Karışıklığın nedeni bilgi eksikliği

Birkaç gün önce Kablolu TV ile ilgili bir yazı yazdım. 2005 yılının temmuz ayından itibaren Kablolu TV hizmetinin Türksat Uydu Haberleşme ve Kablo TV İşletme A.Ş. tarafından verildiğini, birkaç ay içinde de dijital yayına geçileceğini belirtmiştim

Haberin Devamı

Birkaç gün önce Kablolu TV ile ilgili bir yazı yazdım. 2005 yılının temmuz ayından itibaren Kablolu TV hizmetinin Türksat Uydu Haberleşme ve Kablo TV İşletme A.Ş. tarafından verildiğini, birkaç ay içinde de dijital yayına geçileceğini belirtmiştim. Ayrıca şubat ayında vatandaşların eline ulaşan faturalardaki aylık abonelik ücretinin iki katına çıkarıldığını da yazdım. Yazım çıktığı gün Kablolu W abonelerinden birçok mesaj aldım.

Bu ücretin ocak ve şubat aylarına ait olduğunu, bu yüzden de faturaya yansıyan miktarda yanlışlık olmadığını ifade ediyorlardı. Daha sonra Türksat Uydu ve Haberleşme A.Ş. Genel Müdürü Dr. Osman Dur beni aradı. Osman Bey de 14 YTL'lik ücretin iki aylık olduğunu yani 7 YTL'lik aylık abonelik ücretinde artış olmadığını ifade etti. Bundan böyle faturaların iki ayda bir gönderileceğini de sözlerine ekledi.

Tamam, abonelik ücretiyle ilgili bir artış söz konusu değilmiş. Ancak gönderilen faturalarda neden bu ücretin iki aylık kullanım için geçerli olduğu belirtilmiyor? Vatandaşların kafasındaki soru işaretinin sebebi bu konuda bir açıklama olmaması. Umarım, bu yazımdan sonra bu soru işareti cevabını bulmuştur. Ben yaptığı açıklamadan dolayı Dr. Osman Dur'a teşekkürlerimi sunuyorum.

Çıldırmamak imkânsız
Kadıköy Bostancı Bostantüccarı Sokak'ta oturanlar salı günü sabah saat 08.30'da yataklarından araba alarmıyla fırladı. Birçoğu için bu çok da anormal bir durum değildi. Nasıl olsa kesilir diye, tekrar kafayı yastığa koyanlar, bir süre sesin kesilmesini beklediler. Ama boşuna. Zira aradan bir saat geçmesine rağmen alarm çalmaya devam etti. Çılgına dönen vatandaşlar sokaktaki minibüsün sahibini aramaya başladılar. Daha önce kimse bu 34 J 5233 plakalı minibüsü görmemişti. Neyse, plakayı alıp, 155 Polis İmdat'ı aradılar. Aldıkları cevap, "Konuyla hemen ilgileneceğiz" oldu.

Hem minibüsün sahibinin hem de polisin gelmesi için sokak sakinleri biraz daha bekledi. Ancak gürültü iyice dayanılmaz bir hale gelince bu sefer de Gayrettepe'deki Emniyet Müdürlüğü'nü, daha sonra da İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nü aradılar. Onlardan da konuyla ilgilenileceği cevabını aldılar. Ancak saat 14.00'e geldiğinde halen gelen giden yoktu. Son bir defa 155'i aradıklarında ise telefona çıkan memur gayet ilgisiz bir ses tonuyla, "Yahu o araba hâlâ ötüyor mu?" diye sordu. En nihayetinde minibüsün sahibi saat 15.00 sularında gelip, adeta kaçarcasına sokağı terk etmiş.

Peki, ya adam o gün gelip de minibüsünü almasaydı, bu insanların hali ne olacaktı? Vatandaşların yaşadığı stresin hesabını kim verecek? Bu işkenceyi yaşatan da elini kolunu sallaya sallaya oradan ayrılıyor. Geçen saatlere rağmen emniyet yetkililerinin müdahalede bulunmaması konusunda söyleyecek laf bulamıyorum. Hem de hiç!

Haklı bir istek
Beykoz Soğuksu daki Umut Yıldırım Sitesi'nde 110 daire var. Karşı tarafında da yine aynı büyüklükte iki site var. Bu üç sitede oturanlar için ulaşım büyük bir sorun. Çünkü tek alternatif en az 600-700 metre uzaklıkta bulunan otobüs durağı. Özellikle kışın yağışlı havalarda bu kadar yolu yürümekten bıkanlar, Umut Yıldırım Sitesi ile diğer iki site arasından geçen otoyolun üzerindeki ceplere durak konulmasını istiyorlar. Bunun için de daha önce birkaç defa kendi aralarında imza toplayıp, İETT'ye başvuruda bulunmuşlar ama olumlu bir netice alamamışlar.
Valla ne diyeyim, söz konusu olan yüzlerce vatandaşın ulaşım sorunu. E, herkesin de altında arabası olmadığına göre, bu sitelere bir durak şart. Okula, işe ve alışverişe gidenler de bu şekilde rahat bir nefes almış olurlar. İETT yetkililerine duyurulur.

DİĞER YENİ YAZILAR