Macera ve özgürlüğün efsane markası Jeep’in 75'inci yıldönümü Türk maceraseverlerin katılımıyla geçtiğimiz hafta Fethiye’de kutlandı. Katılma şansı bulduğum etkinlik Jeep markasının imajı doğrultusunda tabi ki çeşitli maceralar ile doluydu. Ünlü rallici Orhan Çelen’in seçtiği heyecan dolu Akdağ, Babadağ tırmanış parkurları ve tırmanış sonrasında dağdan inmek için paraşüt atlayışı gerçekleştirmemiz bu maceralardan sadece bir bölümüydü.
Kült araç ordunun ihtiyacından doğdu...
Efsane Jeep markasının hikâyesi 1940 yılında Amerikan ordusunun "Hafif Keşif aracı" üretimi için 135 firmaya davet mektubu iletmesi ile başlıyor. Bu mektuba cevap veren üç firmadan biri olan Jeep markasının büyükbabası Willys-Overland, Willys MB adı verilen ilk aracını üretti. Ancak ordu ve dünya bu modeli daha sonra Jeep olarak tanıdı. 75 yıl önce bu şekilde doğan marka zaman içinde kült hale geldi ve bulunduğu araç sınıfına adını verdi. İkinci Dünya Savaşı'nda üretilen Jeep Askeri imajından çok, özgürlük, tutku, özgünlük ve macera ile özdeşleşti ve ilk serilerinden bu yana arazi ve doğa tutkunlarının favorisi haline geldi. İlk 4X4 olan Willys 630 bin adet üretildi.
Zorlu engelleri başarıyla aşıyorsunuz...
Fethiye’de yapılan etkinlikte toplamda 320 km’lik, arazi ve asfalt etaplardan oluşan doğal parkurlarda Wrangler Rubicon, Grand Cherokee, Cherokee ve Renegade modellerini test etme şansım oldu. Bu araçların her birinde Jeep DNA’sını görmek mümkün. Dünyada ender bulunacak güzellikteki cennetlerinden biri olan Babadağ sonrasında ana Roma antik yolları ve Gömbe Yaylası’nı aşıp Batı Toroslar dağ sırasının en yüksek tepesi olan 2.500 metrelik Akdağ zirvesine zorlu parkurlar sonrasında ulaştık. Bu yolculukta kullandığım tüm Jeep modelleri zorlu engelleri başarıyla aşarak markanın başlangıç modellerinin bile yüksek arazi kabiliyetini tescillediler.
Zorlu etaplarda macera tutkunlarını yalnız bırakmayan Marka Direktörü Türker Gürtekin, “Jeep Türkiye olarak markanın 75'inci yılını çeşitli etkinliklerle kutlamayı sürdürüyoruz. Bu kapsamda markanın ruhunu yansıtan DNA’sını gözler önüne sereceğini düşündüğümüz bir off-road etkinliğine Fethiye’de ev sahipliği yaptık. Yıl bitmeden farklı organizasyonlara imza atmayı sürdüreceğiz” dedi. 2016 yılında Jeep Renegade, Cherokee ve Grand Cherokee modellerinin 75'inci yıl özel versiyonlarını satışa sunduklarını da vurgulayan Türker Gürtekin, "Sınırlı sayıda ve özel üretim olan bu modellerin tamamı özel seriler için seçilmiş özel renklerle showroom’larımızda yerini aldı" dedi.
Müşterilerine AMG deneyimini yaşatmayı amaçlayan Mercedes AMG Lounge merkezini İstanbul Park’ta açtı.
Dünyanın farklı şehirlerinde Mercedes müşterilerine AMG deneyimini sunmak için oluşturulan AMG Lounge Konsepti’nin Türkiye ayağı İstanbul’da bulunan eski Formula 1 pistinin, yani yeni adıyla intercity İstanbul Park’ın içine açıldı. AMG Lounge Avrupa’da bulunan AMG deneyim merkezinin Türkiye ayağı olmayı planlıyor ve Avrupada AMG deneyimi yaşamak isteyen sürücülerin burayı ziyaret etmesi planlanıyor. Burası diğer ülkelerden farklı olarak diğer marka araç sahiplerinin de Mercedes bayileri aracılığı ile ziyaret edip test sürüşüne çıkabileceği bir merkez. Ziyaret ettiğim AMG Lounge’ta birçok AMG modelini çeşitli parkurlarda test etme şansı buldum ve 1967 yılında Daimler mühendislerinin kurduğu ve zaman içinde Mercedes bünyesine katılan bu şirketin neden hayranlık uyandırdığını bir kez daha gördüm.
