Gazete Vatan Logo
Magazin '15 yıldır psikiyatrla yaşıyorum'

'15 yıldır psikiyatrla yaşıyorum'

Yeşim Salkım, yine çok konuşulacak açıklamalarda bulundu

Cengiz Abazoğlu’nun 2008 yaz koleksiyonuyla Hello! objektifine poz veren Yeşim Salkım, şov dünyasının hızlı temposunun sanatçıları şizofren yaptığını açıkladı. Salkım, "Bu meslek bizi anormalleştiriyor. 15 senedir psikiyatr ile yaşıyorum" dedi. Salkım, Türkiye'de ünlü olmanın büyük bir bedeli olduğunu da sözlerine ekledi: "Hiçbir şekilde özgür değilim. Bir yere oturduğumda herkes bana bakıyor. Fındık fıstık atacaklar gibi hissediyorum bazen" diye konuştu.
Türkiye’nin en çok konuşulan, merak edilen kadınlarından biri Yeşim Salkım. Özel hayatı başta olma üzere, serveti,
evlilikleri, sakınmadan söylediği sözleri ve cesur tavırlarıyla hep gündemde. O, sadece işiyle gücüyle konuşulmak istese de nedendir bilinmez kendini ’konuşuyor’ buluyor. Cengiz Abazoğlu’nun 2008 yaz koleksiyonuyla Hello! objektifine poz veren Salkım, yine çok konuşulacak açıklamalarda bulundu.

Şovunuz nasıl gidiyor?
- Okullular mı bu işi beceriyor, yoksa alaylı olup da derin dekoltesi, yırtmacı olan mı daha çok ekstra alıyor? Gördük ki alaylılar alıyor. Artık müzik yapmıyor sadece eğlendiriyoruz, bunu gördük. Armağan ile çok uyumluyuz.



Evinizde kızınız nasıl bir Yeşim görüyor?
- Gizem, 18 yaşında bir genç kız. Londra’da üniversiteye gidiyor. Arkadaş olmaya çalıştım. Yeri geldiğinde kızan, arkasından terlik fırlatan bir anneydim. Ona karşı hep dürüst oldum ve her şeyi ilk onunla paylaştım.

Ev işi yapar mısınız?
- Üç dört sene öncesine kadar daha fazla ev işi yapardım. Çok titiz bir anneyle büyüdüm. Beni 12 yaşında mutfağa sokup ilk karnıyarık yemeğimi yaptırdı. Evim düzenli ve temiz olmalıdır. Sürekli toz kontrolü yapan bir tipimdir evde. Dolaplarımı düzenlemeyi, kendime ait eşyaları toparlamayı çok severim. Evim mabedim gibidir.

Yaşamınızdan çıkardığınız en büyük ders ne oldu?
- Her şeyi yaşadım. Acılar güzeldir. Acı çekmek, zorluk yaşamak ayakta durmanızın sebeplerinden bir tanesi. Bu günümü o günlere borçluyum. O yüzden hayattan çıkardığım en büyük ders, korkmadan yürümek.

Yaşamasaydım dediğiniz bir dönem var mı?
- Herkes gibi var. O dönemler insanı bugünlere getiriyor. Zor şeyler insanı hayatta güçlü kılar. İyi ki yaşamışım ki, bugünlerdeki Yeşim’e sahibim.

Hayatınızda kim var şimdi?
- Beş aydır oyuncu Hakan Eratik ile beraberim. Özel hayatımız hakkında çok konuşmuyoruz. İyi diyelim iyi olsun.

Kadın-erkek ilişkilerinde altın kural nedir?
- Öyle bir kural yok. Kadınlar Venüs’ten, erkekler Mars’tan, bu gerçeği kabul ederek yaşamak lazım. Bildiğim tek bir gerçek var; kadın ve erkek, kedi ve köpek gibiler. Devamlı didişiyorlar. Biri kaçıyor, biri kovalıyor. Kaçan kovalanıyor. Erkekler her zaman için annelerinin oğulları. Erkeğe annelik yapıyorsun, hastalanıyor bakıyorsun. Yemeğini yapıyorsun. "Yapmayacağım öyle kadın değilim" diyorsun, yine yapıyorsun. Hayatın bir kuralı yok. Annem, babama bebek gibi baktı. Ben de hayatımdaki insanlara bebek gibi baktım. Çocuğuma da arkadaşlarıma da. Ailenizden insanlık görürseniz herkese insan muamelesi yapıyorsunuz. Kadın olmak zor zanaat.

Kaç kere evlendiniz? Başarılamayan şey ne oldu?
- Üç kere evlendim. Kızımın babasıyla evlenmedim. Olmadığı zaman olmuyor. Niye olmadığı için oturup üzerinde düşünmeye gerek yok. Bazı insan flört eder, başaramaz ayrılır. Ben flört etmedim, evlenip ayrıldığım için belki göze battım. İyi ki de evlendim. Türk toplumuna uygun yaşadım. Annemin babamın karşısına "eşim" olarak çıkardım, erkek arkadaşım olarak değil. 38 yaşına kadar bu böyle sürdü. Bundan sonra değişebilir. Kızımı da büyüttüm. Şimdi kimse bana hesap soramaz, canımın istediği gibi yaşayabilirim.

