Gazete Vatan Logo

"Askeri casusluk' davasını DNA örneği çözecek"

"Askeri casusluk' davasını DNA örneği çözecek"

Kamuoyunda "askeri casusluk" olarak bilinen davanın iki numaralı sanığı emekli Albay Coşkun Başbuğ, davaya delil teşkil eden hard disklerdeki DNA örneklerinin analizi için tükürüğünden örnek verdi.

DNA testi için İzmir Adli Tıp Kurumuna gelen Başbuğ, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ)/Paralel Devlet Yapılanması'nın (PDY) önünde gördüğü hedefi yok etmek için "kadın, kız ve para" gibi şeylerle her yolu denediğini, bu yapıyla yıllardır mücadele ettiğini söyledi.

FETÖ'nün evlere delil koyduğunu bildiği için Marmaris'te yaşarken çok dikkatli olduğunu, buna göre önlemler aldığını ifade eden Başbuğ, "askeri casusluk" davası kapsamında gözaltına alınan birçok kişinin evinde kendilerine ait olmayan deliller bulunduğunu anlattı.

Mahkemede bu delillerin kendilerine ait olmadığı yönünde ifade verdiklerini ve parmak izi talep ettiklerini ancak bunun hep reddedildiğine dikkati çeken Başbuğ, ilk kez bu mahkemenin taleplerine karşılık DNA örneği verilmesini istediğini vurguladı.

"Hep aynı kişinin parmak izi"

Başbuğ, adını dosyadan duyduğu sanıklardan M.B'nin evinde bulunan hard diskteki DNA örneğiyle kendisine ait hard diskteki örneğin aynı erkeğe ait olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine kendisinin de DNA testi için numune verdiğini dile getirdi.

Başbuğ, şöyle konuştu:

"Bana ait, içi sırf müzikle dolu hard diskin muhtemelen içini değiştirerek buna sözde askeri bilgi ve belge içeren bilgiler koydular. Her evde bir delil bulundu. Bunlar sonradan yerleştirilmiş, örgüt (FETÖ-PDY) tarafından konulmuş delillerdi. Sanık bayanın evinde bulunan hard diskle benim evdeki hard diskte aynı erkeğin DNA'sı bulunmuş. Mahkeme, DNA'ların karşılaştırılması için benim DNA örneği vermemi istedi. Davayı neticelendirecek olan en kati delil DNA'dır. Verdiğim DNA örneği, davanın çözülüşünün başlangıcı. Bu DNA, şüpheli paralel polislerden birine ait çıkacak.

Diğer, incelemeye gönderilmeyen hard diskler var. Onlar da incelemeye gittiğinde aynı kişilere ait örneklerin çıktığını göreceğiz. Bunun arkasından gelecek delillerle inşallah ilk duruşmada bütün arkadaşlarımız hak ettiği beraata kavuşacak."

Mahkemeye delil diye sunulan temel unsurların hard diskler olduğunu, 8 Şubat'taki duruşmada DNA sonuçlarının ortaya çıkacağını ve bu deliller ortadan kalktığı an davanın da düşeceğine dikkati çeken Başbuğ, şunları belirtti:

"Yalancının mumu yatsıya kadar yanar' diye söz var. Mum, yatsıya kadar da dayanmadı, erken söndü. Bunların yaptıkları usulsüzlükler birer birer çıkacak. Bunlar deve kuşu aklıyla, tak takıştırla bu işlerin biteceğini zannetti ama yanıldı. Bu iş daha yeni başlıyor. Süreç içinde daha ne pislikleri çıkacak. Bu örgüt, Pensilvanya'ya gidip dinini sattı, bizim davada yaptıklarıyla ordusunu sattı, Rusya gibi devlete gidip milletini sattı. Böylesine aşağılık bir örgüt."

"Örgütte çözülme başladı, artık birbirlerini satacaklar"

Başbuğ, gözaltına alındığında o dönem Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı'nın "Demokrasilerde kaçış yok" dediğini, şimdi ise ilk kaçanın kendisi olduğunu vurguladı.

Başbuğ, şöyle devam etti:

"Bizler doğrunun er geç çıkacağını bildiğimiz için kaçmadık. Ergenekon, Balyoz gibi süreci yaşayıp arkasından gelebilecekleri bildiği halde kendilerine güvenlerinden dolayı kaçmayanlar vardı ve yargıya hesap verdiler. Yargılamanın 'y'sini duyar duymaz İngiltere, ABD'lere "aman" dileyerek kaçtılar.

Adı üstünde ihanet şebekesi. İhanet şebekesinin işi ihanet etmek, satmak. Devletin en güvenilir kurumu MİT tırlarına yapılan saldırı izah edilecek gibi değil. Bu örgütün işi satmak. Şu an satabilecek bir şey kalmadı. Artık birbirlerini satacaklar. Örgütte çözülme başladı. Vicdanının sesini dinleyip, yaptıklarını itiraf eden, mücadele eden birçok örgüt elemanını göreceğiz."

Haberin Devamı