Özel Parkurlar
İstanbul Park kompleksi içine çeşitli yol koşullarını deneyimleyebileceğiniz istasyonlar yerleştirilmiş. Bu istasyonlardan en çok hoşuma giden karlı zemin hissi veren drift parkuruydu. Seçtiğim C63 AMG modeliyle yarıçapı 10 metre olan ve özel bir materyal ile kaplanmış ıslak zeminli bir dairede aracı kontrol edip dairenin etrafında dönmeye çalıştım. Tabi 510 beygir güç üreten 8 silindirli aracı kontrol etmek oldukça zordu. İzleyenlerin bir hayli eğlendiklerine eminim.
AMG GT S sürücüye güven veriyor
Formula 1’e ev sahipliği yapmış efsane pistte AMG GT S, C63 S, CLA 45 4MATIC, A 45 4MATIC ve C63 S modellerini deneme şansımız oldu. Merak uyandıran ve 2.0 litre motora 381 Bg güç sığdıran rekortmen AMG A45 ve CLA 45 modelleri teknik olarak birer ikiz ve 100 km hıza 4.2 saniyede ulaşıyor. Pistte diğer yüksek motorlu AMG’lerden çok fazla eksiği olmayan bu aracın vergi avantajını da düşününce etkilenmemek imkansız. AMG C63 S modelleri ise pistte 510 Bg’lik Biturbo motorunun gücünü hissettiriyor ve AMG A45 ile hızlanma sürelerinin neredeyse aynı olmasına rağmen 4.0 litre motorun rahatlığını görüyorsunuz. Pistin favorisi ise yarış için tasarlanmış AMG GT S. İlk bakışta teknik verileri C63 S serileri ile aynı gözükse de AMG GT S hiçte öyle olmadığını gösteriyor. 100 km hıza 3.8 saniye ulaşan araç piste adeta yapışarak sürücüye inanılmaz güven veriyor.
Peki sizin tabletiniz hangisi? Seçim yapmakta zorlanan teknoloji tutkunları için önerilerimiz...
Toplam tablet ve akıllı telefon sayısının masaüstü ve dizüstü PC sayısını geçtiği 2013 yılı verileri ve önümüzdeki yılların tablet satış tahminleri üreticilerin içinde bulunduğu rekabeti anlatmak için yeterli oluyor. Geçtiğimiz salı günü tablet piyasasının önemli aktörlerinden Apple, iki yeni modelinin tanıtımını yaptı ve rakiplerinin hamlesini beklemeye başladı. Tablet bilgisayar üreticileri arasındaki rekabet arttıkça tüketicilerin karar vermesi zorlaşıyor. Sizde tablet bilgisayar almayı düşünüyor ve marka, model seçmekte zorlanıyor. Hangi tabletin size uygun olduğunu merak ediyorsanız işte önerilerimiz...
Okumayı sevenlere
Apple’ın yeni lansmanını yaptığı iPad Air’da dergi, gazete ve dökümanlarınızı okumak çok keyifli olacak çünkü 9.7 inç büyüklüğündeki retina ekranı gözünüzün algılayacağından fazla piksel taşıyor (3.1 milyon piksel) ve elinizde kaliteli bir dergi varmış hissi yaratıyor. Bir önceki model olan iPad dördüncü jenerasyona göre yüzde 28 daha hafif. iPad Air aynı zamanda yüzde 20 daha ince ve sadece 469 gram. Air modelinin işlemci hızı, kablosuz bağlantı hızı ve grafik performanslarıda bir önceki modele göre de iki kat daha üstün. Yalnız pil ömrü de tüm bu artılara rağmen hala 10 saat. Amerika satış fiyatı en ucuz modeli için 499 dolar olarak açıklanan iPad Air kısa süre içinde Türkiye’de satışa sunulacak.
Tüketicilerin yüksek kaliteli fotoğraf çeken ağır DSLR fotoğraf makineleri ile DSLR’ların fotoğraf kalitesini yakalayamayan ama cebe sığan hafif kompakt fotoğraf makinelerinin arasında karar vermekte zorlanması global üreticiler için yeni bir rekabet alanı oluşturdu. Yeni değiştirilebilir lense sahip olan kompakt fotoğraf makineleri üretilmeye başlandı ve DSLR fotoğraf makinelerinin yüksek kaliteli fotoğraflarıyla yarışabilir hale geldi. Pazarın büyümesi nedeniyle tüm markaların ürettiği değişebilir lense sahip olan kompakt fotoğraf makineleri sayesinde, artık tüketiciler tatile giderken yükten tasarruf ederken kaliteden taviz vermeyecekler. İşte değişebilir lensli ve yüksek kaliteli fotoğraf çeken kompakt fotoğraf makinelerinden bazıları...