Bir kez daha evlilik düşünür müsünüz?
- Hayır. Artık evlenmeyi düşünmüyorum. Ama belki biri ayaklarımı yerden keser, beni o kadar kandırır ki o zaman evlenmeyi düşünebilirim. Benim de mutlaka hatalarım olmuştur. İlk evliliğim altı sene, diğeri üç sene sürdü.
Sanat camiasında dört ayda boşanıyorlar. Bu konuda kendimi şanslı sayıyorum.

Evleneceğiniz erkek nasıl biri olmamalı?
- Evleneceğim erkek dünya üzerinde yok. Artık özgürlüğün tadını çıkarmayı, bunu hak ettiğimi düşünüyorum. 38 yıllık hayatıma, üç evlilik, bir genç kız sığdırdım. Başarılı ya da başarısız addedilen işler yaptım. Unumu eleyip, eleğimi aşmış durumdayım. Sevgilim var, mutlu yaşarım.

Küs olduğunuz kimse var mı?
- Hayır hiç kimse yok. Ben barışçıl bir insanım.

Bu mesleğe yakışmadığınızı mı düşünüyorsunuz?
- Yakışmıyorum. Bu mesleğin insanı değilim. İlk zamanlar mecburiyetten yaptım. Çalışmak zorundaydım ve tek bildiğim şey şarkı söylemekti. Zaman içinde seviyorsunuz ama öyle bir şizofren ruhlu ki şarkıcılar, düzenli bir hayatınız yok, sabah ayrı öğlen ayrı olabiliyorsunuz. Normal olmadığımızı düşünüyorum. Bu meslek gün geçtikçe bizi daha anormalleştiriyor. 15 senedir psikiyatr ile yaşıyorum.

Dertlerinizi dostlarınızla paylaşmaz mısınız?
- Anlatmadığım halde başım çok yandı, anlatsam ne olurdu acaba.

"Camiada beni sevmezler" diyorsunuz, siz onları seviyor musunuz?
- Rekabet ortamında hemcinslerin birbirini sevebilmesi çok zor.

Sizi yaralayan bir bedel oldu mu?
- Hiçbir şekilde özgür değilim. Türkiye’de şöhrete aşırı merak var. Bu kadar meraklılarsa biz gidelim onlar gelsin. Yerimi vermeye hazırım.

Hayatımdaki tek eksik bir bebek

Nasıl bir kadın asla değilsinizdir?
- Asla insanları sırtından vurabilecek yapıya sahip bir kadın değilim. İnsanları aldatabilecek bir kadın da değilim çünkü hep aldatanın kendini aldattığını düşünürüm. İki yüzlü bir insan asla olamam, olmadım da. Her şeyi çok açık ve net yaşadığım için zaten bazı sıkıntılar çektim. Çok cesur bir kadın olduğumu düşünüyorum. Korkak bir kadın değilim, asla da olmayacağım. 12 yaşında erkek çocuğu döverdim. Kardeşimi ben korurdum.

Hayatınızda eksik olan şey ne?

- Bir bebek. Bir tane bebeğim olsa, şu anda dünyaya yeniden gelmiş gibi olurdum. Kalıtımsal bir hastalık, Gizem’i de tesadüfen doğurmuşum. Artık doğuramam, ama bir bebek evlat edinebilirim.

Soygundan beri mücevher almıyorum

Servetinizin çokluğundan bahsedildi hep. Onu iyi idare edebildiniz mi?
- Herkesin serveti kendine. Eminim ki sanat dünyasının içinde benden çok daha büyük servete sahip olan meslektaşlarım var. Kızımın geleceğini düşünerek bazı şeyleri toparlamaya çalıştım. Hiç öyle dışarıdan göründüğü kadar tutumlu değilim. Evinizi de, kredi kartlarınızın limitini aştığını görünce onları kontrol etmeyi de öğreniyorsunuz. Gençlikte insan çok düşünmüyor ama 35 yaşından sonra daha özen gösteriyorsunuz.

En çok neye para harcıyorsunuz?
- Son zamanlarda hiçbir şeye çok para harcamıyorum. Devir tasarruf devri. İki senedir aynı cep telefonunu kullanıyorum. Eskidi yere düşmekten. Kozmetik hiç kullanmam. Cilt bakımına senede bir kere giderim. En çok para harcadığım şeylerin başında gözlük gelir, dağıtmama rağmen 300’ü geçmiştir sayısı. Son soygun olayından sonra hiçbir şekilde mücevher, saat almamaya ve takmamaya karar verdim. Annemin mücevherlerini takıyorum. Sait Koç sevdiğim bir dostum, özel gecelerde ya da televizyona çıkarken, ondan gidip alıyorum, takıyorum ve iade ediyorum. Tıpkı yurt dışındaki ünlülerin yaptığı gibi.

Haberin Devamı