Kadir Çetinçalı

Kadir Çetinçalı

kcetincali@gazetevatan.com

Devrim mi, balon mu?

Haberin Devamı

LEO Franco’nun yediği hatalı golün, F.Bahçe yenilgisinin kırılma anı olduğunu düşünen G.Sarayılılar’ın pembe gözlüklerini çıkarma vakti geldi. Ali Haşhaş’ın içten isyanı belki de G.Saray’da etekteki taşların dökülmesini sağlayacak. İçten içe karşılıklı dolmak yerine, kişisel öne çıkışı değil, G.Saray’ın çıkarlarını önde tutmak Adnan Polat ve yeni ekibinin öncelikli hedefi olursa; şu an içinde bulunulan kriz sona erer.

150 MİLYON LAZIM

SONRASINDA iş, başkan Adnan Polat’ın liderliğine kalacak. Çatırdayan yapıyı asıl onaracak olan lider o olmalı. Gidin futbolculara sorun “Neden bu haldeyiz?” diye. Rijkaard’ın sisteminin bu takımın futbolcu yapısına uymadığını çoğu rahatlıkla anlatacaktır. Sezon başı zayıf rakiplere karşı alınan parlak sonuçlar sonrasında, iş dirençli rakiplerle karşılaşınca değişti. Eskişehir, Trabzon ve F.Bahçe yenilgilerinin ortak bir noktası var. G.Saray geriye düştüğü andan sonra organize tek bir pozisyon dahi üretemedi.

ASIL sıkıntı forvet hattında değil orta alanda. Rijkaard’ın bir devrim olması için İniesta, Xavi, Gerard, Essien, Lampard gibi en az üç oyuncunun transferi gerekiyor. Yani en az 150 milyon Euro transfer bütçesi zorunlu. O zaman; Rijkaard ya kafayı değiştirecek ya da gidecek, başka yolu yok. G.Saray’ın orta sahasının bütün yükü iki ön libero Mustafa Sarp ve Mehmet Topal’a yıkılıyor. Bu iki oyuncunun kapasitesi belli. Rakipler uyandı, G.Saray’a kendi ceza alanında baskı yapıyor. Alemci Jo ve Keita bireysel üstünlük sağlayamazsa yeniden iş Topal&Sarp’ın sırtında. Kısır döngüyü Rijkaard seyrediyor.

ADRES UZAK DEĞİL

RIJKAARD’IN hal ve tavırları, G.Saray’ı hâlâ pek içine sindiremediği izlenimi veriyor. Florya’ya mesai gibi gelip gidiyor. Oysa G.Saray’ın bu dağınık görüntüsünü toparlamak için antrenman saati dışında da mesai gerektiği ortada. Ama uyuşuk yapısı canlanacak gibi değil. Rijkaard’a ciddi bir elektro şok gerek. Bu haliyle kusura bakmayın ama sevgili başkan Polat, Rijkaard bir devrim değil. Gösterişli, iri, kara bir balon gibi duruyor.

G.Saray’da devrim aslında pek uzak değil. O, sessiz, sakin, efendi haliyle, 15-20 seyircinin desteği ile fırtınalı Olimpiyat Stadı’nda, mütevazı kadrosuyla, yaşanan çok sayıda sakatlığa rağmen takımını dimdik ayakta tutan temiz yüzlü bir Türk çocuğu...

DİĞER YENİ YAZILAR