Panasonic Lumix GX1
Panasonic Lumix G serisinin en yeni değiştirilebilir lens sistemli fotoğraf makinesi, kompakt tasarımı, dokunmatik ekranı ve 413 gram ağırlığıyla öne çıkıyor. Metalik gri ve siyah renk seçenekleriyle piyasaya sürülen Lumix GX1, 16 megapiksel görüntü sensörüne sahip. 0.09 saniye otomatik odaklama hızı olan Lumix GX1 saniyede 20 kare fotoğraf çekebilme özelliği ile hızlı görüntüler arasında çok net kareler yakalayabiliyor. 14 adet değiştirilebilir lens çeşidine sahip olan GX1, İSO 12.800 derecesinde ışık duyarlılığı sunarken, Full HD video çekme özelliği ile de hareketli görüntülerinizi de ölümsüzleştirme şansı sunuyor.
Sony NEX-7
Türkiye’nin ilk operatör markalı tableti Vodafone Smart Tab 10’un tanıtımı geçtiğimiz hafta sonu moda, sanat, cemiyet, spor ve basın dünyasından birçok ünlü simanın katılımıyla Bolu Kartalkaya’da yapıldı. Vodafone böyle bir tanıtımı şehir dışında dağlık bir bölgede yaparak kapsama alanının ve Smart Tab 10’un internet kullanımının kalitesine vurgu yapıyordu. Kaya Palazzo Otel’de verilen davete katılan ünlülerin Vodafone’un yeni tabletine gösterdikleri yoğun ilgi gelecekteki Smart Tab 10’un popülaritesinin habercisi gibiydi.
Birçok teknolojik yeniliğe öncülük eden Vodafone’un tablet PC atağı aslında beni hiç şaşırtmadı. 2011 yılındaki akıllı telefon ve tablet PC satışlarının normal bilgisayar satışlarından fazla olduğunu göz önünde bulundurursak ve 2010 yılında 17 milyon civarında olan tablet satışlarının 2011 yılında 63 milyona çıktığını ve 2015’de 320 milyonu geçmesinin beklendiğini düşünürsek, Vodafone’un bu pazarda yer almaması aslında sürpriz olurdu. Vodafone Türkiye Yeni Müşteri Segmenti Direktörü Fatih Uysal, Vodafone Smart Tab 10’u ilk olarak gençlerin kullanımına sunmak istediklerini söyleyerek, "Ülkemiz nüfusunun yaklaşık yarısını oluşturan gençler internet kullanımında yüzde 87 gibi önemli bir oranla başı çekiyor. Araştırmalarımız ancak gençlerin yalnızca yüzde 27’sinin taşınabilir bir bilgisayarı ve sadece yüzde 0.9’unun tableti olduğunu gösteriyor. Vodafone Smart Tab 10 ile tüm gençleri geleceğin teknolojisi tablet ile buluşturmayı hedefliyoruz" diyor.
Favori filmlerinizi TV’ye aktarabilirsiniz
Vodafone Smart Tab 10’un kaliteli malzemelerden oluşmuş şık bir tasarımı var. 10 inç multi-touch özellikli ekranı “1280 X 800” piksel ve 16 milyon renk kapasitesinde ve parmak hareketlerine verdiği tepkiler oldukça iyi. Favori filmlerinizi yüksek kapasiteli “Smart Tab” ekranında izlemenin dışında HDMI/DLNA özelliği ile televizyonunuza aktarıp izleyebiliyorsunuz. Çift çekirdekli 1.2 GHZ işlemciye ve Android 3.2 (HoneyComb) işletim sistemine sahip olan Smart Tab 10’un menüleri arasında çok hızlı gezinti ve işlem yapılabiliyor. Android işletim sisteminin sağladığı 400 bin’in üzerinde uygulamadan yararlanmak mümkün. 16 GB dahili hafıza kapasitesi ile satılan ve MicroSD kart ile 16 GB ekstra kapasite ilave edilebilen Vodafone Smart Tab 10, ön ve arka olmak üzere 2 ve 5 MegaPixel sensörlü kameralara sahip. Asıl kullanım amacı olan mobil internet için gereken 3G ve Wi-Fi, Smart Tab 10 üzerinde standart olarak geliyor. Vodafone Smart Tab 10’da rakiplerinden farklı olarak Adobe Flash Player desteğinin olması başlı başına tüketicilerin cihazı tercih sebebi olacaktır.
Soğuk günler devam ederken güzel havaları düşleyip kendimizi yaza hazırlıyoruz. Ama kilo vermek için fırsat olacak bu günleri spor yapmadan heba ediyoruz. Havalar ısınmaya başladığında da ağustos böceği misali spor ve diyete yoğunlaşsak da, yaza formda başlayamıyoruz. Peki ya bu tür sorunlar için çözüm üreten basit aplikasyonlar olsa hayatımız nasıl değişir? İşte diyet aplikasyonları...
