Ayasofya hem cami hem kilise olsun

Haberin Devamı

Hiçbir fikrin, inancın, ideolojinin fanatiği olmadığım için anlamakta güçlük çektiğim bazı konular var. Bunların başında Ayasofya’nın yeniden cami yapılması konusu var. Ayasofya’da kılınacak bir namaz neden bir Müslüman için bu denli önemlidir açıkçası anlamıyorum.

Ayasofya, devlet eliyle yapılmış ilk Hıristiyan mabet. Bizans’tan geriye kalan en büyük bina. Hem dini önemi var hem de kültürel. İnşaası da bir devrin kapandığını gösteriyor, camii olması da.

Katolikler, Roma’daki mabetlere daha çok önem verirler ama bir Ortodoks Hıristiyan için Ayasofya, Kabe’den farksızdır.

Diyelim tarihte şöyle oldu...

1452 yılında Hıristiyanlar Mekke’yi ele geçiriyorlar ve Kabe’yi dev bir Hıristiyan mabedine dönüştürüyorlar. Duvarların hepsine ikonalar asılıyor, bütün revaklar İsa ve Meryem Ana resimleriyle boyanıyor, dört bir tarafına da çan kuleleri inşa ediliyor. Minareler de yıkılıyor. 482 yıl boyunca ayinler yapılıyor. Mekke’yi ziyaret eden bütün Hıristiyanlar oraya gidip mum yakıyor. Hıristiyanların, Müslüman alemine karşı bir zaferi olarak Kabe’nin “Hıristiyanlığı” kutsanıyor, yüceltiliyor. Bu arada Müslümanlar bundan büyük bir hicap duyuyor. Çocuklarına söyledikleri ninnilerinde bile “Kabe’nin geri alınması” temasını işliyorlar. Her Cuma namazı, Kabe’nin geri alınması, yeniden Müslümanların hac merkezi olması duasıyla kılınıyor. Kabe’nin Müslümanlaştırılması, Müslümanların haysiyet meselesi oluyor..

Sonra 1935’de, bir Hıristiyan lider, ne şiş yansın ne kebap diyerek Kabe’yi müze yapıyor. Müslümanlar çok mutlu olmuyor. Haysiyet yine yerine gelmiş değil. Ama, hac farizalarını belki tam olarak yerine getiremiyorlarsa da Kabe’nin kapıları en azından nötr bir şekilde onlara yeniden açılmış oluyor. Fazla ses edemiyorlar.

Hıristiyanlara da tarihi eser olarak ziyaret etmek kalıyor sadece. Şimdi böyle bir durumda kim Kabe üzerinde daha çok talepte bulunma hakkına sahiptir?

Bana göre Müslümanların.

Ama hayır! Ülkenin çoğunluğu ellerinde olan Hıristiyan fanatikler “hak” iddia ediyor. Kabe, yeniden kilise olsun, katedral olsun, manastır olsun diyorlar.

***


Fatih Sultan Mehmet’in Bizanslı Ortodoks Hıristiyanlar için milyonlarca kutsal ve kültürel manası olan bir kiliseyi camiye çevirmesinin nedeni neydi? Osmanlı’nın Bizans’a karşı zaferini taçlandırmak elbette. Aynı zamanda Müslümanların Hıristiyanlara karşı zaferini de taçlandırmak. O dönemin adeti buydu. Gayet sembolik, mana yüklü bir “zafer” ifadesi. Ayasofya’yı olduğu gibi bıraksaydı fethin ne manası kalırdı? İmparator olmanın keyfi nerede olurdu?

(Osmanlı ve Bizans aynı dinden olsaydı ne olurdu, bakın bilemiyorum... Latin’ler batıdan gelip İstanbul’u 60 yıllığına ele geçirdiklerinde Ayasofya’yı yağmalamış, değerli ne var ne yoksa İtalya’ya, kendi kiliselerine götürmüşlerdi.)

***


Şu an bazı Müslümanlar, neden Ayasofya’da yeniden namaz kılmak istiyor? Neden “işaretler havada görünüyor”? Adı bile Müslüman olmayan bir mabette kılınacak namazın kıymeti harbiyesi nedir? İstanbul yeniden mi “fethedildi”? Şehir, başka bir dine mensup başka bir devletten yeniden mi alındı? İstanbul’u “kaybettik” de yeniden mi “kazandık”?

Sormak istediğim şey şu: Hangi zaferi taçlandırmaya çalışıyoruz? Neyin rekabeti bu? Dinler arası bir şampiyona mı var?

Madem geçmişten gelen bir hak iddianız var ve Müslümanlık başka inançlara sözüm ona saygılı ise o vakit Hıristiyanların geçmişten gelen hak iddialarını ne yapacaksınız?

***


Benim teklifim şu: Ayasofya üçü birden olsun! Pazartesiden Perşembeye müze, Cuma günleri cami, cumartesi tatil, Pazar günleri da kilise.

Yapılacak olan Perşembe gecesi halı sermek, cumartesi günü de sandalye yerleştirmek... Yani ucuz “mevzuat böyle. İbadethane dışında kullanılamaz” numarasıyla değil hakkaniyetle yaklaşalım.

Bülent beye sevgilerimle...

DİĞER YENİ YAZILAR