Abdullah amca

Hiç yüz yüze gelmediğiniz, sesini duymadığınız bazı insanları kendinize çok yakın hissettiğiniz oldu mu?

Haberin Devamı

Hiç yüz yüze gelmediğiniz, sesini duymadığınız bazı insanları kendinize çok yakın hissettiğiniz oldu mu?

Ve onların kaybı sizi sarstı mı?

Bunun mümkün olduğunu biliyorum çünkü sevgili arkadaşım Selahattin Duman'ın babası, Dr. Abdullah Duman'a, yani Abdullah Amca'ya hiç tanımadan böyle derin bir sevgi ve saygıyla bağlanmıştım ben.

Selahattin, İzmir dönüşlerinde onun yeni hikâyelerini, düşüncelerini, hayata bakışındaki derinliği anlatırdı.

Bu anekdotlar, kafamdaki Abdullah Amca profilini tamamlamış ve içimde onu bir an önce tanıma sabırsızlığı uyandırmıştı.

Selahattin'e belki yüz kez bu isteğimi tekrarladım. Abdullah Amca'yı ziyaret ederek elini öpmek istediğimi söyledim.

Ama bir türlü beceremedik.

Sonunda da ölüm gelip bu olanağı tamamen aldı elimizden.

Selahattin'in annesi Nimet Hanım'ın ardından Abdullah Amca sadece on iki gün yaşadı ve bu dünyaya veda etti.

Peygamber ne demiş: Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.

Abdullah Amca bir âlimdi.

Hem de yalnız tıp biliminde değil.

Anadolu'nun, Mezopotamya'nın derin kültürünü imbikten süzerek özümsemiş bir âlimdi.

Bu insanlar öldüklerinde, İskenderiye Kitaplığı bir kez daha yanar.

Kafalarındaki binlerce anıyı, bilgiyi, şiiri, anekdotu, tecrübeyi de yanlarında götürürler.

Biz kalanlar bu ölümlerle biraz daha eksiliriz, biraz daha yoksullaşırız.

Osmanlı'nın hanedan dışında aristokrasisi yoktur ama Anadolu'nun yürek ve beyin soylusu aileleri vardır.

Abdullah Amca'nın ailesi de bu ailelerden biridir işte.

Bazen Selahattin ondan bir selam getirirdi ve ben sevgimin karşılıksız olmadığını anlardım.

Anlatılanlardan onun da bana yakınlık duyduğunu anlardım.

Bu yüzden bazı yazıları yazarken, ertesi gün Abdullah Amca'nın bunları okuyacağını düşünür, beğenmesini ümit ederdim.

Şimdi Abdullah Amca yok.

Hiç tanımadığım bir insanın ölümüne bu kadar içimin yanacağını tahmin etmezdim.

Ama belki de haksızlık ediyorum.

Belki de Abdullah Amca'yı tanıyordum; hem de yüz yüze görüştüğüm birçok kişiden daha çok.

O, bizim giderek yitirmekte olduğumuz soyluluğumuz, direnişimiz ve kültür zenginliğimizdi.

Yaşar Kemal'in ünlü sözü belki de en çok Abdullah Amca'ya yakışmıştı:

"O iyi insanlar, o güzel atlara bindiler gittiler."

Güle güle Abdullah Amca.

DİĞER YENİ YAZILAR