açıklanacak ABD Tarım Dışı verisine kadar yaz rehaveti ile benzer bir şekilde riskleri göz ardı etme ruh hali yaşanacak. BIST 100 endeksinde yeni ‘nominal rekorlar’ kırılmaya devam edebilir. Daha önceki haftalarda yazmış olduğum 112.800 seviyesi yeni hedef gibi görünüyor. Kurdaki oynaklık (Volatilite) son derece azalmış olmasına, yüksek faize rağmen nominal seviye olarak 3.50’lerin altına inilmemiş olması dikkat çekici bir durum. Bu hafta için dolar/TL’de aşağıda 3.5230, yukarıda 3.5600 (Düz-200 günlük BHO) seviyeleri önemli olacak. BIST için 107.206 ile 107.577 arasındaki boşluk ilk düzeltme seviyesi olmaya aday.

Haberin Devamı

Dr. Bakır’a bu hafta dikkat!

Bakır, küresel ekonominin sağlıklı olup olmadığını, büyümenin sağlanıp sağlanmadığını gösterdiğine inanıldığı için piyasalarda “Dr. Bakır” olarak anılır. Geçtiğimiz hafta çok da önemli verilerin olmadığı (birkça küçük grev dışında) bir ortamda bakır fiyatları önemli yükselişler kaydetti. Londra Metal Borsası’nda bakırın ton fiyatı 5.960 dolardan başladığı haftada Perşembe günü 6.372 doları gördükten sonra 6.287 dolardan haftayı kapattı. 6.315-20 dolar bandı önemli bir eşik. Bu seviye; 2013 yılı Şubat ayında 8.300 dolarlardan başlayan, 2016 yılı Ocak ayında 4.320 dolarlara kadar süren düşüş hareketinin önemli bir düzeltme seviyesi. Bakır fiyatlarının bu bandı aşması ilk denemede mümkün olmayabilir.
Ancak bu seviye kalıcı olarak aşılacak olursa diğer endüstriyel metalleri de beraberinde sürükleyebilecek yeni ve güçlü bir ‘emtia spekülasyonu’ başlayabilir. Her ne kadar temel ekonomik veriler, Çin başta olmak üzere küresel büyüme verileri böylesi bir spekülasyonu haklı çıkarmaya yeterli olmasa da “Bedava Para” politikalarının süreceğine olan inanç güçlendikçe, neden olmasın? Geçen haftanın indikatörü bakırdı, petrol ile birlikte bu haftanın da indikatörü olmaya aday. 6.320 dolar/ton seviyesi dikkatle izlenmeli!
Petrolde yeniden 60 dolar görülür mü?
ABD’deki stoklar, 4 Temmuz ile başlayan “Tatil mevsimi- DrivingSeason’ sayesinde azalmaya başladı. Önceki hafta ortasında ABD’deki petrol stoklarının 7.5 milyon varil, geçtiğimiz hafta da 10.2 milyon varil azaldığı açıklandı. Her ne kadar stoklarda son 5 yıllık stok verilerinin üst bandında seyir devam ediyor olsa da böylesi bir düşüş petrol fiyatlarının yükselmesini destekledi. Bir diğer etken de ABD’deki kuyu sayılarındaki artışın çok yavaşlamış olmasıydı.
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Haziran ayında çoğunluğunun OPEC üyelerinden olmak üzere küresel petrol üretiminde 720 milyon varillik bir artış olduğunu, bunun bir yıl öncesine göre 1.2 milyon varillik bir artış anlamına geldiğini açıklasa da petrol fiyatları belirtmiş olduğum iki etkenin yanı sıra “Fed etkisi” ile de yükselişini geçtiğimiz hafta da sürdürdü ve geçtiğimiz Cuma günü Brent petrol 52.64 dolara kadar yükselmeyi başardı. Geçtiğimiz Cuma günü 51.87’deki 200 günlük Basit Hareketli Ortalamanın (BHO) sert bir hareketle üzerine çıkılması ve haftalık kapanışın da bu seviyenin üzerinde olması bu hafta da yükselişin teknik olarak sürebileceğini söylüyor.
52.30 ve ardından da 53.70 seviyeleri teknik olarak önemli direnç seviyeleri. İlki değil ama ikincisinin geçilmesi petrolde yeniden 60 dolarlara mı gidiliyor sorularının sesli sorulmasına neden olacaktır. Ancak böyle bir ihtimalin düşük olduğunu, 52.50 dolar seviyelerinin fazla üzerine çıkılabileceğini tahmin etmiyorum.
ABD’de kuyu sayıları artmıyor olsa da kayaç petrolü üreticileri her geçen gün düşen maliyetlerle daha fazla petrol üretebiliyorlar. Kayaç petrolü üreticileri cari fiyatları uzun vadeli yatırımlarını hedge etmek için kullanmaya başlayacaklardır. Bu da fiyatlardaki artışı sınırlayacaktır.

Haberin Devamı
DİĞER YENİ YAZILAR