Ergenekon-on engerek

Haberin Devamı

Bildiğiniz gibi “anagram”; harflerin yerini değiştirerek yeni sözcük elde etme oyunu. Aynı harfleri başka sırayla yazdığınızda başka sözcükler çıkar karşınıza.

Bu yöntemi ergenekon kelimesine uygularsak “on engerek” sözcüklerini elde ediyoruz. Bunu sadece bir sözcük oyunu değil, gizli bir gerçek olarak algılıyorum ben. Çünkü bu davada gerçekten de on engerek birbirine dolanmış durumda. Ortalığa bu kadar yılan zehri yayılırken, gerçeği yalandan, doğruyu eğriden ayırt etmek, netlik sağlamak çok güç.

İyinin yanına kötüyü, suçlunun yanına suçsuzu, darbecinin yanına kalem erbabını, mafyanın yanına masum yurttaşı, katilin yanına maktulü koymuş ve hepsinden bir macun katmışlar.

Davada yargılanan yazarlar, aydınlar, hayatında silaha el sürmemiş olanlar ise; birbirine dolanmış on engereğin arasında kalmış.

Mehmet Haberal’ın tahliyesine sevinirken, bir yandan da içimize bir burukluk yayılması bu yüzden işte. Mesela Mustafa Balbay’ın, Tuncay Özkan’ın, Fatih Hilmioğlu’nun ne suç işlediğini bile anlayabilmiş değiliz.

Darbe geleneğinden nefret eden bir mağdur sıfatıyla bu insanların mahkûmiyetini içime sindiremiyorum. Derin devletin bu davada kullandığı ajan provokatörler tek tek serbest bırakıldı. Kötü niyetle silah tutan eller değil, kalem tutan eller cezalandırıldı.

Diyecekler ki; “İyi ama faili meçhul cinayetleri işletenler, cinayete azmettirenler, Silahlı Kuvvetler’in içine yuvalanmış şer odakları, darbe girişimcileri de ceza aldı.”

Evet cezalandırıldılar; iyi de oldu. Keşke bu konuda daha da derinlere gidilse ve ülkeye kan kusturanlar, masum insanları kaçırarak öldürtenler daha fazla teşhir edilebilseydi.

Ama bu karara; masum yazarların, masum subayların, masum siyasetçilerin; gizli tanıklarla, kanıtlanamayan iddialarla mahkûm edilmeleri korkunç bir gölge düşürmedi mi?

Keşke sadece o canileri cezalandırsaydınız da avuçlarımız patlayana kadar alkışlasaydık sizi.

Ama olmadı. Âşık Veysel’in “Eyvah balı tuza katmış” deyişindeki gibi davranıldı. On engerek birbirine dolandı ve suçlunun yanında suçsuzu da cezalandırarak adaleti boğdu.

Şimdi umut Yargıtay hâkimlerinde.

Yargıtay benim için baba ocağıdır, kutsal mekândır.

Umarım adalet orada tecelli eder.

DİĞER YENİ YAZILAR