"10 yıl sorumlu olarak çalıştım Türkiye liglerinde. Çeşitli takımlarla inişler, çıkışlar, krizler, insanlar, adam göndermeler, almalar, bir sürü şey. 1 yıl sportif direktör olarak çalıştım Fenerbahçe'de. Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi kulüplerde insanlara daha değerli bir görev verilemez. 1 sene sportif direktör olarak durdum, baktım, ne olduğunu anlamaya çalıştım. Hiç istemediğim halde teknik direktör oldum. İlk 6 ay sudan çıkmış balığa dönüyorsun. Genç antrenörlerin sorunlarını 3 aşağı 5 yukarı biliyorum. Oldum dedikleri anda bu seviyeye geldikleri anda rüzgarın beklemediğin yerlerden geldiğini görüyorsun. Bu kulüplere uyum sağlayana, kontrolü alana kadar olan süreç zor. İlk 5-6 ay gerçekten kabus gibiydi. Kabus gibiydi. Çok sıkıntılı bir dönemdi. Devre arası kampı ve kupadaki Yeni Malatyaspor maçı vardı. Buzlu sahaydı, mağlup olduk. Her şeyin üstüne tuz biber ekti. Berbat hale geldi her şey. Ayrılma zamanı gelmişti aslında. Başkanın bu konuda her teknik direktörle sezonu bitirme gayreti önemli bir şeydir. Kişisel olarak bırakma eğilimim yüksekti. Başkan izin vermedi. Ne kadar üstüne çamur atılmaya çalışılırsa çalışılsın, 2010/11 şampiyonluğu 88/89 şampiyonluğu kadar değerli, kuvvetli bir dönüş olarak gözüktü Fenerbahçeliler için. Bütün rakiplerimizi yendik, bütün rakiplerimizi."