Cumhuriyet Gazetesi’nin sahibi kim?

Kurucusu Yunus Nadi’nin şu andaki Cumhuriyet Gazetesi nedeniyle muhtemelen mezarında kemikleri sızlıyordur. Çünkü bugünkü Cumhuriyet Gazetesi ile 1924’te kurulan o Cumhuriyet Gazetesi’nin logo dışında bir bağı kalmadı.

Cumhuriyet Gazetesi’nin sahibi kim

Cumhuriyet Gazetesi 1924 yılından beri yayın hayatında.

Orası bir okul oldu.

Sayısız gazeteci yetişti.

Birçok iz bırakan genel yayın yönetmeni görev yaptı.

Ancak kurucusu Yunus Nadi’nin şu andaki Cumhuriyet Gazetesi nedeniyle muhtemelen mezarında kemikleri sızlıyordur.

Niye mi?

Anlatalım…

Çünkü bugünkü Cumhuriyet Gazetesi ile 1924’te kurulan o Cumhuriyet Gazetesi’nin logo dışında bir bağı kalmadı.

İlkeler unutuldu.

Etik rafa kaldırıldı.

Gazete adeta Operasyon bültenine dönüştü.

Cumhuriyet gazetesi operasyonel ve sözde haberler nedeniyle ciddiye alınmamaya başlandı.

Onlarca yılın Cumhuriyet gazetesi eridi, eridi…

Satış rakamı artık tiraj raporlarında 20 bin civarında görünüyor.

Gazetecilik maliyetli bir iş.

Çalışanların parası, baskı, dağıtım, kağıt parası vs.

Peki bu kadar az satan bir gazetenin milyonluk maliyeti nasıl karşılanıyor?

Çalışan maaşlarından, kağıt parasına kadar tüm giderler için para nereden geliyor?

Hangi fonlar akıyor?

Bunların bir cevabı yok.

Ancak görünen tek bir şey var.

Cumhuriyet Gazetesi sözde haberleriyle hedef alıyor, hedef gösteriyor.

Haberin Devamı

Sözde haberlerinin manipülasyon kaynağı ne dendiğinde ise kastedileni anlamamış gibi “haberci kaynağını açıklamaz, açıklanamaz” diyerek topu taca atıyor.

Ey Cumhuriyet Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya; Evet bir gazeteci haber kaynağını açıklamaz.

Açıklamaya zorlanamaz.

Bu hepimizin malumu.

Ancak burada Cumhuriyet’ten beklenen ve cevap bekleyen soru şu;

Cumhuriyet o sözde haberleri yapsın diye mi fonlanıyor?

Hangi fon hangi haberi yapması için neler fısıldıyor?

CUMHURİYET GAZETESİ KAYNAKLARINI AÇIKLAMALI…

Cumhuriyet okunmayan ve ciddiye alınmayan bir gazete haline getirenlerin herkese gazetecilik dersi vermeye çalışması Gırgır dergisinin karakterlerinden biri olan ‘Utanmaz Adam’ı akla getiriyor.

Çok değil birkaç ay öncesine gidelim.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Aykut Küçükkaya’nın temmuz ayındaki açıklamasını hatırlayalım.

Küçükkaya, Cumhuriyet Vakfı yönetiminin gazete çalışanlarının sendikadan ayrılmaları için baskı yaptığını söyleyerek istifa etmişti.

Haberin Devamı

"Arkadaşlarımın hakkını savunacağım" demişti.

Görüntüde ne kadar ilkeli bir davranış değil mi?

Oysa ki gerçek öyle miydi?

Bu soruya cevabı Türkiye İşçi Partisi İstanbul Milletvekili Ahmet Şık verdi.

Şık, sosyal medya hesabından Aykut Küçükkaya'ya adeta yaylım ateşi açtı.

Küçükkaya’yı gazetecilere komplo ile suçladı. “İş arkadaşlarının tutuklanmasında Alev Coşkun'un tetikçisi olarak görev ve rol almakla yetinmeyip bir de savcı tanıklığı yapan kişi ilkeli olmaktan, saygıdan bahsediyor” dedi.

Peki Küçükkaya buna bir cevap verebildi mi?

“Kimsenin tetikçisi olmadım? Kimsenin aleyhinde komplo kurmadım, savcıya tanıklık yapmadım” diyebildi mi?

Hayır.

Hatta her nasılsa birkaç gün sonra pişkin pişkin yeniden boşalttığı koltuğa yeniden oturdu.

O sözde haberleri yapmaya ve yaptırmaya devam etti.

Manipülasyon kaynağı sorulduğunda ise aynı pişkinlikle “kaynağımı açıklamam, açıklamaya zorlanamam” dedi.

Evet kaynağınızı hiçbir ortam ve şartta açıklayamayacağınızı biliyoruz sayın Küçükkaya.

Haberin Devamı

Fakat yine de soralım;

Cumhuriyet çalışanlarına ortalama ne kadar maaş veriyor?

Onlara insanca yaşamak için gerekli ücreti ödüyor mu?

Yoksa gazeteye akan kaynaklar sadece birilerinin cebini mi dolduruyor?

Olan yine gariban emekçiye ve hayatını gazeteciliğe adayanlara mı oluyor?

Cumhuriyet’te çalışan bir muhabirle gazeteci Küçükkaya’nın maaşı kıyaslandığında ortaya nasıl bir tablo çıkıyor?

Dilerim ki Küçükkaya benim açıklamama gerek kalmadan gazeteye akan kaynakları ve ortalama çalışan maaşlarını göğsünü gere gere açıklayacaktır.

Hodri meydan…

İletişim için: ulviyasariletisim@gmail.com

DİĞER YENİ YAZILAR