Gazete Vatan Logo

Yasin Suresi Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri! Yasin Suresi okumanın yararları ve faziletleri ne?

Yasin Suresi Mekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan “Yâ-Sîn” harflerinden alır. Sûrede başlıca insanın ahlâkî sorumlulukları, vahiy, Hz. Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konu edilmektedir. Peki, Yasin Suresi okumanın yararları nelerdir? Yasin süresi kaç ayet? Ramazanda her gün Yasin süresi okumanın fazileti ne? İşte Yasin Suresi Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri!

Yasin Suresi Türkçe Arapça okunuşu ve tefsiri! Yasin Suresi okumanın yararları ve faziletleri ne?

Kuran-ı Kerim’de 36. Sure olan Yasin suresi, ‘Kuran’ın Kalbi’ niteliğinde bir suredir. Peygamberimiz aleysselam sahih bir hadis-i şerifinde (İmam Ahmed, Ebu Davud, Nesai, İbn Mace ve Taberani rivayetle) ‘Kuran’ın kalbi Yasin suresidir’ buyurmaktadır. İnsana huzur veren ve imanını artıran bu surenin günlük okunması durumunda kişinin kalbi nurlanır ve kötü düşüncelerden arınır. Yaaa-siiin şeklinde okunur ve bu kelimeler huruf-u mukatta’dır. Yani anlamı olmayan sadece ‘dikkatin verilmesini isteyen’ kelimelerdir. Bu iki harf sureye isim olmuştur.

YASİN SURESİ TÜRKÇE OKUNUŞU

Bismillâhirrahmânirrahîm.

Yasin

Vel kur'anil hakiym

İnneke le minel murseliyn

Ala sıratım müstekıym

Tenziylel aziyzir rahıym

Li tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilun

Le kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minun

İnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehun

Ve cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırun

Ve sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minun

Haberin Devamı

İnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerım

İnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiyn

Vadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselun

İz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselun

Kalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa tekzibun

Kalu rabbüna ya'lemü inna ileyküm le murselun

Ve ma aleyna illel belağul mübın

Kalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliym

Kalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifun

Ve cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul murseliyn

İttebiu mel la yes'elüküm ecrav vehüm mühtedun

Ve ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceun

E ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la yünkızun

İnnı izel le fı dalalim mübın

İnnı amentü bi rabbiküm fesmeun

Haberin Devamı

Kıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya'lemun

Bima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiyn

Ve ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliyn

İn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidun

Ya hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziun

Elem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciun

Ve in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarun

Ve ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külun

Ve cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel uyun

Li ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürun

Sübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya'lemun

Ve ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimun

Veş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliym

Vel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiym

Leşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehun

Haberin Devamı

Ve ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhun

Ve halakna lehüm mim mislihı ma yarkebun

Ve in neşe' nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazun

İlla rahmetem minna ve metaan ila hıyn

Ve iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamun

Ve ma te'tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridıyn

Ve iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut'ımü mel lev yeşaüllahü at'amehu in entüm illa fı dalalim mübın

Ve yekulune meta hazel va'dü in küntüm sadikıyn

Ma yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzühüm vehüm yehıssımun

Fela yestetıy'une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciun

Ve nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilun

Kalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselun

İn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy'ul ledeyna muhdarun

Fel yevme la tuzlemü nefsün şey'ev vela tüczevne illa ma küntüm ta'melun

İnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihun

Haberin Devamı

Hüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiun

Lehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeun

Selamün kavlem mir rabbir rahıym

Vemtazül yevme eyyühel mücrimun

Elem a'hed ileyküm ya benı ademe el la ta'büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiyn

Ve enı'büduni haza sıratum müstekıym

Ve lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta'kılun

Hazihı cehennemülletı küntüm tuadun

Islevhel yevme bima küntüm tekfürun

El yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibun

Velev neşaü letamesna ala a'yünihim festebekus sırata fe enna yübsırun

Velev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciun

Ve men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya'kılun

Ve ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur'anüm mübiyn

Li yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirın

E ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en'amen fehüm leha malikun

