Çiçek gibi bir liste

Haberin Devamı

Taraf Gazetesi’nde bir haber okudum. 2006’nın mart ayında Genelkurmay İkinci Başkanı’na bir “andıç” sunulmuş.

Sunan da Deniz Kurmay Albay Dursun Çiçek’miş.

Bu çiçek gibi andıçta neler varmış neler.

Meğer ABD, AB, Soros gibi güçler Türkiye’nin en büyük iş adamlarını, üniversitelerini, aydınlarını paraya boğmuş.

Milliyet Gazetesi haberi “Bu andıçta yok yok!” başlığıyla duyurmuş.

Gerçekten kimler yok ki listede.

Rahmi Koç’u mu ararsınız, Bülent Eczacıbaşı’nı mı, Oktay Ekşi’yi mi, Özdem Sanberk’i mi.

Saymakla tükenmez.

Ulusalcısı da var listede, sağcısı da solcusu da.

Albay herhalde bir Sezen Aksu hayranı olmalı ki onu da dahil etmiş listeye.

Eee kambersiz düğün olur mu?

Elbette benim adımı da iliştirivermiş bir yere.

Oysa bugüne kadar ne AB’yle akçalı işim oldu, ne ABD’yle, ne Soros’la ama ne gam.

Listeyi hazırlayan, önceden kararını vermiş bir kere.

Baksanıza Oktay Ekşi’yi bile listeye almakta bir sakınca görmemiş.

***


Birkaç ay önce gazete yazarları arasında bir milli takım hazırlama yarışı vardı.

Orada da beni “ulusalcı 11” içinde göstermişlerdi.

Andıçla hiç uyuşmuyordu doğrusu.

O da çiçek gibi bir listeydi.

Hadi diyelim ki bizimle uğraşıyorlar; bari soyumuzu sopumuzu rahat bıraksalar.

Artvin’in eski adı Livane sancağı; oradaki kaleye de Livane Kalesi deniliyor.

Büyük dedem Kolağası Ömer Bey, Ahmet Muhtar Paşa’nın muhafızı olarak Ruslara karşı çarpışıyor. Erzurum’dan Harput’a tayin edilince de orada sülaleye “Livanelioğulları” deniliyor.

Bir aklı evvel çıkıp bunun Sabetayist ismi olduğunu yazdı desem inanır mısınız?

İnanın, inanın; bizde ne cevherler var.

***


Şimdi kendi kendime bu duruma en uygun türkünün, en uygun deyimin hangisi olduğunu sorup duruyorum:

“Manda yuva yapmış söğüt dalına!” mı demek daha doğru, yoksa “Dam başında saksağan, vur beline kazmayı!” mı?

Yoksa bütün bunları bırakıp “Bizde adet böyledir / Güzeli ağlatırlar, çirkini söyletirler” diyen Ankara havasını mı hatırlamalı?

***


Bu yazı ciddi olmadı ama kabahat bende değil ilham edenlerde!

İşlerin bu kadar çivisi çıktıktan sonra oturup hangi cevabı vereceksin, hangi birini ciddiye alacaksın!

Bu işleri yapanlara “Allah akıl fikir versin!” demekten başka bir çaremiz yok.

Umarım devletin elindeki bütün bilgiler böyle değildir.

Yoksa işimiz harap!


DİĞER YENİ YAZILAR