Hukuki problemler

Ülkemizde kanunlar var, hukuk var, kanun adamları var. Hepsi iyi güzel de herhalde aradaki koordinasyon eksikliğinin farkında değiliz

Haberin Devamı

Ülkemizde kanunlar var, hukuk var, kanun adamları var. Hepsi iyi güzel de herhalde aradaki koordinasyon eksikliğinin farkında değiliz. Çünkü zaman zaman bana gelen şikâyetler ve serzenişler bunun böyle olduğunu gösteriyor. Tabii ki bu konuda benim direkt olarak görüş bildirmem mümkün değil ama vatandaş, kanun ve kanun adamı arasındaki diyalogu bir an önce kurmak da görevlerimiz arasındadır. Şimdi size ufak bir misal vereceğim. Kimin haklı kimin haksız olduğu kararını ben verecek değilim.

Mehmet Keklik okurlarımdan biri. Başından geçenleri anlatıyor:

"Ahmet Bey, geçen gün Etiler'deki ofisime Arnavutköy Polis Karakolu tarafından gönderilen tebligatta, Gaziosmanpaşa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından beklendiğim yazılıydı. İki gün sonra savcılığa gittim. Savcıyla görüşmeden önce kalemdeki görevliye dosyayı görmek istediğimi söyledim. Ancak talebim reddedildi.

Savcı geldikten sonra odasına çağırıldım. Savcı bana trafik kazası yapmış olduğumu söyleyince başımdan aşağıya kaynar sular döküldü. Dosya savcının önündeydi ve uzaktan görebildiğim kadarıyla yazılı olan plaka, 34 S 7772 plakalı aracımınkiyle aynıydı. Ancak ben kazanın olduğu 22.07.2003 tarihinde aracımı satmıştım. Kazayı aracımı satın alan kişilerin yapmış olabileceğini düşünerek fazla ses çıkarmadım.

Savcı bana 92 milyon 500 liralık para cezam olduğunu söyledi. Suçsuz olduğumu bildiğim halde bu parayı ödemeye karar verdim. Çünkü aklanacağıma emindim. Parayı mal müdürlüğüne yatırdım.

Savcıyla görüşmek istedim
Buna rağmen ben halen dosyanın içeriğinden habersizdim. Bana tutanaktan bir fotokopi verilmesini rica ettim. Tutanağı incelediğimde, kazayı yapan arabanın rengiyle plakası benimkiyle aynıydı. Fakat benim arabamın markası tutanakta yazıldığı gibi FIAT değil, BMW'dir. Ayrıca kazanın olduğu yerde hiçbir zaman bulunmadım. Benim adıma sahte bir plakanın olduğunu düşünerek yeni bir dilekçe hazırlayıp, adliyenin hazırlık kalemine verdim ve bu bilgilerin ışığında tekrar savcıyla görüşmek istedim. Savcı beni azarladı ve kovdu. Ortada bir haksızlığın olduğunu anlatmak istedim ama böyle bir tepkiyle karşılaştım."

Gördünüz mü, bu vatandaşımız şimdi ne yapsın? Yukarı tükürse bıyık, aşağı tükürse sakal. Kimi kime şikâyet edecek? Bu ülkede bir yargı reformu yapılması şart. Çünkü kanunların vatandaşı korumak için mi, yoksa vatandaşı soyanlar için mi işlediği bir türlü açıklığa kavuşmuş değil. Baksanıza, geçen gün Adalet Bakanı'mız bile bu duruma isyan etti. Sanırım Meclis'in tatilden dönüşte yapılacak ilk işi, hukuk konularını ele alıp, düzeltmeler yapmak. Zira bu durum böyle giderse, vatandaş isyanları oynamaya başlayacak.

DİĞER YENİ YAZILAR