Quarto ne demek

Haberin Devamı

Ben de bilmiyordum. Dünyanın en prestijli yayınevlerinden birisi olan Gallimard’ın “quarto” dizisini görene kadar bu kelimeyi hiç duymamıştım. Ama elime bu diziden kalın bir kitap geçince ne demek olduğunu araştırdım.

Meğer quarto, 4’e 4 ölçülerinde basılan kitap demekmiş. Tam bir kâğıdın bir yüzüne 4, öteki yüzüne de 4 sayfa basılıp, katlanır ve 8 sayfalık formalar elde edilirmiş. Bu teknikle basılan ilk kitap 1452-53 yıllarında Gutenberg tarafından üretilen Sibyllenbuch olmuş. Daha sonra İncil ve Shakespeare’in eserleri de bu formatta basılmış.

Fransa’nın ünlü Gallimard Yayınevi “quarto” adını taşıyan bir dizi başlatarak, edebiyat dünyasındaki yerini sonsuzlaştırmış, klasik haline gelmiş kitapları vurgulamak istemiş.

Diziden çıkan yazarlar arasında Victor Hugo, Plutark, Marcel Proust, Voltaire, Joseph Conrad, Ernest

Hemingway, D. H. Lawrence, Aragon gibi klasikler dikkat çekiyor.

Ama beni en çok heyecanlandıran, bu dizide yayınlanan 1652 sayfalık bir eser oldu. Kapağında şunlar yazıyor: Yachar Kemal “Le saga de Memed le Mince” İnce Memed’in dört cildi tek kitaba sığdırılmış, ayrıca Alain Bosque’nin Yaşar Kemal’le yaptığı uzun söyleşi de eklenmiş.

Bu kitabı elinde tutmak, sayfalarını karıştırmak çok duygulandırıyor insanı. Türkiye’de kuşaklar yetiştirmiş olan bu dev eserin, dünyada da tartışılmaz klasikler arasında yer alması, Hugo’nun, Proust’un, Conrad’ın, Voltaire’in temsil ettiği “Evrensel Edebiyat Onur Listesi” ne bizim bir eserimizin de dâhil olması, göğsümüzü kabartıyor.

Çünkü bu tek başına Yaşar Kemal’in değil, büyük yazarımızın sırtını bir kale gibi yasladığı Anadolu’nun, Karacaoğlan’ın, Yunus Emre’nin, Evliya Çelebi’nin başarısı.

***


Söz sanatları insanın kanında var. Shakespeare’in deyimiyle

“kanatlanmış sözcükleri” kimse

durduramıyor, unutturamıyor;

kimse onların önüne geçemiyor,

Elimde bu müthiş baskıyı tutarken Yaşar Kemal’e ve diğer yazarlarımıza yapılan baskılar, hapisler, yasaklamalar, aç bırakma çabaları aklıma geldi.

Ve üzüldüm.

Keşke onlara dünyanın verdiği değeri biz de verebilsek, gösterdiği saygıyı biz de gösterebilseydik.

Böyle bir tutum, zaten yücelebildiği kadar yücelmiş yazarlarımızı değil, ülkenin itibarını yükseltirdi.

Sağolasın Yaşar Kemal.

Bir kez daha göğsümüzü kabarttın.

DİĞER YENİ YAZILAR