All-in YOGA
1 milyon kullanıcıya ulaşan All-in YOGA aplikasyonu, yoga pozisyonlarını fotoğraf, video ve sesli şekilde anlatıyor. Her pozisyon için 3 boyutlu kas modellemesi yapan aplikasyon, nefes ve çeşitli yoga egzersizlerinin de bulunduğu programları kullanıcı parametrelerine göre öneriyor. Özellikle kadınların favorisi olan All-in YOGA, sağlığınızı ve formunuzu evde korumanız için gereken tüm özellikleri içeriyor.
Calorie Counter & Diet Tracker by MyFitnessPal
Popüler sağlık ve zayıflama aplikasyonları listesinde üst sıralarda yer alan “Calorie Counter & Diet Tracker by MyFitnessPal” 1 milyondan fazla gıdanın kalori değerlerinin bulunduğu kütüphanesiyle şimdiye kadar ki en kapsamlı diyet aplikasyonu. Özellikle diyet programları uygulayan kullanıcılara sunduğu kolay yemek giriş ara yüzü ve popüler yemeklerinizi hafızada tutma özelliğiyle diğer aplikasyonlardan bir adım öne geçiyor.
Arsenal Futbol Kulübü eski başkanı David Barry Dein da yarışa katılanlar arasındaydı. Bulunduğu yat “Take It Easier” Mega Yat kategorisinde üçüncülüğü kazandı. Ayrıca en şık giyinen takım ödülünün de sahibi oldular.
Bu yıl 23’ncüsü düzenlenen uluslararası Bodrum Yat Kupası, yarıştan öte festival havasındaydı. Dünyanın dört bir yanından yarışa katılan yelkene gönül vermiş yaklaşık bin sporcu ve misafir, hem yarıştı hem de kiraladıkları mega yatların keyfini çıkardı. 1989 yılından itibaren ERA Bodrum Yelken Kulübü tarafından her yıl düzenlenen Bodrum Yat Kupası’nın asıl amacı Bodrum’un charter filosundaki kaptan ve mürettebatın yelken bilgi ve becerisini geliştirmek. Yarış ise yaz sezonu bitişinin kutlaması niteliğinde gerçekleşiyor. Yabancı ahşap yatların da katıldığı Bodrum Yat Kupası aynı zamanda Bodrum tersanelerinde yapılan yatların sergilenmesine olanak sağlıyor. Yarışa katılmak isteyenler charter yatlarını kiralayarak yaz sezonunu uzatıyorlar.
Zafer Malta bayraklı Daima’nın
Yaklaşık 100 yatın katıldığı ve ülkemizde denizcilik alanında gerçekleştirilen en değerli etkinlilerden biri olarak kabul edilen Bodrum Yat Kupası’nın bu yılki galibi Malta bayraklı “Daima” yatı ile yarışan İhsan Süslü ve ekibiydi. Bodrum’un devasa ahşap yat filosunun yelkenleri ile dolan ufuk çizgisinin unutulmaz manzarası eşliğinde başlayan Vodafone Red, final etabında sabah hafif esen rüzgâr nedeniyle yarış taktikleri ön plana çıktı. Yelken alanı büyük olan bazı tekneler daha uzun bir rota çizerek dağlardan gelen rüzgârı yakalamaya çalıştı, diğerleri ise kısa rotayı takip etti. Öğleden sonra kuvvetlenen rüzgâr yarışın sonucunu da etkiledi. Dört etap sonunda oluşan genel klasmanda ‘Swansong’, Standart Yelken Donanımlı Tekneler Kategorisi’nde ‘Kaptan Yarkın’, Tırhandil Yatlar Kategorisi’nde ‘Montenegro’, Misafir Yatlar A Kategorisi’nde “Nikita”, Performans Cruiser Kategorisi’nde ‘Extasea’, Traditional Yatlar A kategorisinde ‘Ayaz’, B Kategorisi’nde ‘Montenegro’, C Kategorisi’nde ‘Knidos’ teknelerinin ekipleri birinci oldu. Organizasyon Komitesi Başkanı ve Era Yat Kulüp Başkanı Erman Aras, Bodrum Cup yarışlarına 15 yıldır aralıksız katılan “Montenegro”, 20 yıldır aralıksız katılan “Nostalgia” ve “Ayaz” tekneleri ekiplerine teşekkür plaketi sundu. Vodafone Türkiye İletişim Kıdemli Müdürü Tolga Yücel, genel klasman birincisi ‘Swansong’ teknesinin ekibine kupasını verdi ve Vodafone Türkiye olarak toplumların ekonomik ve sosyal yönden gelişiminde sporun yadsınamaz öneme sahip olduğuna inandıklarını ve bu doğrultuda sporun tüm dallarına yatırım yaptıklarını belirtti.