Gazete Vatan Logo

"İstanbul rönesansını yaşıyor"

Dünyanın en saygın haber dergilerinden Newsweek bu haftaki sayısında "İstanbul'un değişimini" kapak yaptı

"İstanbul Avrupa'nın en muhteşem metropollerinden biri haline geldi" diyen dergi, Owen Matthews ve Raha Faroohar imzalı makalede şu ifadelere yer verdi:

İstanbul'un İstiklal Caddesi'nde bir yaz gecesi geçirin... Sazdan neye kadar her türlü müziği duyacaksınız. Albüm satan mağazalarda Yunan müziği çalınırken Babylon gibi popüler barlarda gençlerin horon teptiğini göreceksiniz. Tüm bu seslerin büyüleyici yanı hepsinin aynı derecede İstanbul'u ve insanlarını yansıtıyor olması. Aslında bu sesler Türkiye'nin uzun yıllar süren ekonomik bunalımlar ve askeri yönetimlerin dayattığı milliyetçiliğin ardından İstanbul'un yeniden bir "kavşak" haline gelme arzusunu yansıtıyor.

DÜNYA BURADAN YÖNETİLİYORDU
İstanbul yüzyıllar boyunca bilinen dünyanın yarısına başkentlik yaptı. Şimdi Avrupa'nın en muhteşem metropollerinden biri olarak yeniden ortaya çıkıyor. Üstelik özgüveninin ne kadar arttığını hemen belli ediyor. Hala tüm kentte geleneksel çarşılar, kahvehaneler, Bizans kiliseleri var. Ama diğer yandan borsa gittikçe güçleniyor. Yurtdışı eğitimi olan gençler ülkelerine dönüp iş kuruyorlar. MIT, Columbia ve LSE gibi saygın üniversitelerde okuyan, yıllarca Avrupa'da danışmanlık yapan Memduh Karakullukçu (35) "İstanbul'da ilk kez uluslararası ve sosyal çevreden uzakta değiliz. Londra'da ya da New York'ta ne yapıyorsak burada da aynı şekilde çalışıp yaşayabiliyoruz" diyor.

YEREL ÖĞELER ÖNEM KAZANDI
Aslında İstanbul geçtiğimiz 100 boyunca şahit olmadığı bir rönesans yaşıyor. Yalnızca geçtiğimiz yıl kentte iki büyük müze, Modern Sanat ve Pera, açıldı. GalerIst ve Platform gibi sanat galerileri hem Türk hem yabancı sanatçıların eserlerini sergiliyor. Türk sanatçılar, modacılar, müzisyenler, yönetmenler her geçen gün uluslararası sahnede adlarından daha da bahsettiriyor. Üstelik artık kendi seslerini buldular. Yıllar boyu yaratıcı olmak Batılılık anlamına gelirken artık yerellik ön plana çıkıyor. Mercan Dede ya da Osmanlı giysilerinden esinlenerek birbirinden başarılı tasarımlar yapan Gönül Paksoy bunun en iyi örnekleri. Fransız Sokağı'nda akordioncusuna kadar her şey Fransız ama birkaç adım ötede Anadolu yemekleri ile modern menüler hazırlanıyor. Bundan 15 yıl önce Beyoğlu tehlikeli bir yer olarak görülürken şimdi yabancılar bile buradan emlak alıyor, galeri açıyor.

SANATÇILAR POLİTİK SINIRLARI ZORLUYOR
Üstelik sanatçılar artık politik olarak da sınırları zorlayabiliyor. Fatih Akın'ın "İstanbul Hatırası" belgeselinde de rol alan Kürt şarkıcı Aynur "10 yıl önce şarkı söylediğimde polis ensemde biterdi. Şimdi istediğim yerde istediğim zaman çalıyorum. Keşke bunları AB'ye girmek için değil istediğimiz için yapsaydık" diyor. Yıllardır düşman görülen Yunanlar'la bile her şey daha farklı. İnsanlar Yunan halkını konu alan fotoğraf sergilerine gidiyor. Nazım Hikmet ve Yunan şairlerin eserlerinin okunduğu dinletiler büyük ilgi topluyor. İstiklal'de sürekli Yunan pop müziği çalıyor. İstanbul Modern'in kurucusu Oya Eczacıbaşı "Kültürel bir yenilenme var. İstanbul'un gizli kalmış yanları hem Türkler'i hem yabancıları çok heyecanlandırıyor" diyor.

DÜNYANIN SONU OLMAZ
Kentin bu değişimi Türkiye'nin Avrupa'yı kucaklamasının bir işareti olarak görülebilir. AB üyeliği için yapılan reformlar ekonomi ve insan hakları konusunda önemli gelişmeleri beraberinde getirdi. Sonuçta eğer hükümet Avrupa bağlarını göstermekte bu kadar kararlı olmasaydı İstanbul'un yeni görüntüsü bu kadar etkileyici olmayabilirdi. Elbette Avrupa Türkiye'yi birliğe almayabilir. Ama bu dünyanın sonu anlamına gelmiyor. Öyle görülüyor ki İstanbul ne olursa olsun kendini yenilemeye devam edecek. Üstelik belki şimdikinden bile daha heyecanlı şekilde... İstanbul sokaklarının sesini hatırlayın- Avrupa, Türk, Balkan ve Ortadoğu müziği aynı anda duyuluyor. Tüm bunlar garip ama güzel bir harmoniyle bir araya geliyor. Bu sesi hatırlayın...

Haberin Devamı