Gazete Vatan Logo

‘Beni cemaate hedef göstermek istiyorlar’

Kozinoğlu’nun, sır gibi saklanan savunması ortaya çıktı...

Kozinoğlu, “34 yıl terörle mücadele ettim, gazi oldum, işitme duyumu kaybettim, kurşunlara hedef oldum. Devletimin sevgisiyle çok sınandım. Ama bu davada bu işi yapanlar sınanmalı” diyor.

Silivri Cezaevi ’nde hayatını kaybeden MİT’çi Kozinoğlu ’nun, sır gibi saklanan savunması ortaya çıktı. Hakkındaki tek delil olarak gösterilen “kozinoglu3”
adlı dosyanın hazırlandığı tarihte 4’lü kararname ile yurtdışında olduğunu belirten Kozinoğlu, “Beni
Gülen cemaatine hedef göstermek istiyorlar” diyor...

OdaTv davası kapsamında tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi ’nde, savunma yapacağı duruşmaya bir hafta kala hayatını kaybeden MİT Başmüşaviri Kaşif Kozinoğlu ’nun savunması ortaya çıktı. Suçu işlediğini gösteren “tek delil”in Odatv’de bulunan harddiskteki bir klasörün adının “kozinoğlu3 ” olması olduğuna vurgu yapan Kozinoğlu, belgenin oluşturulduğu tarihte kendisinin Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı ’nın 4 ’lü kararnamesi ile Asya Bölge Koordinatörü göreviyle Afganistan’da daimi resmi görevde olduğunu açıklıyor. Kozinoğlu kendisinin davada “devlet güvenliğine ilişkin belgeleri ve yasaklanmış belgeleri temin etmek ” ve “silahlı terör örgütüne yardım etmek ” ile suçlandığını ancak iddianamede geçen suçlamaların alakasız olduğunu savunuyor. Kozinoğlu’nun 22 Kasım’da görülen ilk duruşmada okumak için hazırladığı 9 sayfalık savunmada özetle şu ifadeler yer alıyor:

Resmi görevdeydim

“Delil niteliği olmayan bir bilgisayar verisi üzerinde kim tarafından oluşturulduğu belli olmayan bir klasörde soyadımın geçmesi iddiaları benim üzerime çevirmek için yapılmış bir komplodur. Savcılık makamı salt bu soyut klasör adından hareket etmiş ve başkaca hiçbir değerlendirme ya da inceleme yapmaya gerek duymamış hatta lehime olan delilleri de görmezden gelmiştir. O tarihlte 4’lü kararname ile yurt dışı görevindeydim.”

Gülen’le ilgisi yok

Fethullah Gülen ’in Rusya ve Özbekistan’daki okullarının kapatılmasıyla ilişkilendirilmeye çalışılıyorum. Benim Fethullah okulları ile bir ilişkim ya da husumetimin bulunup bulunmamasının hakkımdaki suçlamalar ile ilgisi bulunmamaktadır. Zira; ben Özbekistan ’a ilk kez 1998 yılında gittiğimde Özbekistan ’daki Fethullah okulları zaten kapatılmış, ve yenilerinin açılması da yasaklanmıştı. Ben bu okullar ile ilk defa Afganistan ’da görev yaparken tanıştım. Özbekistan ’da kapatılmış olan okulların müdürü Mustafa Aydın Afganistan okullarında (Mezar-Şerif Hz. Ali Lisesi gibi...) görevlendirilmişti. Ben bu okullara elektrik ve su sağladım. Afganistan ’daki hizmetlerimi 2008 yılında 29 Ekim resepsiyonu sırasında Dışişleri Bakanı Ali Babacan devlet kademesine aktarmıştır. Bunun üzerine konu ile ilgili Başbakan’a brifing de verdim. Ben bu okulları kapatmadığım gibi, aksine oradaki tek Türk okulu olduğundan kollayıp ihtiyaçlarının karşılanmasını sağlamışımdır. ”

Çakıcı ve Çatlı kullanıldı

“Benim dezenformasyon faaliyetine maruz kalmamın en temel sebebi 2004 yılında yargılaması yapılmış olan Çakıcı davasıdır. Ben Cumhurbaşkanı, Başbakan, Dışişleri Bakanı ve MİT Müsteşarı dışında kimseden emir ve talimat almam. Bana MİT Müsteşarlığı görev verir ben kişilerle irtibata geçerim. Sayın Müsteşarın ve diğer MİT mensuplarının Abdullah Öcalan ile görüştüğünü tüm gazeteler yazdı. Biz istihbaratçıyız bu nasıl suç olabilir? Ancak kesin ve net söyleyebileceğim tek husus ne Alaaddin Çakıcı’yı, ne Abdullah Çatlı ’yı ne de iddianamede adı geçen diğer şahısları istihbari maksatla dahi olsa benim kullanmadığımdır. Bu kişiler ben teşkilata girmeden önce bazı MİT mensupları tarafından kullanılmaya başlanmıştır.”

Sabancı suikastı iddiası

“Sabancı suikastıyla ilgili iddialar tamamen yalandır ve Genelkurmay Savcılığı ’ndan böyle bir soruşturma olup olmadığı ve varsa bile benim adımın geçip geçmediği sorulup gerçek ortaya çıkarılabilirdi. Ne Hüseyin Pepekal isimli kişiyi, ne Abdullah Çatlı’yı ne de Dursun Karataş ’ı tanırım. Pepekal isimli şahıs benim birliğimde hiçbir zaman görev yapmamış ve astım olmamıştır. Bu kişileri tanımamam bir yana ben Özdemir Sabancı’ya suikast düzenlendiği 1996 tarihinde ve öncesinde Suriye, Bosna Hersek ve Afganistan ’da MİT Operasyon Başkanlığı bünyesinde görevliydim. Türkiye’de dahi değildim. ”

Haydar Baş iddiası

Haydar Baş ile akraba olduğum iddiaları asılsızdır. Savcılık makamı tarafından Trabzon Nüfus Müdürlüğü ’ne sorularak öğrenilebilirdi. Değil Haydar Baş tek bir BDP’li tanıdığım yok. Beni Fethullah Gülen cemaatine hedef göstermek istiyorlar. Benim bugüne kadar Gülen cemaatine ilişkin bir faaliyetim olmamıştır” diye ifade ediyor.

Sır mektup gizli kaldı

Kozinoğlu’nun ölmeden kısa bir süre önce avukatına yazdığı belirtilen mektup ile el yazısı savunması hakkında savcılığın verdiği gizlilik kararına yapılan itiraz reddedildi. Kozinoğlu’nun ölümüne ilişkin “gizlilik kararı” bulunan bir soruşturma yürütüldüğünü belirten savcılığın, mektup ve el yazısı savunmanın üzerindeki gizlilik kararının soruşturma bitene kadar süreceği ifade edildi.

Haberin Devamı