Gazete Vatan Logo
Magazin Çetenin en acemisi: Sihrimiz samimiyet!

Çetenin en acemisi: Sihrimiz samimiyet!

Ulan İstanbul’un Derya’sı Sevtap Özaltun, dizide zenginden alıp fakire veren bir hırsızlık çetesinin en acemisi. Özaltun, dizinin sihrini ise samimiyetin öne çıkmasına bağlıyor...

Çetenin en acemisi: Sihrimiz samimiyet!

Ulan İstanbul’ seyirciyi hemen yakalayıp kısa sürede kendi kitlesini yaratan bir dizi oldu. Robin Hood gibi bir adam (Uğur Polat’ın oynadığı Kandemir) ve her biri şahsına münhasır çetesi dışında yaşadıkları mahalledeki karakterlerle bile ayrı bir dizi yaratabilecek kadar zengin. Çetenin acemi hırsızından diziyi dinledik.

- ‘Ulan İstanbul’, hep farklı yeri olan o birkaç TV dizisi gibi (Şaşıfelek Çıkmazı, İkinci Bahar) hemen o kulvarda yerini aldı sanki. Bunu neye borçlu dizi?

Bu diziler televizyonun efsane işlerinden birkaçı. Bizim dizimizi de seyircinin, dizi izler gibi değil de sanki balkondan komşularını izler gibi izlediğini düşünüyorum. Oyuncu kadrosunun içtenliğinin başarısı. Tabii üzerinde incelikle çalışılan senaryonun da büyük katkısıyla, yönetmenin gücüyle, bütün ekip çalışanlarının emeğiyle bu sonuca ulaşıyor.

- Bu alternatif aile formatının sihri nedir? Kötü bilinen ile kutsal bilinen şeyler iç içe girip karışmış ve bunları sorgulatıyor gibi. Siz ne düşünüyorsunuz dizinin senaryosuyla ilgili?

Haberin Devamı

Kime göre, neye göre kutsal ya da kötü? İşte bu noktada sorgulatıyorsa hikaye, bence doğru yolda demektir. Hem nitelikli hem de eğlenceli bir senaryo. Oyuncu olarak da çok adaletli bulduğum bir senaryo “Ulan İstanbul”, çünkü sadece bir kişi kahramanlaştırılıp onun üstüne dönen monoton bir hikaye değil, bütün oyuncuların tadını çıkararak oynaması için alanlarının, hikayelerinin olduğu bir iş, bu durumda projenin içinde olan herkes daha yaratıcı ve paylaşımcı olabiliyor ve işin hem kalitesi hem samimiyeti seyirciyi yakalıyor.

- Normal hayatta olsa bir çeteye dahil olma cesareti bulur muydunuz kendinizde?

Nevizadeler gibi bir çeteyse evet. İşin şakası bir yana tabii ki sorunlarımı illegal yollardan çözmeye çalışmam. Ama insan bu hikayeye bakınca keşke bütün suçlular Nevizadeler gibi olsa demekten kendini alamıyor.

Uzun uzun bakışmalar artık tutmuyor

- Aile tanımlamasının içini ne doldurur sizin için, dizideki aileyi de katarsak?

Yanlarında kendimizi daha güçlü hissettiğimiz, başımız her sıkıştığında gidebileceğimiz birilerinin olduğu güvenli bir yuva...

Haberin Devamı

- Şu an TV dizileri çığırından çıkmış gibi, kötü ya da iyi anlamda söylemiyorum. Çok büyük bir piyasa var ve çok daha kolay eleniyor işler artık. Sizin izleyici olarak da düşünceniz nedir ve siz nasıl işler izlersiniz daha çok?

İnsanlar hoş vakit geçirmek istiyorlar. Uzun uzun bakışmalardan, dramatik sahnelerden sıkıldılar bence artık. Zaten ziyadesiyle uzun olan dizi saatleri de yeterince yorucu olabiliyor. Enerjisi yüksek, samimi ve daha hayatın içinden hikayeler izlemeyi tercih ediyorlar sanırım.

- Dizilerin olmazsa olmazı bir de aşk örgüsü var. Derya, arada mı kalıyor doğru bildiği yoldan mı gidiyor?

Derya ne istediğini biliyor aslında. Fakat şartlar onu nereye götürecek ben de bilmiyorum henüz. Hep beraber göreceğiz...

Mükemmeli aramıyorum yoldaşlık etsin yeter

- Sizin hayatınızda aşk ne noktada durur? Ne ararsınız erkek arkadaşınız olacak kişide?

Bu soruya çok net şunu şunu ararım diyemeyebileceğim kalıp cevaplarım yok ama mükemmeli aramadığımı biliyorum. Büyük beklentilerin, bozulmaz kuralların, bitmek bilmez taleplerin olmadığı salt sevgiyle, coşkuyla, bana yoldaşlık edebilecek birine sevgilim diyebilirim.

Haberin Devamı

- Sizi alternatif işlerden de biliyoruz. Hayyam’ın hayatından esinlenen doğaçlama tiyatro oyunu gibi. Dizi dışındaki oyunculuk hayatınız nasıl akıyor?

Bu sezon tiyatro yapmak istemedim, yeterince zaman ayırmam mümkün olmayacaktı, fakat önümüzdeki sezon, arkadaşımın yazdığı bir oyunu sahnelemeyi planlıyoruz.