Ve zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye'külun

Ve lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürun

Vettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarun

La yestetıy'une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarun

Fela yahzünke kavlühüm inna na'lemü ma yüsirrune ve ma yu'linun

Evelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübın

Ve darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramım

Kul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alım

Ellezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdun

Eveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alım

İnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekun

Fe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceun

Yasin Suresi Arapça Okunuşu 



YASİN SURESİ OKUMANIN YARARLARI VE FAZİLETLERİ

Yasin-i Şerif Peygamberimiz aleyhisselam’ın buyurduğu gibi Kuran’ın kalbi, Kuran’ın anasıdır. Ruhları durgunluktan kurtarması ve ruhları harekete geçirmesi Yasin Suresinin değerini artırmaktadır. Yine İmam Ahmed, Ebu Davut ve İbn Mace rivayeti ile Rasulullah aleyhisselam ‘ Ölmekte olan kişilere Yasin okuyun’ buyurmaktadır. Öldükten sonra değil, ölüm anında Yasin okumak sünnettir. Ayrıca bir işin gerçekleşmesi için Yasin-i Şerif okumak da bidattir. Yasin-i Şerif şifa için okunabilir.

Bu surede ahiret tasviri, gezegenlerin hareketi ile ilgili tasvirler insanların gözünde ahiretin canlanmasında etkili olmaktadır. Ölümü hatırlatan, akıllara Allah-u Teala’nın gücünü tasvir eden sure, kalbin canlanmasına neden olur ve kalbi hareketlendirir. Arapça, meal ve tefsirinin okunması kişide manevi duyguları yükseltir.

Yasin Suresi için tıklayın 

YASİN SURESİ TEFSİRİ

Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir (bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1). Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir (İbn Atıyye, IV, 445). Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır (Taberî, XXII, 148-149).

Araplar’da yalan yere yemin etmenin dünyanın harabına yol açacak kadar ağır bir kötülük olduğuna inanılırdı. Resûl-i Ekrem de bir hadisinde bu anlayışı teyit etmiştir. İşte bu âyetlerde Hz. Muhammed’in gerçek bir peygamber olduğu bir yemine bağlı olarak ifade edilmektedir; üzerine yemin edilen ise muhataplarınca kendileri tarafından bir benzerinin ortaya konamayacağı anlaşılmış bulunan eşsiz mûcize Kur’ân-ı Kerîm’dir (Râzî, XXVI, 41). “Hikmet dolu” diye çevrilen 2. âyetteki hakîm kelimesi, “muhkem, sağlam; öğütleri, buyruk ve yasakları yerli yerince olan” şeklinde de anlaşılmıştır (İbn Atıyye, IV, 446).

Genellikle müfessirler, “ataları uyarılmamış” ifadesiyle, Hz. Muhammed’in ilk muhatap kitlesi olan Kureyş ve çevresindekilere yakın zamanlarda bir peygamber gönderilmemiş olduğuna işaret edildiği kanaatindedirler (bu konuda ayrıca bk. Secde 32/3; Sebe’ 34/44; Fâtır 35/24). Meâlde esas alınan bu mâna burada geçen “mâ” kelimesinin olumsuzluk edatı sayılmasına göredir. Bu kelimenin mahiyeti ve cümledeki rolü konusundaki farklı kanaatlere göre âyetin aynı kısmına “ataları uyarılmış” veya “atalarının uyarıldığı şeyle” anlamı da verilebilir. Bu takdirde geçmiş devirlerdeki bütün insanlar kastedilmiş olur (Taberî, XXII, 150; İbn Atıyye, IV, 446). Yine bu yaklaşıma göre cümlenin devamı ile uyumu açısından meâlin “Ataları uyarılmış ama kendileri gaflet içinde bulunan bir toplumu uyarasın diye” şeklinde olması gerekir (Zemahşerî, III, 280).

Tefsirlerde genellikle, gerçekleşeceği belirtilen “söz”den maksadın Hûd sûresinin 119. âyeti ile Secde sûresinin 13. âyetinde geçen Allah Teâlâ’nın “Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım!” şeklindeki yemin ifadesi olduğu belirtilir (meselâ Zemahşerî, III, 280; başka yorumlar için bk. Râzî, XXVI, 43-44).

Tefsirin devamını okumak için tıklayınız