Gazete Vatan Logo

Adalet çok büyük arazi değil terazidir!

Tutuklu sanık Mustafa Balbay da 687 gündür tutuklu olduğunu anımsatarak, bu zamanın 3’te 2’sinin yargılanmayla geçtiğini bildirdi.

Hizbullah üyelerinin tahliyelerinden sonra, "yargı nasıl işliyor nasıl işlemesi gerekir" tartışmaları yaşanması gerekirken, kimin ne kadar tutuklu kalması gerektiğinin konuşulduğunu belirten Balbay, şu anda, Türkiye’de hukuk, can ve inanç güvenliği sorununun olduğunu, artık kimin ne zaman neyle suçlanacağını kimsenin bilmediğini dile getirdi.

Bu davada yargılananlardan nasıl bir örgüt çıkarılabileceğini bilemediğini dile getiren Balbay, "Hizbullah davasında biri ’Pişmanlık yok’
diyor herkes uyuyor, KCK davasında ’Kürtçe konuşuluyor’ deniliyor herkes uyuyor, ama buradaki sanıklar, ancak iddia makamının bu iddianamesiyle bir araya getirilebilecek kişilerden oluşuyor" dedi.

Son bir haftadır Hizbullah operasyonlarının yapıldığını dile getiren Balbay, "Pek çok Hizbullahçı kaçtı diye tutuklamalar yapılmakta. Kaçanların suçlu ya da suçsuz olup olmadıklarını bilmiyorum. Bu sürecin içinden geçmiş biri olarak ’Hizbullahçılar serbest bırakıldı’, imajının silinmesi için bu operasyonların yapıldığını düşünüyorum" diye konuştu.

Önceki duruşmalarda Arif Doğan’ın sorgulaması yapılırken söz alıp Doğan’a buradakileri tanıyıp tanımadığını sorduğunda, savcı Mehmet Ali Pekgüzel’in kendisine "Siz JİTEM’in neresinde bulunuyorsunuz?" diye sorduğunu anlatan Balbay, şuları kaydetti:

"Sayın savcı bu mantıkla insanları suçluyorsa ben de kendi mantığımla diyorum ki bugün bu mantıkla bu insanları suçluyorsanız, yarın siz de aynı mantıkla suçlanırsınız."

Mustafa Balbay, Uğur Mumcu’nun 24 Ocak günü ölüm yıl dönümü olacağına işaret ederek, şu anda Mumcu’nun köşesinde onun bayrağını yerde bırakmamak için yazdığını dile getirdi.

Bazı gazeteci arkadaşlarının, faili meçhul cinayetlerle öldürüldüğünü iddia eden Balbay, kendisinin de sonucu meçhul bir davayla tutuklu bulunduğunu anlattı.

Burada tutuklu bulunmalarının faili meçhul cinayetlerin aydınlatılmasında ters etki ettiğini ifade eden Balbay, "Araştıran bir gazeteci olarak söylüyorum.
1990’ların cinayetleri faili meçhul, 1990’lardan sonra faili hemen bulunan cinayetler. Ama katilleri 17-22 yaş arasında Dink, Santoro cinayetleri... Bunlar tesadüfi değil, araştırılması gereken şeylerdir" dedi.

Cezaevi Tevkifevleri Genel Müdürü Nizamettin Karaman’ın Kurban Bayramı’nın arefesinde kendilerini ziyaret ettiğini anlatan Balbay, koğuşlarına bakarak, kitap ve raf sayısının çok olduğunu söylediğini anlattı. Balbay, bu ziyarette, Karaman’ın kendilerine "TBMM İnsan Hakları Komisyonuna yazı yazmışsınız. Unutmayın kime giderseniz gidin onlar tekrar bize geliyorlar" dediğini aktardı.

Tutuklu gazeteci Balbay, bilgisayarının el konulduktan 1 hafta sonra bilgilerinin kopyalandığını iddia ederek, 100’ü aşkın dosyanın da 2,5 dakika da oluşturulduğunu savundu.

Balbay, Avrupa’da bilişim suçları adıyla siber suçlar sözleşmesinin olduğunu, buna göre bilgisayarların evden sökülüp götürülemeyeceğini, bilgisayarların o kişinin mahremiyeti olduğunu ifade etti.

Türkiye’de ise bu sözleşmenin ilk 4 maddesinde yer alan bu kısımların uygulanmadığını savunan Balbay, mahkemenin dijital verilerle ilgili değerlendirmesini bu aşamada yapması gerektiğini vurguladı.

İlhan Selçuk’tan Tevfik Fikret’ten ilham aldığını dile getiren Balbay, yılda en az bir kitap üretme sözünü cezaevinde de tuttuğunu belirterek, "Bu yolda 24 eser ürettim. 25’inci kitap maalesef yaşadığım yargılamayla ilgili. 26’ıcı kitap da maalesef yargılamayla ilgili olacak... Geç gelen adalet adalet değildir" dedi.

Mustafa Balbay, "Adalet çok büyük arazi değil, terazidir" diyerek, "Ne yazık ki adaleti arazi haline getirdiler. En büyük bina yüksek bina deniliyor. Ama hukuk yüksek değil, sayın heyet" ifadesini kullandı.

Kaleminden başka silahı olmadığını bildiren Balbay, "Benim vicdanım, beynim özgür. Bedenimin de özgür bırakılmasını istiyorum" dedi.

Şahin’in yeğeni tahliye edildi

İKİNCİ Ergenekon davasının dünkü duruşma sonunda mahkeme heyeti, sanıklardan eski Özel Harekat Daire Başkan Vekili İbrahim Şahin’in, kendisi gibi özel harekatçı olan yeğeni sanık Yaşar Oğuz Şahin’in tahliyesine karar verdi. Mahkeme, terör örgütüne üye olmakla suçlanan Şahin için mevcut delil durumu, tutuklu kaldığı süre ve suç vasfının değişme ihtimalini de tahliye gerekçesi olarak gösterdi. Diğer sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.

‘Özkan, Balbay Meclis’e’

CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum ve ADD Genel Başkanı Tansel Çölaşan dün ikinci Ergenekon davasını izlemek üzere Silivri’deydi. Batum, CHP olarak bu davaları yakından takip ettiklerini belirterek “Biz aynı yolda, aynı ilkeleri paylaşanlar olarak savunduğumuz ilkeleri tekrar egemen kılmak için daha çok mücadele edeceğiz” dedi. Konuşması sık sık “Mustafa Balbay’ı, Tuncay Özkan’ı milletvekili yapın” ve “Özkan, Balbay Meclis’e” sloganları ile kesilen Süheyl Batum, “Mesajınızı aldım. Ben buradan kendi adıma konuşuyorum. CHP olarak bunun farkındayız ve gereği yapılacak” sözleri dikkat çekti.

Haberin Devamı