'Çocuğum mutlu olsun' diyen ailelerin sayısı artıyor

Tatil bitti, okullar yeniden başlıyor. Öğrencilerin önünde uzun ve zorlu bir eğitim hayatı var. Anne-babaların artık en büyük endişesi, “Çocuğum akademik olarak başarılı olsa bile, mutlu olabilecek mi?” sorusu. Genelde doktorluk, avukatlık gibi mesleklere önem verip, bazı meslekleri önemsizleştiren anne-babaların çocukları yaşadıkları baskılar nedeniyle eğitim hayatı boyunca, hatta mezun olup iş hayatına başladıkları zamanda da mutlu ve huzurlu olamıyor. Türkiye’de, artık akademik başarıdansa, “Çocuğum mutlu olacağı bir mesleği yapsın yeter benim için” diye düşünen anne-babaların sayısı artmaya başladı. Psikolog Aykut Öztürk, akademik başarı kadar çocuklarının mutluluğunu, fikirlerini önemseyen velilerin sayılarının giderek arttığı söyledi. Öztürk, hem mutlu hem de akademik anlamda mutlu olmanın yolunu anlattı.

KURAL KOYAN BABA!

“Akademik kariyer mi, mutluluk mu?” Bu sorunun son günlerde en çok tartışılan konu olduğunu söyleyen Aykut Öztürk, ikisinin de mümkün olduğunu söyledi. Öztürk, “Anne çocuğunun okulda sadece mutlu olmasını istediğini söylerken, baba evde çocuğuna sınavlarından düşük not almaması ile ilgili ya da sürekli bir akademik başarı beklediği ile ilgili baskı yapabilmektedir. Çocuk bunu kognitif anlamda şemaları (inançları, kalıp yargıları) ile birleştirip ona göre bir tutum sergileyebilir. Yani baba diğer konularda da ona kızan, bağıran, sürekli kural koyan biriyse çocuk akademik başarıyı önemsemeyecektir. Böylece annenin isteği de babanın isteği de gerçekleşmeyecektir. Çocuk babasına kızgın olduğu için ders çalışmayacaktır. Anne baba arasında bu konuda sürekli bir çatışma olduğu için de mutsuz olacaktır.”

HER ÇOCUĞUN HEDEFİ VARDIR

Bu konularda bir diğer önemli fakat önemsenmeyen nokta da çocukların bu konuda fikirlerini alabilmektir. Genellikle bu konulara anne ve babalar karar veriyor. Tabii eskiden bu oran daha fazlaydı. Şu anda çocukların fikirlerini önemseyen ebeveynlerin sayısı gittikçe artıyor. Her çocuğun mutlaka bir hedefi vardır. Bu hedefi iyi öğrenip, ona sadece destekleyici bir tutumda bulunmak gerekir. Bu şekilde hem akademik anlamda başarılı olabilir, hem de mutlu olabilir.

DERS ÇALIŞMAYI İSTEMEYEN ÇOCUK

Ama anne-babanın kendi istekleri doğrultusunda hedef koyması ve bunu çocuklarına benimsetmeye çalışması, çocuğun başarılı olamamasının yanında benlik saygısını da olumsuz etkileyen bir tutum olur. Ders çalışmak istemeyen bir çocuğun ya da notları kötü gelen bir çocuğun mutlaka sebepleri vardır. Bu sebeplerde onunla konuşmadan öğrenilemez. Baskıcı olmak ya da ısrar etmek yerine ona kendi isteği doğrultusunda çözüm yolları sunmak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Sonuç olarak, çocuklarımız hem akademik anlamda başarılı bir insan, hem de mutlu bir birey olabilir. Sadece önemli olan her konuda olması gerektiği gibi, bu konuda da ortak bir tutuma sahip olmak, çocuğunuzun bu konularda fikirlerini almak ve uzmanların desteğiyle planlı bir şekilde ilerlemektir.